Köylü kime oy verecek?
Başbakan Erdoğan'la CHP lideri Deniz Baykal'ın tarım konusundaki kapışmalarına çok sevindim! Sosyal demokratlarımız da nihayet "ekonomik ve sosyal" bir sorunu ele aldılar diye!
Tarım ve işsizlik; iki büyük sancılı sorun:
Güneyde ihraç edilemeyen narenciye çöplüklere, derelere, su kanallarına dökülüyor! Üretici perişan. Antalya'nın falanca köyündeki narenciye bahçesi ile uluslararası narenciye piyasası arasındaki ilişkiye dikkat!
Resmi rakamlara göre bir yılda tarım kesiminde 1 milyon 84 bin kişi işini kaybetmiş! Demek ki, tarımsal nüfusumuzda 1950'lerden beri yaşamakta olduğumuz oransal küçülme birdenbire hızlanmıştır!
Bu hızlanma şehirlere göç ve işsizlik gibi sancıları da artıracaktır!
Önümüzdeki yıllarda ortalama bir milyon köylü tarlasını, köyünü terk ederek şehirlere göçecek! Bu büyük yapı değişikliği hem kültür hem siyaset hayatımızı derinden etkileyecek.
AKP ve 'ezilmişler'
Modernleşmenin özü; köylülükten sanayi ve hizmet sektöründe çalışan şehirli bir nüfus yapısına geçmektir!
Çok sancılı bir değişimdir bu. Köylerden gelip şehirlere yığılan yoksul ve 'yersiz' milyonların sosyal ve siyasi tepkileri 19. yüzyıl Batı tarihine damgasını vurdu. Sosyalizm, sosyal demokrasi, muhafazakârlık, hatta sonraki faşizm bu sosyal sancıların ürünüdür.
Türkiye sosyolojik olarak aynı yapısal değişimin sancılarını yaşıyor:
Tarım dışı sektörlerde, yani sanayi ve hizmet kesimlerinde 2005 yılında 1 milyon 104 bin kişiye iş yaratıldı. Yatırımlar artıyor, ekonomi büyüyor, işler iyi gidiyor seslerinin kaynağı bu rakamlardır.
Ancak, buna rağmen hâlâ 2 milyon işsizimiz var; bunun yarısı tarımda işini kaybedenler, öteki yarısı şehirlerdeki işsizler. 'Büyüme halka yansımıyor' şeklindeki yakınmaların kaynağı da bu rakamlardır.
Siyasi bakımdan AKP iktisaden ve manen 'ezilmiş' kitlelere "Adalet" ve "Kalkınma" vaat ederek iktidara geldi. Ekonomik büyümenin çok iyi gittiği sanayi ve hizmet sektörlerinden, Anadolu kaplanları dahil, AKP'nin oylarını bir miktar artıracağını bile tahmin edebiliriz.
Ama tarım kesiminden, büyük ve küçük şehirlerdeki işsizlerden, esnafın sıkıntılı kesiminden yine oy alabilir mi? Zor gözüküyor.
CHP ve diğerleri
Böyle bir tablo karşısında Batı'da sosyal demokrasi devreye girer. Ama bizde giremiyor. Çünkü sosyal demokrasinin ekonomik ve sosyal bakımdan oy alabileceği bu kitleler ile CHP arasında 'derin' bir kültürel çatışma var! Bu yüzden CHP deyince akla balo geliyor da ekonomi gelmiyor. Kamuoyunda "CHP ekonomiyi iyi yönetir" diye bir imaj var mı?!
DYP'nin böyle bir kültürel yabancılaşması olmadığı gibi, kırsal kesime geleneksel olarak yakın bir partidir. Mitinglerinin gittikçe kalabalıklaştığını da görüyoruz. Mehmet Ağar, Demirel gibi "Bunlar ne verirse ben beş fazlasını vereceğim" diyerek devlet hazinesinden siyasi popülizm de yapmıyor. Ama kamuoyunda "Ekonomiyi DYP iyi yönetir" diye bir imaj da oluşmuş değil.
MHP oyları ekonomik konjonktürden ziyade 'milliyetçi' konjonktüre bağlıdır.
ANAP 'şehirlere dönük' bir partidir.
Demek ki, AKP'nin tarımda ve kentlerde sıkıntılı kesimlerde şu veya bu oranda oy kaybedeceğini söylemek mümkün ama bu oyların nerelere gideceği henüz belli değil.
Milliyet
Yayın Tarihi :
2 Mayıs 2006 Salı 11:34:32