18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Mehdi gelir mi? Erdal Şafak - Sabah

İran’da cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları dünyayı şaşırttı. Hatta düşkırıklığı ve karamsarlık yarattığını bile söyleyebiliriz.

Zira liberal adayların veto edilmesi nedeniyle ılımlı ve gerçekçi Ayetullah Haşimi Rafsancani’nin kolayca kazanacağı tahmin ediliyordu.

Bu inanç büyük ölçüde Muhammed Rıza Hatemi’nin 8 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde sağlanan göreceli özgürlüğü korumak isteyen reformcuların, toplumda önemli bir kesimi oluşturan liberallerin, çağdaş ve demokratik bir düzen özleyen gençlerin (nüfusun üçte ikisi 30 yaşın altında. Oy verme yaşı 15’ten başlıyor) Rafsancani’yi destekleyeceği inancından kaynaklanıyordu.

Rafsancani de kampanya boyunca bu kesimleri rahatlatacak mesajlar verdi; ABD ile ilişkileri düzelteceğini ve İran’i dünyaya açacağını bildirdi, kadınlara giyim özgürlüğü vaat etti...
Hatta son dönemde "hareketlenen" Kürtler’i çekmek için Batı illerini Mesut Barzani ve Celal Talabani’li fotoğraflarıyla donattı.

Ama anlatılamayacak kadar muhafazakar rakibi Mahmut Ahmetinecat açık ara ipi göğüsledi. Bu sonucun birçok nedeni var:
* Yoksulluk: Halkın yüzde 20’si yoksulluk sınırının altında yaşıyor. İşsizlik yüzde 30’un üstünde. Ahmetinecat, petrol gelirini halka dağıtacağını söyleyerek bu geniş kitleye şirin göründü.
* Derin devlet: Camilerden halk milisleri "Basici"lere, devrim muhafızlarından orduya kadar uzanan zincirde, dışarıya hiç sızdırılmadan müthiş bir çalışma yürütüldü. Bu büyük topluluk hiç firesiz Ahmetinecat’a kanalize edildi.
* Yoğun hile: İlk turda seçmene baskıdan sahte oya kadar bir dizi hile yapılınca, Rafsancani ikinci turda ülke genelinde 41 bin sandıkta temsilci görevlendirdi. Ancak seçim günü hepsi tekme-tokat kovuldu.
Şimdi mollalar kıs kıs gülüyor, liberaller de özgürlüğün son penceresinin çivilenmesinin şokunu yaşıyor.

Tek halka kalmıştı

Yeri gelmişken İran’daki sistemi özetleyelim.
En tepede İslam Devrimi Yüksek Rehberi yer alıyor. Ulemalar Meclisi’nce seçiliyor ve ömür boyu görev yapıyor. Yürütme ona bağlı. Bu makamda Ayetullah Hamaney var. 80 din adamından oluşan Ulemalar Meclisi halk oyuyla 8 yıllığına seçiliyor.

Parlamentoyu da halk seçiyor ama Anayasa’yı Koruyucular Konseyi denetliyor. Bu organ Yüksek Rehber’in atadığı 6 imam ve ona bağlı yargı erkinin gösterip parlamentonun onayladığı 6 İslam hukukçusundan meydana geliyor. Konsey, yasaları geri çevirme, milletvekili ve cumhurbaşkanı adaylarını veto etme yetkilerine sahip.

Bu kurulların hepsinde tam egemen olan mollalar 2003 seçimleriyle belediyeleri, 2004 seçimleriyle parlamentoyu ele geçirdiler. Ahmetinecat ile zincir tamamlandı. Tahran Belediye Başkanlığı döneminde haremlik-selamlık asansörler yaptıran, kültür merkezlerini camiye çeviren, "kumarhane" dediği Tahran Borsası’nı kapatmaya kalkan Ahmetinecat dünya görüşünü şöyle özetliyor: "Biz ihtilali demokrasi getirmek için yapmadık!"

Liberal İranlılar’a göre, "Tsunami"den farksız bu sonuçla 1979 ihtilalini izleyen koyu karanlığa geri dönülüyor. Yurt dışındaki muhaliflere göre ise mollalar rejiminin sonunu getirecek devrimin tohumları atılmış oluyor.

AB mutsuz; İran’ın nükleer silahlanma sorununa uzlaşmacı çözüm olasılığı iyice azaldı. ABD mutlu; Tahran’daki rejimle mücadelede "meşru" gerekçeleri arttı.

Olan İranlılar’a oldu. Yüzyıllardır bekledikleri Mehdi’den başka tutunacakları umut kalmadı...

İHA
Yayın Tarihi : 26 Haziran 2005 Pazar 14:07:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?