18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Mustafa Balbay - Cumhuriyet Gazetesi

Komşudaki Seçim!

ABD’nin başkanlık yarışı için başlıktaki gibi ’’komşudaki seçim’’ demek abartma olmaz.

Komşumuz Irak’ı 135 bin askerle işgal eden ve kendisine bağlı bir yönetim oluşturan ABD’de Bush bir dönem daha başkanlık yapacak.

Şimdi gündemdeki soru şu:

Bush bundan sonra ne yapacak?

Sorunun yanıtını şu netlikte verebiliriz:

Bugüne kadar yaptığını yapacak!

İ-kinci Bush dönemi başlarken ilk akla gelenleri paylaşalım:

1- Bush, birinci başkanlık döneminde Birleşmiş Milletler’i (BM), deyim yerindeyse Bushlaşmış Milletler gibi görmeyi yeğlemişti. Bush, Irak savaşında bataklığa saplanınca zaman zaman BM’yi anımsayıp, kararlarına saygı gösterirmiş gibi yaptı ama, bakışının özü değişmedi. Yakın gelecekte BM ile ABD arasındaki gerilim artarsa şaşırmamak gerekir.

2- ABD’nin iç dengelerine bakınca şöyle bir bölümleme yapılabilir:

Dünyaya daha açık olan, ABD’nin dünya liderliğini uluslararası hukuk çerçevesinde yürütmesini isteyen kıyı eyaletlerinde Kerry öndeydi, daha çok içe dönük duran, Amerika’yı her şeyin merkezine koyan orta ve güney kesimlerde Bush öndeydi.

Kazanan Bush olduğuna göre bu durumu şöyle de özetleyebiliriz:

Ameri-kan yönetiminin aldığı kararlara uluslararası hukuk denir!

3- Genel kabul görmüş şöyle bir tanım var:

ABD, Bush yönetiminin mantığıyla savaşı kazanabilir ama, barışı kazanamaz!

Bush yönetiminin Afganistan’dan Irak’a kadar izlediği politika bu tanımı doğruluyor. Bush politikasının devamında İran ve Suriye var. Bush yönetiminin bu politikasını bilen İran, ’’Mademki ben hedefim, o zaman Irak’ı ABD ile kapışma zemini yapayım’’ politikasını benimsedi. Önümüzdeki günlerde güneyimizdeki gerginlik Türkiye’yi daha çok etkileyecek.

Türkiye’nin bakışı


4- Ankara ABD seçimlerine geleneksel olarak şöyle bakar:

Kim gelirse gelsin Türkiye’yle ilişkisine önem verecektir!

Bush-Kerry dengesine de şöyle baktı:

Bush’a alışmıştık, Kerry’den sürpriz çıkmaz.

Kerry, propaganda çalışmaları sırasında şöyle demişti:

’’Bush, Türkiye’yi daha iyi kullanabilseydi, Irak’ta daha başarılı olurduk.’’

Ankara’nın Bush’la ilişkilerinde çok iniş-çıkış oldu ama, en azından AKP ile Bush’un sonuçta iyi anlaştığı söylenebilir. Bu hava, arada bazı sanal gerginlikler olsa da devam eder.

5- AB-ABD ilişkileri yeni durumdan nasıl etkilenecek?

Kanada ve Meksika’yı arkasına alan ABD’nin 25 ülkeli AB’ye küresel üstünlüğü var. Bunu AB de kabul ediyor. Küresel politikalar bakımından AB’nin ve ABD’nin hedef bölgesi bizim etrafımızda biçimleniyor. Türkiye’nin yakın geçmişteki durumu, yani AB ile ABD arasındaki git-geli önümüzdeki dönemde daha dalgalı hale gelebilir. Zira Bush yönetimi Türkiye’yi yanında daha çok görmek isteyecek, AB ise en azından bununla örtüşmeyen politikalar üretmeye çalışacak.

Tabii üretebilirse!

6- Yeniden ABD’nin içine dönersek...

Amerikalı seçmenin yarısı, ’’Ne olursa olsun önce benim güvenliğim gelir... Bush, her şeyi göze alıp Amerika’nın güvenliği için savaşa, savaşlara giriyor... Helal olsun ona. Dünya liderliğimizi böyle sürdürebiliriz’’ diye düşündü.

Öteki yarısı, ’’11 Eylül çok büyük bir depremdir. Ancak çözüm ne pahasına olursa olsun savaş yapmakta değil... Terörle mücadelede daha geniş bir koalisyon oluşturmamız gerekiyor. Daha akılcı politikalarla dünya liderliğimizi sürdürebiliriz’’ diye düşündü...

Birinci şık, kıl payı öne geçti... ’’Ya bendensin ya teröristsin’’ mantığıyla hareket eden Bush’un başkanlık etme biçimi şu özdeyişi çağrıştırıyor:

Bir büyük devlet her şeyi askeri güç kullanarak çözmeye başlamışsa, çökmeye başlamış demektir.

MUSTAFA BALBAY - CUMHURİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 4 Kasım 2004 Perşembe 12:08:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
selim yıldız IP: 88.224.119.xxx Tarih : 26.11.2007 23:04:03

bu yorum M.Balbay a. ABD bölgede hesaplı hareket ediyor.Türkiye ye güvenmiyor.Kütrleri elden asla çıkaramaz.Iraktan da çekilemiyor.Çünki esas hedefi iran.Bölgede israil, ve suudi arabistan iranı istemiyorlar.ABD bundan faydalanıyor.adb 2 yıl içinde irana saldıracak bunu sınırlı yaparsa hedefine ulaşamaz.şiddetli karşılıkda görebilir.Bu nedenle kuzey ırakta Kürtlerle ve maddi destekçi olarak suudi arabistanla lojistik destek için Türkiyeyi yanına almak için uğraşıyor.İran oldukça kalabalık ve güçlü ordusu var.inatçı bir savaş yeteneği var.ABD bölgede tek başına başarılı olamaz.İran ABD nin kontrolüne geçerse enerji kaynakları yönetimi ile abd bütün dünyada bir hegomanya kurma hevesinde. Çin ve rusya buna izin verirse bu ülkeler ekonomide gerilemeye başlar.ABD yıllık 800 milyon ton petrol tüketimini nasıl karşılayacak.çinin de 300-400 milyon tona ulaşması bekleniyor.Türkiyeninde bor madenleri var stratejik .ancak biz özelleştirme adı altında 800 milyar dolarlık rezervi 40 milyona satacağız.acaba yanlışmı duydum.ABD el kaide ve uluslararası terör bahanesiyle tüm orta doğu petrol yataklarına kendi rezerv alanına katmak için bir dizi senoryalar üretti.akıl hocası israil.bizler ucuz figuran.