15
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

O gazeteyi nasıl buldum/Ertuğrul Özkök/Hürriyet

DÜN Radikal Gazetesi’nden sordular."Orhan Pamuk’un yaptığı gazeteyi nasıl buldunuz?"

Gazete, geçen pazar günü Orhan Pamuk’tan, o gün için gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapmasını istemiş.

* * *

Cevap vermekte epey tereddüt ettim.

Dünyada iki meslek var ki bunu, bütün seyircileri, o işi yapandan daha iyi bildiğini düşünür.

Biri futbol antrenörlüğü, öteki gazete yöneticiliği.

Hürriyet’in Ankara Temsilciliği’ni yaptığım günleri hatırladım.

Rahmetli Esen Ünür, akşam gazetenin birinci sayfası gelince, yere atar, şöyle yukarıdan bakardı.

Eğer Ankara bürosunun geçtiği bir haber manşet değilse, yüzünü buruşturur, küçümseyici bir ifadeyle eleştirmeye başlardı.

Bense, gazeteyi yerden kaldırır, katlar bir yere koyar, sonra konuyu değiştirirdim.

"Niye" diye sorunca, "Belki bizden biri de bir gün genel yayın yönetmeni olur" derdim.

* * *

Bu defa ortada Orhan Pamuk’un hazırladığı gazete vardı.

Cevap verip vermeme konusunda çok tereddüt ettim.

Bu konuda konuşmak çok riskli.

Son zamanlarda Orhan Pamuk için eleştirel yazılar yazdığım için, ne desem farklı değerlendirilecek.

Beğenmedim desem, "Zaten önyargılıydın" diyecekler.

"Beğendim" desem, başkaları kızacak.

"Beğendim" veya "Beğenmedim" demeyeceğim.

Sadece şunu diyeceğim.

"Ondan daha zekice bir şey yapmasını beklerdim."

* * *

Ne gibi?

Orhan Pamuk birinci sayfanın manşetine, Názım Hikmet’le ilgili bir haber koymuş.

Geçmişte Cumhuriyet Gazetesi’nin Názım’a yaptığı bir haksızlığı göstererek, böylece "kendine yapılan haksızlığı" da gündeme getirmiş.

Bence ne zekice olmuş, ne de ilginç.

Ben olsam herkesi şaşırtacak bir şey yapardım.

Eğer ille de eleştirel bir şey yapacaksam, kendimi haklı çıkarmak yerine, eleştiren bir haberi manşete koyardım.

* * *

Veya herkesin gözü önündeki bir olaya, kendime ait çok ilginç bir bakış açısı getirirdim.

Ne bileyim, kelime oyunu yapardım.

Herkese "Vay canına" veya "Helal olsun" dedirtecek bir manşet bulurdum.

Türklerin veya Türkiye’nin farklı bir yanını, başarısını ortaya koyardım.

"Türkler 30 bin Kürt’ü öldürdü" yanlışını düzeltecek bir haber bulurdum.

Tabii o söylediğim şeyin yanlış olduğuna inanıyorsam.

Bunlardan birini yapardım.

Ama kesinlikle, gazeteyi, hınçlarım, öfkelerim, intikam duygularım için kullanmazdım.

Nobel Ödüllü bir edebiyatçıya bu yakışırdı.

O yüzden diyorum ki, Orhan Pamuk büyük bir fırsat kaçırdı.

Dün etrafımda şöyle küçük bir anket yaptım.

Gazeteci arkadaşlarım arasında Pamuk’un yaptığı gazeteyi beğenenine pek rastlamadım.

Kendi kendime sordum.

Acaba Orhan Pamuk’a karşı çok mu önyargılıyız?

Ben kendi payıma önyargılı değilim.

Ama itiraf edeyim ki kırgınım.

Ne yazık ki, içimdeki kırgınlığımı da kolay kolay atamıyorum.

İçimdeki o muazzam Nobel sevincimi ve gururumu da istediğim kadar güçlü gösteremedim.

* * *

Yine de emin olduğum bir şey var.

Orhan Pamuk büyük bir edebiyatçı ve ben içinde kırgınlıklarını tutamayan bir insanım.

O nedenle Radikal Gazetesi yönetiminden, kendisine ikinci bir fırsatın tanınmasını diliyorum.
Ertuğrul Özkök/Hürriyet
Yayın Tarihi : 9 Ocak 2007 Salı 12:20:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?