ACABA ordunun en üst kademesinde birbiriyle halef-selef olacak iki komutan arasında bir soğukluk var mı?’

Son günlerde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün adı etrafında insaf ölçülerini aşan bir kampanya yürütülüyor.

Bu arada, Özkök’ün görev süresinin bir yıl uzatılacağı, bu sayede Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yolunun kesileceği gibi söylentiler de buna eklendi.

Böyle olunca da akla işte bu soru geliyor.

* * *

Önce bir meseleyi halledelim.

Özkök’ün görev süresinin uzatılması fikrini kim ortaya attı?

Korkut Özal.

Bu sözlere ne kadar itibar etmeli?

‘Ağabeyimi Erol Simavi öldürttü’ diye bir deli saçmasını ortaya attığı günden beri benim için Korkut Özal adı fazla bir şey ifade etmiyor.

Anlayacağınız onun sözlerini ciddiye alarak, Orgeneral Özkök gibi demokrat ve medeni bir komutan hakkında komplo teorileri hazırlamak insaflı değil.

Fethullah Gülen’in söylediği öne sürülen sözlere gelince...

Üçüncü şahısların bizler hakkında söylediği sözlerin referans alınması da doğru değil.

Fethullah Gülen’e yakın derneklerden ödül alan insanların isimlerini alt alta yazarsanız, herkesin yakın arkadaş çevresine, çok güvendiği insanlar listesine oradan buradan değen birçok isimle karşılaşırsınız.

En çatışmalı toplumlarda bile insanların üzerinde birleştiği çok sayıda ortak isim vardır.

* * *

Ben Özkök Paşa ile ilgili görüşlerimi birçok defa yazdım.

Türkiye’nin en kritik dönemlerinden birinde görev yapıyor.

Ülkemizin medeniyet yolundaki tarihi yürüyüşünde çok önemli bir görevi başarıyla yaptığına inanıyorum.

Modern bir ülkenin modern ordusuna yakışan bir komutan.

Bugüne kadar verdiği demeçler, yaptığı konuşmalar Türk ordusunun yeni nesilleri için ışık tutacak nitelikte.

Avrupa Birliği ile müzakerelerin başlamasına giden yolu açanlar arasında ilk saflarda yer aldı.

Ama böyle kritik dönemlerde, toplumda çatışmalı görüşlerin belirginleştiği anlarda görev yapan insanların başına hep aynı şeyler gelir.

Attıkları her adım onlar açısından risklidir.

Sussanız eleştirilirsiniz.

Konuşsanız yine eleştirilirsiniz.

* * *

Ne var ki tarih hepimize şunu gösteriyor.

Günlük eleştiriler, hakaretler, iftiralar geçip gidiyor.

Geriye yapılan işler, yerine getirilen görevler kalıyor.

Ben ilerde bir gün Türkiye’nin yakın tarihi yazıldığında Özkök Paşa’nın bugünkü üzüntülerini fazlasıyla giderecek mutena bir yere sahip olacağına eminim.

Bakın rahmetli Özal hakkında neler yazıldı, neler söylendi.

Ama bu milletin ona nasıl bir cenaze töreni düzenlediğini hepimiz gördük.

Ölümünün üzerinden 13 yıl geçti ve bugün yapılan anketlerde Türk halkının yüzde 60’ının onu aradığı sonucu ortaya çıkıyor.

Kanaat önderlerinin öfkeleri geçmeyebilir.

Ama halk belli dönemlerde yapılan tarihi görevleri, fedakárlıkları hiçbir zaman unutmuyor.

* * *

Şimdi geliyorum baştaki soruya.

Bütün bu söylentiler, Genelkurmay Başkanı ile Kara Kuvvetleri Komutanı arasına soğukluk soktu mu?

Hayır.

Tam aksine, eskisine göre çok daha yoğun bir ortak çalışma içindeler.

Her gün en az 2.5 saat birlikte çalışıyorlar.

Yeni tehdit değerlendirmeleri hazırlanıyor.

Yani Türk ordusu ağustos ayında kendisine yakışan, geleneklerine uygun bir devir teslim töreni yapacak.

Orgeneral Özkök bunları daha önce de söylemişti.

Şimdi bir kere daha söylüyor.

Ama bizim de kendi kendimize şunu sormamız lazım.

Türk ordusunun şerefli bir komutanını her gün kendini savunacak bir psikolojiye sokmamızın kime yararı var?

Kime yararı olacağını bilmiyorum. Ama ülkemize zararı olacağına eminim.