CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymene bir ihbarım var. Türk topraklarının bir bölümü gizlice yurtdışına kaçırıldı.
Nasıl mı?
İşte size hikáyesi.
* * *
Geçen cumartesi günü Reichtagı geziyorum.
Reichtag, Almanyanın bütün dünyaca bilinen parlamento binası.
Bu binanın girişinde Türkçesi şöyle olan bir yazı var:
Alman halkına
Binanın misafirlerin girdiği bölümünde güvenlik aramasından geçtikten sonra karşınıza bir merdiven çıkıyor.
Merdiven, geniş bir koridora açılıyor.
Koridorda bizim Meclis kulisindekine benzeyen koltuklar var.
İşte bu koridorun geniş pencereleri bir avluya bakıyor.
Avlunun zemini yeşil bitkilerle örtülü bir toprak zeminle kaplı.
Üzerinde de büyük harflerle yazılı iki kelime var.
* * *
Türkçesi şöyle:
Halka
Yani orada, baştaki Alman kelimesi yer almıyor.
Bize Reichtagı gezdiren yetkililer bilgi veriyor.
Parlamentonun iç düzenlemesini yapan İspanyol mimar, bu avluya bir özellik vermeyi düşünmüş.
Alman milletvekillerine, kendi bölgelerinden toprak getirip bu avluya koymalarını istemiş.
Birçok Alman milletvekili bölgesinden toprak getirip oraya koymuş.
İşte bu milletvekillerinden biri var ki, çok ilginç bir iş yapmış.
* * *
Onur Öymenin ilgi alanına giren de işte bu milletvekilinin yaptığı iş.
Berlinin Kreuseberg bölgesinin Yeşiller Partisi üyesi milletvekili, Hans Christian Ströbele, Benim seçim bölgemde çok sayıda Türk var demiş.
Demiş ve Türkiyeden toprak getirtip, Alman Parlamentosunun bu sembolik avlusuna koymuş.
Ben de vatandaşlık görevimi yapıp bunu, Türkiyede yabancılara ev ve arazi satışına karşı çıkan Onur Öymene ihbar ediyorum.
Tabii bu şakayı Onur Öymenin mizah hoşgörüsüne sığınarak yapıyorum.
Ama Alman Parlamentosundaki bu avlu düzenlemesinin güçlü bir sembolik anlamı var.
Avrupa Birliği artık toplumların sadece fiziki coğrafyalarını değil, zihniyet coğrafyalarını da değiştiriyor.
On binlerce Alman İspanyada ev sahibi.
143 bin Türkün Almanyada evi var.
Alanya yavaş yavaş Avrupa normlarını oraya yerleştiren bir Alman nüfusa sahip oluyor.
Bütün Avrupa bunu anlıyor, anlamayan bir tek Türkiye var.
* * *
Yabancılara ev satışı gerçekten kárlı bir iş.
Çünkü bu evleri daha çok emekli yabancılar alıyor.
Hemen hepsi paralarını kendi ülkelerinde kazanıp Türkiyede harcıyorlar.
Yani bu işin katma değeri çok yüksek.
Ama gelin görün ki, Alman Parlamentosunun üyeleri, ülkelerinin en milli kurumu olan parlamentosuna Türk toprağı koyabilecek kadar küreselleşebiliyor, ama bir Türk milletvekili ev ve arsa satışını yasaklatma taraftarı olabiliyor.
* * *
Reichtagda gezerken gözüme çarpan bir başka rengi daha aktarayım.
Bu binanın ortasında yeni bir bölüm var.
Yukardan aşağı cam bir kavanoz şeklinde tasarlanmış. Alman Meclisi bu cam kubbe altında toplanıyor.
Bu binanın mimarı da bir İngiliz.
Milletvekillerinin yemek yediği restoranın şefi ise 11 yıl önce Mersinden göç etmiş bir Türk.
Anlayacağınız Avrupa Birliğinin zihniyeti biraz farklı gelişiyor.
Böyle olunca da ben Öymen gibi düşünen milletvekillerine şu soruyu sormak istiyorum.
Siz Türkiyenin Avrupa Birliğine girmesini gerçekten istiyor musunuz, yoksa istemiyor musunuz?