18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Özdemir İnce - Hürriyet Gazetesi

AKP dinsel söylemini gerçekten terk etti mi?

17 Aralık öncesinde Fransız gazeteleri Türkiye üzerine çoğu yanlış birçok yazı ve söyleşi yayınladılar.
15 Aralık 2004 tarihli Le Monde’un Türkiye ekinde Prof. Dr. Nilüfer Göle ile yapılmış bir söyleşi var. Fransa’nın en önemli okullarından birinde öğretim üyesi olan Nilüfer Göle’nin türbanı kadının modernleşmesinin simgesi olarak gördüğünü biliyoruz.
Bayan Göle bu söyleşisinde de ilginç görüşler ileri sürüyor:
‘Gerçekte, [Türkiye’de. Ö.İ.] gerçek bir iç tartışma, milliyetçiliği alaşağı etmek için müthiş bir mücadele var’ diyor.
Bayan Göle, ‘ulusal çıkarları koruma’ bilinç ve iradesini Avrupa nasyonalizmiyle neden karıştırıyor? CHP, Türk Silahlı Kuvvetleri, üniversiteler, entelektüel çevreler ve halk AB’den yana olmasalardı, Kopenhag Kriterleri’nin istediği reformlar sadece AKP oylarıyla gerçekleşebilir miydi? MHP bile AB karşıtı dişli mücadele vermedi. Peki ‘Müthiş mücadele kime karşı yapıldı?’
*
Bayan Göle, ‘Cumhuriyet’in kurucu ideolojisi olan bu otoriter cumhuriyetçiliğin değişmesi gerektiği biliniyordu, çünkü reformların önünde bir engeldi’ diyor.
CIA tornasından çıkma Graham E. Fuller gibilerin, İkinci Cumhuriyetçilerin ağzından böyle şeyler duymaya alışmıştık. Aynı kasıtlı saplantıyı Bayan Göle de tekrarlıyor.
Demek ki, Bayan Göle’ye göre, 1950’den bu yana kimilerinin yok etmek istediği ‘üniter devlet, tam bağımsızlık, halkçılık, laiklik, devrimcilik’ gibi çağdaş ve demokratik ilkeler AB’nin istediği reformların yerine getirilmesi için engelmiş!..
Yukarıda yazdığım ve Cumhuriyet İlkeleri olarak adlandırmayı tercih ettiğim ilkeleri içeride ve dışarıda bazı çevreler ‘Kemalizm’ olarak tanımlıyorlar.
Bayan Göle’nin Cumhuriyet ilkelerinin reformlara engel olduğu iddiası, Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994 yılında dile getirdiği şu reaksiyoner düşüncelerin tekrarı değil mi?
‘...Türkiye’nin yarınında artık ‘Kemalizme’ veya başkaca herhangi bir resmi ideolojiye yer yoktur. Kemalizm’in yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir... Aradan 70 yıl geçti. Artık, militarist ve sivil bürokrasi ‘devleti biz kurduk, korumak kollamak görevi de bizimdir’ diyemez. Çünkü insanlar böyle bir devleti istemiyorlar.’ (Metin Sever-Cem Dizdar, 2. Cumhuriyet Tartışmaları, Başak Yayınları, 1993, S.425)
Recep Tayyip Erdoğan, ‘İslamcı harekete karşı devleti kimse korumasın; Kemalizm ortadan kalkmadıysa, kaldırılmalı’ demek istiyor. Peki Bayan Göle ne demek istiyor?
*
Le Monde gazetesi soruyor: ‘Bütün Müslümanları temsil etmeyen bir partiyi Müslüman Demokrat olarak tanımlayabilir miyiz?’
Bayan Göle bu soruyu şöyle yanıtlıyor: ‘...Kendilerini ‘muhafazakár demokrat’ olarak tanımlıyorlar. Bir şey kesin: İslámı referans olarak istemiyorlar. Söylemlerinde ve politikalarında din dışına çıkmayı başardılar.’
Bayan Göle’nin bazı toplumbilimsel görüşlerinin ve saptamalarının yanlışlığını tartışmanın yeri bu sütun değil, ama en azından ‘AKP dinsel söylemini reddetti’ iddiasını tartışmak zorundayız. Koskoca bir profesörün söylem (discours) ile eylemi birbirine karıştırması ne acı!
AKP dinsel söylemi reddetmiş olabilir (!) ama programlı dinsel eylemi asla terk etmedi.
Bayan Göle İmam-Hatip Okullarının adını duymuştur ama Öğrenim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) Yasası’ndan haberi olduğunu sanmıyorum. AKP’nin dinsel söylemi ve eylemini değiştirdiğinin bir tek göstergesi vardır. O da Öğrenim Birliği Yasası’dır. Bu yasa 1924’teki çıkış amaçlarına dönmeden, İmam-Hatipler özel meslek okulu statüsüne döndürülmeden AKP’nin dinsel söylemden vazgeçtiğini iddia etmek, yalana ortak olmaktan başka bir şey değildir. İmam-Hatipler eski haline getirilmeden AKP’nin sivil mesleklerin İslamileştirilmesi projesinden vazgeçtiğini ileri sürmek de yalana ortak olmaktır.
*
Prof. Dr. Nilüfer Göle, gazetenin Türk-Ermeni uzlaşmasıyla ilgili sorusunu şöyle yanıtlıyor: ‘Eğer soykırımın kabul edilmesi bunca sorun yaratıyorsa, Türklerin ve Cumhuriyet’in bu kimlik bağına ilişkin olduğu içindir. Bu sorun aslında Türk kimliğinin sorunudur. Bundan kurtuluş yok, öyle ya da böyle bu evre yaşanacak. Bu, Cumhuriyet için bir olgunluk dersi (sınavı) olacak.’
Yani Bayan Göle’ye göre, Cumhuriyet’in kurucu ideolojisi ‘Ermeni Soykırımı’ iddialarının kabul edilmesini de engelliyor. Ermeni Soykırımı’nı kabul etmeden adam olmak olanaksız.
*
AKP hükümeti şu sıralar AB müzakereleri için harıl harıl Başmüzakereci arıyor. Bence Bayan Göle’den daha uygununu bulamaz. Türkiye’yi AB’ye Adem Baba gibi sokacağı garantidir.

ÖZDEMİR İNCE - HÜRRİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 28 Aralık 2004 Salı 12:36:00
Güncelleme :28 Aralık 2004 Salı 12:38:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?