Parayla politika arasındaki ilişki; İran'daki çarşaflı, peçeli kadınların gizli kaçamakları benzeri; nedense hep fısıltı düzeyinde kalır.
Türkiye gibi "gelişmekte" olmaktan, bir türlü "gelişmişliğe" terfi edememiş ülkelerde ise, halk kitlelerine sürekli söylenen nutuklarda, içi boş kutsal kavramlar şaklatılır sadece:
- Bu büyük millet...
......
- Devletimizin gücü...
......
- Şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar...
......
- Viyana kapılarına kadar giden atalarımız...
***
Gerek Hazine olanakları, gerek değişik menzil ve basamaklardaki çeşitli keselerle; nutukçu cüzdanları arasındaki para trafiğinden hiç söz edilmez...
Söz etmeye kalkanların da, biber sürülür ağızlarına...
***
Şükrü Saracoğlu kabinesinde Gümrük ve Tekel Bakanı olan Suat Hayri Ürgüplü, 1947'de Yüce Divan'a verildiği zaman, cüzdan trafiğiyle ilgili neler ve neler dökülmüştü ortaya...
Suat Hayri Ürgüplü, her türlü ayrıntıyı hiç kaytarmadan açıklayan, çok soylu ve saydam bir savunma sergilemişti.
Duruşmalar ilerledikçe de, Vakıf Çakmur adında bir tanıdığının, saman altından kurduğu zembereklerle, cüzdanlar arası para trafiğini nasıl yönettiği çıkmıştı ortaya...
***
Para mı politikayı yavruluyor, politika mı parayı?
ABD'de paranın politikayı yavruladığı, tüllenmiş olsa da, peçelenmiş değildir.
Örneğin başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin seçim kampanyasını, büyük ölçüde petrolcülerle silahçıların finanse ettiği bilinir.
Ayrıca, neden finanse ettiği de bilinir. Çünkü Cumhuriyetçiler, ABD'nin çıkarlarını dünyadaki petrol kaynaklarını kontrol etmekte ve gerekirse bunun için silahlı güçleri kullanmakta görmektedirler.
Seçmenler de buna inandırıldığında, sorun kalmaz ortada.
***
Para, politikayı yavrulayıp güçlendirmekte; politika da, başkanlık tahtına kurulur kurulmaz, kendisini payandalayan finans sektörüne gereken selamı göndermektedir.
Bir başka finans sektörü, daha değişik bir politikayı yavrulayıp büyütünceye dek...
Gelişmiş demokrasilerde doğal sayılır, ekonomik çıkarların çeşitli politikalar üretmesi...
***
"Gelişmekte olan ülkeler" kategorisinin bir türlü dışına çıkamamış ülkelerde ise, yeterli bir sermaye birikimi bulunmadığından; merkezi ve oligarşik bir piramidin üstüne kurulmuş olan politika, kendisine uzanmış avuçlara hem para yavrulamak, hem de bundan kişisel paylar koparmak çarlistonunda sessiz stepler yapar.
***
Yakın tarihimizde bazı ünlü politikacıların kardeşleri, yeğenleri, yakınları nedense keresteciliğe merak sardırmışlardı.
Devlete ait orman işletmelerinin ürettiği tomrukları alırlar ve onları, başta kereste olmak üzere, tahtanın çeşitli türlerine dönüştürürlerdi...
***
Politikacı yakınlarının, orman işletmesinden ucuza tomruk alıp, ürettikleri keresteler; öncelikle nerelere satılırdı bilir misiniz?
İnşaat yapmakla yükümlü bakanlıklara...
***
Emme basma tulumba olarak çalışırdı Ankara politikasıyla cüzdan trafiği.
Zamanla çok daha geniş alanlara uzandı cüzdan trafiği...
İstanbul'un Boğaz yakalarında, bayrakları daha uzun direklere asmakla da, durum pek değişmedi.
***
Dünkü Milliyet'in manşeti şöyleydi:
"Hava Kuvvetleri'nde devir teslim - Komutandan etik güvence - Yeni Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cömert, ilk açıklamasında 'Söz veriyorum, yetkilerimi şahsım ve ailemin çıkarlarına kullanmayacağım' dedi."
***
Şimdiye dek bu tür resmi törenlerde hiç duymadığımız biçimde bir söz verme...
Yeni Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert:
- Söz veriyorum, diyor; yetkilerimi şahsım ve ailemin çıkarlarına kullanmayacağım.
***
Orgeneral Faruk Cömert'in solcu olduğu iddiasıyla faili meçhul bir cinayete hedef olan ve evinin önünde canına kıyılan Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in kardeşi olduğunu öğreniyoruz, törenle ilgili haberin ayrıntılarını okurken...
***
Bir an düşünüp kaldım öyle...
"Para mı politikayı yavruluyor, politika mı parayı" sorusunun uzantısında; ağabeyi de siyasal bir cinayete kurban gitmiş olan Orgeneral Faruk Cömert'in, haklı olarak gerek duyduğu söz verme:
- Yetkilerimi şahsım ve ailemin çıkarlarına kullanmayacağım...
***
Şayet Türkiye de, biraz daha saydamlaşabilseydi ve politikayla cüzdan trafiği arasındaki ilişkileri aydınlatmaya uğraşmış kalem adamlarının ensesinde bu kadar boza pişirilmeseydi; "yaşam kalitesi" açısından, ne Yunanistan'ın 60 basamak altına, ne de gitgide daha da artmakta olan birtakım çalkantıların bu kadar içine düşerdik.
***
Enseyi karartmayın.
Az bir aşama değildir, yeni Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert'in, gereğini duyduğu söz verme.
Bu kadarını görmüş olmak bile, yetiyor bendenize...