Hükümet adamlarının “medya kankası” olsaydım yukarıdaki lafı sohbet arasında sokuştururdum.. Hizmete hevesli olduğum anlaşılmasın diye de sorardım: “Makam arabalarınız kapışsa sizinki Deniz Bey’inkini geçer di mi?”
Cemiyet hayatında çiçek açmış sosyetiklere, plaja inerken üzerine geçirdiği pılı pırtıya on beş, yirmi bin dolar bastıran zengin kızlarına hizmet veren “fal sektörü” almış başını gidiyor..
Ucundan, köşesinden tutup şöyle bir yazalım dedik..
Bizim fal yazısının mürekkebi kurumadan ihbar telefonları yağmaya başladı..
İhbarcılık, bizim ahalinin geninde var..
12 Mart demokratik darbesini yapan paşalar, sabah akşam radyodan “Sayın muhbir vatandaşlar..” çağrısı yaparak bunu tescillemiştir..
***
“Sayın muhbir..” diye çağrılmaktan dolayı hiç alınmadık.. Tam tersine gururlandık..
“Ne iş yaparsın?”
“Boş çuvalı dik tutma işindeyim..”
“Baban ne iş yapardı?”
“Sayın muhbir vatandaştı..”
Sözünü ettiğim “fal ihbarcılığı” şanlı geçmişimizle kıyaslandığında masum bir hobidir.. O yüzden gocunmadan anlatıyorum..
Sayın muhbir vatandaşların çocuklarından gelen ihbarlara göre bizdeki fal ilminin şöhreti, komşu ülkelere kadar gitmiş..
ALEMİN TOP HALİ
Nasıl gidermiş, deyip dangıl dungul sorular sormayın bana..
Alem top oldu.. Yani globalleşti..
Adam bizim Haymana’dan çıkıyor.. Baltalıin, Balçıkhisar köylerinde gelinlik kız kalmamış gibi taaa Avustralya kıtasından evlenecek kadın buluyor..
Bulduğu da bir Aborjin kadını..
Allah günah yazmasın ama estetik cerrahinin yaradılış karşısında çaresiz kaldığı bir ırk bu Aborjinler..
Bizimki evlenmekle kalmayıp, bu kadına dansözlük öğretiyor.. Kendisi taksicilik yaparken, kadını gece kulübünde çalıştırıyor..
Ne demek bu? Çirkinliği dansın estetiği ile buluşturup, erkek dünyasının beğenisine sunmak..
Ve Selahattin Duman da Avustralya çölünün ortasındaki el kadar şehirde bula bula bu taksi şoförünü buluyor..
Alemin “global” olması budur..
Herkes, herkesle buluşabilir, tanışabilir.. İki sene sonra Güney Afrika’da Dünya Futbol Şampiyonası var..
Otele giriş yaptığınızda bavulunuzu odaya taşıyan görevli Tarzan’ın oğullarından biri çıkarsa hiç şaşırmayın..
***
Avrupalar’da, Amerikalar’da okumuş kızlarımıza, kadınlarımıza hizmet veren “fal sektörünün” dünyada dillenmesi de bu globalliğin işi..
Eğitimleri topluma iki, üç yüz bin dolara mâl olmuş bu taifenin gün aşırı falcı kapılarına dayanıp “Neden evlenemiyorum?” diye sormasını anlarım..
Eğitim insana kariyer verebiliyor ama umut vermiyor..
Bilim dünyası “Kısmet bağlama büyüsünü..” bozamıyor..
Şu sıralarda bilimin geldiği yer sabah akşam kromozom didikleyip, gen ayıklamak.. Bakalım “Fal merakı geni..” ne zaman bulunacak?
ARACI FACEBOOK
Geçen yüz yılın başlarında “Sağlık Turizmi” diye bir kavramdan söz edilse çoğunluk yadırgardı.. Zaman içinde gerçek oldu..
Aha şimdi de ben yazıyorum.. Gelecek “Fal Turizmi..” denilen sektörde..
Etiler, Nişantaşı, Ulus gibi tuzu kuruların oturduğu semtlerde konuşlanıp, koca veya baba parası ile çiçek açanlara “psiko-terapi” hizmeti veren modern falcıların müşteri profiline komşu ülkelerden de insanlar girdi..
Sayın muhbir vatandaşın çocuğu telefonda anlatıyor:
“Abi.. Kız taa Kuveyt’ten buradaki arkadaşını aramış.. Facebook’tan fal baktırıp baktıramayacağını sormuş..”
Kaynak mı?
Akmerkez kafelerinden birinde yapılan muhabbetin tutulmamış zabıtları..
Fala bizimkilerden daha fazla meraklı olanlar da bu petrol zengini ülkelerin kızları.. Çoğu koca beğenmiyor..
Beğendikleri koca adayları da bunları beğenmiyor.. Sonuç bünyede bunalıma sebep oluyor..
***
Lafımın bundan sonrası, gelecekten haber verme sektörümüzü dışa açan öncü falcılara..
Yarın, öbür gün Dubai, Kuveyt, Katar, Bahreyn gibi paranın azıttığı ülkelerden bolca müşteriniz olacak..
Bunlar çoğunlukla “Neden kısmetim kapalı?” diye soracaklar..
Sakın ola ki doğruculuğunuz tutmasın.. Bu kızlara “Yüzündeki boyaları silersen koca bulursun..” türden akıllar vermeyesiniz..
SAVAŞ BOYASI..
Nedenini de söyleyeyim..
Bir kere fal sektörünün dinamiği Sivas’ın Hacıilyas’ından çıkma “Bin ahmak olmasa bir akıllı geçinemez..” lafında yatar..
Doğrucu kesilmek bir falcı için bindiği dalı kesmektir..
Petrol zengini ülkelerde yaşayan nüfus, dünya nüfusunun yüzde biri bile değil..
Buna karşılık 250 milyar dolarlık kozmetik sektörü içindeki tüketim payları yüzde beşin üzerinde..
Demek ki zengin Arap kızları ne bulurlarsa yüzlerine, gözlerine sürüyorlar..
Kavgaya hazırlanan bir Kızılderili kabilesinin muharipleri yüzlerine “savaş boyası” sürer ya!
Bırakın zenginini..
Orta halli bir Arap kızı bile makyaj yaparken, bir Kızılderili kabilesinin üç savaşta harcayacağı boyayı bir seferde tüketir..
Kızılderili savaşçının yüzüne sürdüğü boya düşmanlarını nasıl etkilerse, Arap kızlarının makyajı da erkekleri öyle etkiler..
Boya varsa öbür taraf kaçar..
İşte öncü falcılarımıza “doğruculuğun alemi yok..” dememin sebebi budur..
***
Ayrıca bizim falcıları bu sektörü dövize tahvil edecek kadar başarılı buluyorum..
Kurtuluş semtinden bir falcı buldum.. Su falına bakıyormuş..
İSKİ’ciler “Bizim suyumuzun telvesi mi var?” deyip alınmasın..
Kadın, bir bardak suya bakıp kehanette bulunuyor..
Kadın erkek müşteri kabul etmiyor ancak kadın aracılığı ile erkek falına da baktırıyor..
Benim fala böyle baktı..
Gönderdiğim kız arkadaşa “Bu adamın aklı fikri evlilikte..” demiş.. O günden beri o kız arkadaş bir havalara girdi..
Falcının aslında bildiği şey sabah akşam Esra Erol’un “İzdivaç Programını” seyretmem.. Kurnaz bir şahıs olduğumdan bunu kıza söylemedim tabii..
(Bu arada benim sosyal içerikli yazının sonu da nerelere gitti?)