23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Satmayalım, turşusunu kuralım İsmet Berkan/Radikal

Türkiye 20 yıldır özelleştirmeyi konuşuyor. Özelleştirmeyi ilk konuştuğumuzda amaç kamu borcunu ödemek falan değildi. O yüzden özelleştirme bir fikri sıçramayı, ciddi bir zihniyet değişimini ifade ediyordu.
Bildiğim kadarıyla taa 1983'ten beri seçimleri hep özelleştirme fikrini savunan siyasi partiler kazanıyor. Ama nedense bir türlü özelleştirmeyi gerçekleştiremiyoruz.
Acaba neden?
Bu sorunun cevabının bir bölümü, Türkiye'de iktidarın sadece seçilmişlerin elinde olmamasıyla ilgili. Türkiye'de 'devlet kurumları' ve özellikle de yargı, sık sık ideolojik tercihler kullanabiliyor, bir siyasi meşruiyetleri olmadığı halde kendi siyasi tercihlerini şu veya bu yolla bütün bir ülkeye dayatabiliyorlar.
'Neden' sorusuna cevap ararken bir de, siyasi partilerin özelleştirmeyle ilgili görüşlerinde ne denli samimi olduklarını da sorgulamak gerekiyor. Diyelim ANAP, 1983-1991 arasında iktidardayken özelleştirme fikrini bu ülkeye getiren parti oldu ama muhalefete düştükten sonra Telekom özelleştirmesi dahil pek çok özelleştirmede engelleyici oldu.
Sadece ANAP değil hemen hemen bütün siyasi partilerimizin özelleştirmeyle ilgili davranışları, o partiler iktidardayken başka muhalefetteyken başka oldu. Yani, özelleştirme Türkiye'de Türk usulü belden aşağı ve ilkesiz siyasetin önemli bir unsuru.
İşte bu yüzden Türkiye'de siyaset, toplumun çıkarlarının savunulduğu ve farklı toplumsal çıkar beklentilerinin özgür bir ortamda birbiriyle çatıştığı bir ortam olmaktan çok uzak.
Şimdi bir düşünelim, Telekom'u bundan 10-15 yıl önce satmak mı toplumsal çıkarlara daha çok hizmet ederdi, bugün satmak mı?
En basitinden Telekom bundan 10-15 yıl önce, bugünkünden çok daha fazla bir değer ifade ediyordu, yani cebe girecek para çok daha fazla olacaktı.
Ama meseleye sadece para açısından da bakmamak gerek... Telekom'u bundan 10-15 yıl önce özelleştirmiş bir Türkiye, bugün olandan çok daha farklı bir Türkiye olurdu, hiç kuşkunuz olmasın.
'Peki ama Telekom'la ilgili yegâne sorun şirketin ne zaman satılacağı sorunu değildi ki, bu şirketin hiç satılmaması gerektiğini söyleyenler vardı' denebilir.
Evet ama Telekom'un satılmasına karşı çıkanlar, daha doğrusu satışın taa bugüne sarkmasına fiilen neden olanlar, siyasiler değildi. Bu gecikmenin müsebbibi, daha çok Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'dı.
Zihniyet değişiminin bu iki yüksek yargı kurumuna ulaşıp ulaşmadığından benim hâlâ ciddi şüphelerim var, açıkçası.
***
Özelleştirmede yaşadığımız 15-20 yıllık gecikmenin faturasını çok ağır biçimde ödüyoruz.
Bugün, ümit ediyoruz ki yapılan varlık satışlarından elde edilen gelirle iç ve dış borçlar ödenecek. Oysa 15-20 yıl önce borç bu ölçüde değildi ve gelecek parayla eğitime ve sağlığa yatırım yapmak, ülkede altyapıyı daha da geliştirmek mümkün olabilecekti.
Türkiye altyapısını geliştirmedikçe ve eğitime daha fazla yatırım yapmadıkça daha müreffeh bir ülke haline gelemeyecek. Bugünkü düzenimizin varabileceği bir limit var ve oraya doğru geliyoruz.
Türkiye'nin vites değiştirmesi gerek. Telekom'un geç kalan satışı buna bir vesile olsun...

İsmet Berkan/Radikal
Yayın Tarihi : 2 Temmuz 2005 Cumartesi 10:32:22
Güncelleme :2 Temmuz 2005 Cumartesi 10:57:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?