19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Serdar Turgut - Akşam Gazetesi

Beklenen kaosta kıymetlenen ülke

Şunu biliniz ki Türkiye’nin bölünüp, paylaşılması artık dünyada birçok platformda açıkça tartışılmaya başlanmıştır.
Bu son derece şaşırtıcı bir durumdur çünkü Avrupa Birliği’ne üye edileceği umudu taşıyan herhangi başka bir ülke böylesine açık bir zihinsel saldırganlığa maruz bırakılmamıştır.
Birçok platformda Türkiye’ye geçici ülke muamelesi yapılmakta, bizim topraklarımız üzerinde kurulacak yeni ülkelerin hayalleri kurulmakta ve tuhaf bir şekilde bu konu net bir şekilde ifade edilebilmektedir.
Üstelik bu amaca yönelik adımlar da sanki bizlerden yani bu ülkenin inanlarından tepki almayacak beklentisi varmışçasına atılmakta, bu nihai amacın sanki fazla problem olmadan gerçekleşeceği tahmin edilir gibi davranılmaktadır.
Bu neden böyledir, bu insanlar neye güvenmektedir, Türkiye hakkında nasıl böyle pervasızca olabilmektedirler ben bunu çözemedim.
Olaylar geliştikçe inşallah konuyu çözmeyi başaracağız ama şurası da bilinmeli ki 21’inci yüzyılın Büyük Oyununun Türkiye toprakları üzerinde oynanacağı kesindir.

* * *

Dün yazımda bir kaosun yaklaşmakta olduğunu, bu kaos beklentisi içinde Türkiye’nin stratejik, coğrafi ve tarihi konumu ile önemli bir ülke olarak ortaya çıktığını ve bu nedenle de ülke topraklarının yabancılar nezdinde bir anda kıymete binmesini buna bağlayarak açıklayabileceğimizi yazmıştım.
Bunun somutta ne anlama geldiğini anlatmaya çalışayım.
Avrupa Birliği’nin çok uzun süre bastırması sonucunda 19 Temmuz 2003’de 4916 sayılı yasa çıktı.
Bu yasa ile yabancılara toprak satışına izin veriliyordu.
Bu yasa çıkar çıkmaz büyük bir satış başladı. Bir yıl içinde 4 bin 105 parça gayri menkul yabancılara sayıldı. Bu bir ay önceki rakam, eminim ki sayı arada geçen bir ay içinde daha da artmıştır.
Satışlara baktığınızda yabancıların belirli bölgelere konuşlandıklarını, ilgi alanlarının belirli alanlara yoğunlaştığını görüyorsunuz.
Çok kıymetli tarım alanları da var satılan topraklar arasında ayrıca önümüzdeki yıllarda çok daha kıymete binecek alanlar da bulunuyor.
Gayet tabii ki Türkiye’de arazi, ev alan her yabancının farklı amaçlar taşıdığını söylemiyorum ancak olayı hızla ve toplu hareket olarak cereyan etmesi insana farklı şeyler de düşündürüyor gayet tabii ki.
Yerleşenlerin bir bölümü çok eski dini toprakları, imparatorlukları yeniden canlandırma amacını taşıyorlar, bunu da açıkça ifade ediyorlar.
Çıkardıkları lokal gazetelere ’Land of Light’ (Işığın Ülkesi) gibi dini sembolü çok yüksek olan adlar takıyorlar.
İddia edildiği gibi bu insanlar güneşinden, suyundan yararlanmak, ihtiyarlık yaşamak için bu ülkeye gelselerdi çıkardıkları gazeteye Land of Sun (Güneşin Ülkesi) adını takmayı düşünecekleri de herhalde açıktır.
Üstelik kimse de bu olan biteni çok moda olduğu şekilde Avrupa Birliği’ne üyelik bunu gerektiriyor ne yapalım diye anlatmaya çalışmasın.
Şunu bilin ki 1 Mayıs 2004’de AB’ye yeni katılan ülkelerin hepsi kendi ülkelerinde yabancıya toprak satışını yasakladı.
Avrupa buna çıt çıkarmadı, onlara bu ayrıcalık (derogasyon) verildi. Bir tek Türkiye’ye bu hak tanınmadı çünkü bizde maalesef bu hakkı kullanmamak isteyenler var.
Bu neden böyle şimdi anlamak mümkün değil, umarım olaylar geliştikçe meseleyi anlamaya başlarız.

* * *

Bu son derece enteresan bir gelişmedir ve soğukkanlılıkla tartışılmalıdır.
Türkiye’ye bu yoğun ve ani ilginin nedenleri araştırılmalı, bunlardan Türkiye için dersler çıkarılmaya çalışılmalı, ilerde olabilecekleri göreceğimiz bir perspektife bu çıkış noktasından varılmak denenmelidir.
Bu gelişmeler hakkında hükümet ne düşünür bunu kimse bilmemektedir. Ortada apaçık bir duyarsızlık, bir umursamazlık vardır.
Buna bakınca ben Türkiye’nin olan bitene ve olacaklara yeşil ışık yaktığını düşünüyorum.
Elimde yeterli bilgi olmadığından buna da karşı çıkmıyorum çünkü böyle davranmakta belki de haklı gerekçeleri vardır.
Meselenin TBMM’de tartışılmasını, olayların araştırılmasını, coğrafyamızda olabilecek gelişmelerin masaya yatırılması, bazı meselelerin halkın gündemine sokulmasını da hiç beklemeyin olur mu sevgili okurlar.
Çünkü korkum o ki Türkiye’nin ne olacağı hakkındaki kararlar artık Türkiye’de alınmıyor. Bir eşik çoktan geçildi ve korkarım ki geriye dönüş şansı da pek kalmadı gibi geliyor bana.

SERDAR TURGUT - AKŞAM GAZETESİ
Yayın Tarihi : 14 Ağustos 2004 Cumartesi 15:39:45
Güncelleme :14 Ağustos 2004 Cumartesi 18:42:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?