28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Şimdi, özetlersek... Umur Talu / Sabah

Elbet her şeyi biliyorsunuz da, özetlememi ister misiniz? İstemiyor musunuz; hay Allah! İsteseydiniz madde madde sıralayacaktım.
Lütfen.
Teşekkür ederim, müsaadeniz için.

Çok sevgili ülkemizin "çatısı" devletimiz içinde şöyle garip bir durum ortaya çıktı:
1. Bir Savcı, iddianamenin özünde, Silahlı Kuvvetler içinde
"çete ve komplo" oluşumuna dair iddialarda bulundu.
2. Bir Mahkeme bu iddianameyle açılan davayı kabul etti.
3. Bir Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı, Meclis'teki ifadesinde ve bilgi notlarında, "içerideki hırsız", yani çeteleşme iddialarında bulunmuş, çeşitli bombalamalar ile iddialarını irtibatlandırmış, ordunun üst düzeylerinde kimi isme kadar "uzanmıştı".
4. Genelkurmay o Savcı' yı açıktan ve ağır biçimde suçladı ve işlem istedi.
5. Hükümet o Savcı hakkında soruşturma açtı.
6. İddianamede adı geçirilen Kara Kuvvetleri Komutanı yargılanmaktan onur duyacağını söylemiş olsa da, Genelkurmay bu izni vermedi.
7.Genelkurmay çok sert açıklamasında, isim vermeden Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı' nı da komploculukla ve Savcı gibi "kimi odakların adamı" olmakla suçladı.
8. Hükümet hemen o Emniyet İstihbarat Başkanı' nı da görevden aldı.

Şimdi özetin bir özeti şöyle:
1. Bu devletin polisinin İstihbarat Başkanı, devletin ordusu içinde "komplocu çeteleşmeler" olduğu iddiasında.
2. Bu devletin bir Cumhuriyet Savcısı bu iddiaları ciddiye almış durumda.
3. Devletin Silahlı Kuvvetler'i ise, Cumhuriyet Savcısı ile Emniyet İstihbarat Başkanı' nın "komplocu" olduğu iddiasında.
Durumun vahametini kafi derecede vurgulayacak üslubu bulamadım açıkçası.
Yine özetlemeye çalışayım:
1. En iyi ihtimal, üçünün de yanılmış olması.
2. En kötü ihtimal, üçünün iddialarının da mesnetsiz olmaması. Yani, herkesin haklı olması.
3. Bir iyi, bir kötü ihtimal; birilerinin haklı, ötekilerin ise haksız çıkması (Yahut fiilen haksız olması).

Yine iyi olmadı. Deneyeyim:
1. "En iyi ihtimal", devlet içinde "komplocular" bulunmaması açısından iyi, ama Savcı, Emniyet İstihbarat Başkanı, Genelkurmay gibi çok önemli makamların "gerçek dışı suçlamalar" yapabilmeleri açısından kötü.
2. "En kötü ihtimal" her açıdan en kötü. Çünkü bu devlet içinde, askeri, sivil, emniyetçi, yargı mensubu... birçok komplocunun cirit attığını gösterir. Hepsi iddialarında haklı ise; hepsi çok haksız ve tehlikeli.
3. Burada, gerçeğin ne olduğunu, kimin haklı kimin haksız olabileceğini bilmek... bilmiyorsanız dahi pozisyonunuza göre seçim yapmak gerekir. Ya Savcı ve Emniyet İstihbarat Başkanı orduyu yıpratmaya çalışan komplocudurlar... Ya da onlar haklıdır, ordu içinde çeteleşmeler vardır. Artık hangisi ise! Kararı kim verebilir?
İstihbarat birimleri, Emniyet, Jandarma İstihbarat, Genelkurmay, Yargı? Kim?
Onlar zaten birbirini suçluyor, zan altında bırakıyor, hatta kafadan mahkum edebiliyorsa...
Kim?
Tabii vakada herkesi eşit görmeyebilirsiniz; nitekim Savcı'ya soruşturma açılmış, Emniyetçi, "Türkiye'nin en büyük gazetesi" nin tespitiyle,
"Şifredeki ilk kelle gitti" olmuş, iki astsubay tutuklu ve sanık kalmış, Komutan için izin çıkmamıştır.
Sıkıldınız ama, yine özetleyeyim: Şu anda, devletiniz içinde birileri "askere komplo" kurmakla, birileri de "askeri komplo" kurmakla suçlandı.
Suçlayan da, suçlanan da, esas suçlamalar da çok vahim değil mi! Değilse...
Lütfen en başa dönünüz ve bana o müsaadeyi vermemiş olunuz.
Müsaadenizle yarın yazı yok. Zaten yoktu, müsaadenizle!

.
Yayın Tarihi : 24 Mart 2006 Cuma 15:56:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?