Geçen yıl Doğubayazıttaki minibüs bolluğu dikkatimi çekmişti. Minibüsler, ayan pencereleri sac ile kapalı, içinde koltuğu olmayan minibüslerdi. Bu minibüslerle İrandan taze sebze ve meyve, çay ve şeker getirenler Doğubayazıtın ve çevre yerleşim bölgelerinin sokaklarında bunları alt gelir grubundaki insanlara ucuz fiyatlarla satıyordu.
Minibüslerin sahipleri, daha önce İstanbul ve diğer büyük şehirlere göç eden Doğulu ailelerin, sınır ticareti yapma arayışında geri dönen genç çocukları idi...
Ya tek başlarına, ya iki arkadaş bir olarak, ya birikimleriyle, ya da borçlanarak ikinci el bir minibüs satın almışlar sınır ticaretine soyunmuşlardı. Araç başına 2 bin dolar da teminat yatırarak İrana gidip geliyor, yolcu beraberi 300 euroluk mal getirme imkanından yararlanarak İrandan yaş meyve ve sebze, çay, şeker getiriyor, Türkiyede satıyorlardı. Bu ticaret tek yönlü bir ticaretti. Bizde yaz - boz esastır. Hiçbir işte devamlılık yoktur. Şimdilerde bu tür ticaret engelleniyor. "Transporter"ci diye adlandırılan minibüsçüler zorlukla haftada bir sefer yapıyor. Getirdikleri mallara gümrükte engel çıkarılıyor.
Sınır ticareti güçleştirildi
Doğubayazıttan Nuri Öztürk, geçen yıl sayıları 1000e ulaşan minibüslerin sayılarının önce 500e ve sonra 250ye indiğini, iş yapamayanların minibüslerini şimdilerde çok ucuz fiyatla satmaya çalıştıklarını, minibüslerini satanların tekrar büyük şehirlere iş aramaya gittiğini söylüyor.
Hükümetimiz Doğuda dört sınır kapısında sınır ticaretine izin veriyor. (1) Kilis - Suriye kapısı, (2) Hakkari - Esendere kapısı. (3) Van Saray - Kapıköy kapısı. (4) Ağrı Doğubayazıt - Gürbulak kapısı. Bu sınır kapılarının iki yanında dükkanların yapılması ve iki yönlü sınır ticareti yapılması uygun görüldü. Bizim tarafta sınır ticareti için yapılacak dükkanları disiplin altına almak için bunların "Sınır Ticaret Merkezi AŞ" adını taşıyan şirketlerce işletilmesi ve bu şirketlerin valiliklerce yönetilmesi kararlaştırıldı.
Vanın Saray - Kapıköyünden geçiş sadece trenle sağlanıyor. Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zahir Kandeşoğlu bana sınırda kurulan 24 dükkanından geçen yıl sınır ötesine 1 milyon 67 bin dolarlık mal sattığını, buna karşılık 267 milyon dolarlık mal girdiğini söyledi.
Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Nimet Elçi ile görüştüm. Nimet Elçi, Gürbulak sınır kapısındaki 100 dükkanın valilikçe 50sinin Ağrı tüccarlarına, 50sinin Doğubayazıt tüccarlarına kiralandığını anlattı. Gürbulak sınır kapısındaki dükkanlardan birinden, İrana mal satan İsmet Gültekin geçen yıl, oto yedek parçası, oto boyası ve tekstil ürünü olarak İrana 2 milyon dolarlık mal sattığını belirtti.
Bölge için önemli
Sınır ticareti yapanlar, sınır ötesine daha çok mal satılabileceğini, fakat (1) "Yaz - boz" politikası nedeniyle, (2) Karşı taraftan gelecek malların engellenmesi nedeniyle, bizim satabileceğimiz kadar mal satamadığımızı belirtiyorlar. Önemli olun şudur: Bu ticaret trampa ticareti değil. Satılanın parasını döviz olarak alıyoruz. Geleninkini ise ödüyoruz.
Ankara, sınır ticaretinde mal girişini değişik şekillerde, (kota koyarak, sağlık sertifikası arayarak) sınırladığı için, karşı taraf da (tek yanlı ticaret olmaz diyerek) bizim satışlarımızı engellemeye çalışıyor. Sınır ticareti Doğuda sınıra yakın yerlerde yaşayan halk için çok önemli. Sınır ticareti denilince bölge şartlarını bilmeyenler, gelen giden malları görmeyenler, dışarıdan Türkiyeye kaçak mal girişini, mazot ticaretini gündeme getiriyorlar. Halbuki günümüzde Türkiyeden dışarıya mal akımı var... Dışarıdan içeriye girenler yok mu, var... Ama gidenin yanında önem taşımayacak ölçü ve değerde.