Fatih Altaylı’nın TV programında iki başörtülü genç kız...
Konuşmanın özü, “Atatürk’ü sevmiyorum, Humeyni’yi seviyorum...”
Bir zihniyet için “laik demokrasi” adına duyulan kuşkuları doğrulayan “simge” kanıt budur. Herhalde “bunları derin devlet” ekranlara göndermiş olmalı.
“Anayasa Mahkemesi iptal kararının doğruluğuna ve AKP’nin -olası- kapatılma kararına psikolojik zemin yaratılıyor” gibi komplo teorileri de üretilecektir.
Oysa...
Öylesine kıvırmalara gerek yok. İşte nasıl bir beyin yıkama sürecinin uygulandığı ve biçimlenen kafa yapısı apaçık ortada...
Bir zihniyetin turnusol kâğıdı deneyinden geçişidir bu. Gerçek rengini ortaya koyuyor.
Ve gerçekten tertemiz inançları olan başı örtülü kadınlarımıza da büyük zarar veriyorlar.
YILMAZ ÖZDİL’E ALKIŞ
Yılmaz Özdil, her satırını keyfini çıkara çıkara okuduğum yazardır.
Herkes iki gazete almadığına göre bazen “Milliyet okuru da okumalı” diye düşünerek onun yazısını aynen bu köşeye aldığım olmuştur.
Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında başörtülü konuklarından birinin, “Atatürk’ü sevmiyorum. Humeyni’yi seviyorum” söylemi üzerine Yılmaz’ın yazısını gene aynen yansıtıyorum.
I love Humeyni!
“Humeyni’yi seviyorum.
Atatürk’ü sevmiyorum.
Maraş’ta Fransız askerleri Nene Hatun’un başörtüsüne uzandı. Sütçü İmam ilk ateşi açtı, böylelikle Kurtuluş Savaşı başladı. O dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz, cephedeki insanlar hep Müslüman... Atatürk olmasaydı, İngilizler olsaydı, haklarım daha geniş olacaktı.”
*
Böyle dedi.
*
“Türbanlı böyle dedi” demiyorum; çünkü bütün türbanlılar böyle düşünmediği gibi, böyle düşünen türbansızlar da var.
Demem şu...
*
Nene Hatun, Maraşlı değil.
Erzurumlu.
Savaştığı düşman, Fransız değil.
Rus.
Rus başörtüsüne saldırmadı.
Aziziye Tabyası’na saldırdı.
Milli Mücadele’nin mangal yürekli evladıdır ama, Milli Mücadele’nin ilk kurşununu Sütçü İmam sıkmadı.
Hasan Tahsin sıktı.
Maraş’ta değil, İzmir’de.
Takvime bak. Hasan Tahsin’in tetiğe basmasıyla, Sütçü İmam’ın tetiğe basması arasında 6 ay var...
Sütçü İmam, Fransız vurmadı.
Ermeni vurdu.
Maraş’ta düşmana ilk müdahaleyi yapan da aslında Sütçü İmam değil.
Sait.
Silahı yoktu.
Yumruğuyla saldırdı.
Maraş’ı önce kim işgal etti?
Arkadaşın İngiltere’si!
Kim sesini çıkarmadı?
Arkadaşın padişah efendisi!
Kim kurtardı?
Arkadaşa daha geniş haklar tanıyacak olan İngilizlerin gemisiyle kaçan padişah efendinin idam etmek için arattığı Atatürk!
*
O dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz, cephedeki insanların hep Müslüman olmadığını da görürsünüz...
Bizzat Ordinaryüs Profesör Mazhar Osman’ın ağlayarak okuduğu “şehit listesi”ne göre, bu toprakları İngilizler işgal etmesin diye savaşan, can veren İstanbullu hekimler arasında, 140 Türk, 32 Ermeni, 25 Rum, 18 Yahudi var.
Ve, dikkatinizi çekerim, hepsine birden “şehit” demişler... Çünkü şehitlik kavramı, “o dönemin sosyolojik yapısı”na göre, dinle alakalı değil, yurtseverlikle alakalı.
*
Uzatmayayım.
Tehlike ne İran’dır, ne İngiltere...
Kara cehalettir.
TOPLA AŞK YAŞAMAK
Hepimiz ona âşığız. Hepimiz, o bize sadık kalsın, sadece bizim olsun istiyoruz.
Çarşamba gecesi bizi aldatmadı.
Son dakikada bile olsa “evet” dedi.
Ne güzeldi ama...
Tadı damağımızda kaldı.
Pazar gecesi gene buluşacağız.
Aşkımız daha da alevlensin.
Hiç bitmesin.
Hocam süpersin yaa!! Sabahtan beri sinop'ta başbakan geçecek diye kapatılan anayol ,cadde , sokaklarda tartışmaktan sinirlerim bozulmuştu.(kınıyorum) Bu yazı öle iyi geldiki anlatamam. eline sağlık.