Hürriyet gazetesi köşe yazarı  ve yayın  yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün "Ünlü sitede askeri istihbarat"yazısı şöyle... 

ANLATILAN şu olay sizce de çok ilginç değil mi...İstanbul’un önemli inşaat projelerini yapan bir şirketin yönetim binasına bundan üç buçuk ay önce bir Jandarma istihbarat ekibi geliyor.

Bu site, birçok ünlü kişinin yaşadığı, Türkiye’de insanların çoğunun adını bildiği bir site.

Hatta site demek yanlış.

Küçük bir kasaba.

İstihbaratçılar, direkt olarak şirketin müşteri kayıtlarını istiyorlar.

Bir süre sonra amaçları belli oluyor.

Gelen kişiler, bu çok ünlü siteden ev satın alan üst düzey bir komutanla ilgili bilgi toplamak istiyor.

Sitenin bulunduğu yer jandarma bölgesi olduğu için, mecburen kayıtlar açılıyor.

* * *

İddiaya göre gelenler üst düzey bir komutanla ilgili bilgi topluyor.

Kendilerine gelen bir ihbarı "değerlendiriyorlar".

Gelen ihbara göre, söz konusu şirket, üst düzey bir komutana, bu siteden bir evi "rüşvet" olarak vermişti.

Gelen istihbaratçılar bu eve ait bütün kayıtları, banka dekontlarını, ödeme planlarını istiyorlar.

Hakkında soruşturma yapılan kişi, öyle herhangi bir komutan değil.

Halen Güneydoğu’da, sıcak çatışmaların olduğu bir bölgede görev yapıyor.

Üstelik son zamanlarda, kendisine kahraman denilecek çatışmalara girmiş.

Site yöneticileri adı geçen komutanın evi nasıl satın aldığına dair bütün bilgileri veriyorlar.

Komutan evin parasının üçte ikisini peşin olarak ödemiş, gerisini ise bir ödeme takvimine bağlamış.

İstihbarat elemanları bütün belgeleri inceledikten sonra ayrılıyorlar.

Komutan hakkında şüphe uyandıracak en küçük belgeye rastlanmıyor ve dosya kapanıyor.

* * *

Bu olayı geçen pazar günü Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan’ın köşesinde okudum.

İsmet Berkan, hakkında araştırma yapılan komutanın, "Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yakınlığı ile bilinen bir subay olduğunu, eğer rüşvet izi bulunsaydı, bunun Büyükanıt aleyhine kullanılacağını" iddia ediyordu.

Hemen Berkan’ı arayıp konuştum.

Bana olay hakkında daha somut bilgiler de verdi.

Sitenin adı, sorulara muhatap olan yönetici, hakkında soruşturma yapılan komutan....

* * *

Ben de bu ilginç olayı pazartesi günü Hürriyet’in manşetine taşımayı planlıyordum.

Ancak yarım saat sonra İsmet Berkan aradı.

Bir Jandarma yetkilisi kendisini arayarak, "Kemerburgaz’daki araştırmanın orman içinde kaçak yapılaşma ile ilgili olduğunu, bunun bütün belgelerinin de mevcut olduğunu" söylemiş.

Ancak İsmet Berkan şu ayrıntıya da dikkatimi çekti.

"Benim yazımda bu olayın Kemerburgaz’da geçtiğine dair en küçük bir ima dahi yoktu. Oysa arayan subay direkt olarak bu olayın Zekeriyaköy’de geçtiğini belirtti."

İsmet Berkan’ın yazısında bir ilginç olay daha anlatılıyordu.

Bazı çevreler bundan bir süre önce Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın önünü kesmek için bir dedikodu ortaya attılar.

Buna göre Büyükanıt’ın, TMSF tarafından el konulan İmar Bankası’nda 1 trilyon liralık bono portföyü vardı.

Herkesin parası batarken Büyükanıt bu parayı bir şekilde kurtarmıştı.

Bu dedikoduların ortaya çıkması üzerine Yaşar Büyükanıt, Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu’na (TMSF) resmi bir yazı yazarak, el konulan bankalarda kendisine ait bir para hareketine rastlanıp rastlanmadığını sormuş.

TMSF inceleme yaptıktan sonra Büyükanıt’a resmi bir cevap vermiş.

Buna göre komutanın, el konulan bankalarda hiçbir hesap ve para hareketine rastlanmamıştı.

Büyükanıt bu yazıyı alıp kasasına koymuş.

Askeri Şûra öncesinde bu dedikodu tedavüle sokulmak istendiği takdirde resmi cevap mektubunu kasasından çıkarıp kamuoyuna açıklayacakmış.

* * *

Bütün bunları okuyunca içimden bir ses şunu söylüyor:

Şu ağustos ayı bir an önce gelip geçse de, hem Türkiye, hem Silahlı Kuvvetler bu stresten kurtulsa.