31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Velev ki zıkkım değil

ÖNCEKİ gece saat 22.30’da Ankara Temsilcimiz Enis Berberoğlu’dan bir mesaj geldi.

YÖK Başkanlığı bir açıklama yapmış.

Açıklamanın özü şuydu:

YÖK Başkanı o gün bazı milletvekilleriyle konuşurken, imam hatip okullarıyla ilgili "samimi görüşlerini" aktarmıştı.

"Samimi görüşleri" denilen şey şuydu:

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, imam hatip liseleri için "Bu zıkkımları düz lise yapalım, sorun bitsin" demişti.

Düşünebiliyor musunuz, YÖK Başkanı, Başbakan’ın mezun olduğu okullar için "zıkkım" tabirini kullanıyor.

Şimdi ne olacak?

* * *

Senaryonun tamamlanması için şimdi birinin çıkıp, "Velev ki zıkkım" diye başlayan bir cümleyle olayı tırmandırması lazım.

İmam hatip sorunu varsa, bunu da çözmek için bir cümlelik kanun değişikliği yeter.

Nedir o?

"İmam hatip okulları ilga edilip düz liseye çevrilmiştir."

Türban sorunu böyle çözülmeye kalkılmadı mı?

Buraya kadar işin şakasıydı.

Gelelim işin ciddi yanına.

Aslında işin ciddi yanı da, yukarıda şakayla söylediğim şeydir.

Türkiye, imam hatip okullarını kaldırıp düz liseye çevirmelidir.

Kafasındaki şeyi, daha ağzına bile gelmeden yapmakla tanınan YÖK Başkanı’nın "samimi görüşü", benim de samimi görüşümdür.

Bu okullar gerçekten kapatılmalıdır.

Çünkü bugüne kadar Türkiye’nin başına çok iş açtı ve açmaya devam ediyor.

Türkiye, rejimle ilgili tartışmalarını ortak akıl coğrafyasına çekmek istiyorsa, türban konusuyla birlikte imam hatip meselesini de halletmeli.

Yoksa bu konu daha uzun yıllar başımızı ağrıtmaya devam edecek.

* * *

Prof. Özcan, YÖK Başkanlığı’na atandığı sırada onun kişiliğiyle ilgili yazıları okumuştum.

Kendisini tanıyanlar, "çok açık sözlü" olduğunu, düşüncelerini en çarpıcı ve biraz da argoya kaçan ifadelerle anlattığını söylüyordu.

Göreve geldiği günden itibaren bunun birçok örneğini gördük.

Hakikaten ağzına ne gelirse söylüyor.

Yani onun da başında bir "belagat şehveti" belası var.

Ama bu özelliği, söylediklerinin doğru olmadığı anlamına da gelmiyor.

Üniversitede türbanın serbest bırakılması gerektiğini söylemişti.

Doğru, buna ben de katılıyorum.

Ama bunu yapmanın yolu, ertesi gün üniversite kapılarına talimat verip türbanlıları içeri aldırtmaya teşebbüs etmek değildi.

Şimdi imam hatip okullarıyla ilgili sözleri de doğru.

Ama bunu yapmanın yolu da onları yarın kapatmak olmamalı.

En azından, bugün orada okuyan çocukların kariyer planlamalarını yaparak ve halen okuyanlara üniversite imkánını açarak bir çözüm yolu bulunabilir.

Yine de görüşümü bir kere daha tekrarlamak istiyorum.

İmam hatip okulları kesinlikle kapatılmalıdır.

* * *

Neden derseniz?

Çünkü bu okullar, Türk eğitim sisteminin temelini oluşturan tevhid-i tedrisat anlayışına terstir.

İki:

Türkiye’nin imam ihtiyacı belliyken, bu okullara meslek lisesi tanımı yapılarak, öteki meslek liseleriyle ilgili gerçek sorunların tartışılması ve çözüm bulunması da engellenmektedir.

Üç:

Bu okullara giden çocukların aileleri sık sık, "Çocuğumuz daha ahlaklı eğitim alsın" gibi çocuğunu normal liselere gönderen insanlar için son derece aşağılayıcı görüşler dile getirmektedir.

En önemlisi de, halkın büyük bölümünün gözünde bu okullar sanki ülkeye dinci siyasi kadrolar yetiştiriyormuş gibi bir izlenim doğmuştur.

İşte o yüzden diyorum ki, "Velev ki zıkkım değil"; bu okullar yine de kapatılmalıdır. 

Ertuğrul ÖZKÖK/HÜRRİYET
Yayın Tarihi : 20 Haziran 2008 Cuma 09:16:41
Güncelleme :20 Haziran 2008 Cuma 09:26:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?