28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Ya herro, ya merro!

Kürtçe bir deyiş ya herro, ya merro. Ne olacaksa olsun, inceldiği yerden kopsun anlamına geliyor.
Şiddeti içeren bir şeyler de vardır bu deyişte. Bıkkınlıktan, umutsuzluktan, gözü karalıktan fanatizme kayan bir zihniyeti ifade ettiği de söylenebilir.
Ama bu bir ya herro, ya merro yazısı değil.
Tam tersi.
Barışla, özgürlükle ilgili.
Umutla ilgili.
Umutların en güzel yeşerdiği, umutsuz yaşanamayacağına dair duyguların en güzel tomurcuklandığı bir bahar başlangıcıyla ilgili bir yazı bu.
Bir nevruz yazısı yani.
Neden ya herro, ya merro o zaman?
Baharın başlangıcıyla ilgili, barış, sevgi ve özgürlükle ilgili bir yazıya ne diye şiddeti çağrıştıran bir giriş?..
Çünkü nevruz siyasallaştı!
Uzun yıllardır barış değil, şiddet kültürünün bir parçası haline getirildi.
Nevruz kaç kez kana bulandı. Nevruz yüzünden milliyetçilikler tokuşturuldu, insanlar öldü. Ya herro, ya merro zihniyetinde olanların provokasyon ve kışkırtmalarıyla Türkiye oyuna getirilmek istendi.
Yine nevruz yaklaşıyor.
21 Mart kapıdayken yine kaygı bulutları toplanıyor, ufuk kararmaya başlıyor.
Provokasyon olacak mı?
Oyun içinde oyun mu?
Ne tezgâhlanıyor kuytuluklarda?
Bomba patlayacak, kan akacak mı?
Bu sorular güncel yine.
Ne yazık!
Her iki tarafta da sürekli şiddet tutkunu olanlar var. Şiddeti bir hayat tarzı haline getirmiş olanlar...
Kriz ve şiddetten besleniyorlar.
Varlık nedenleri bu onların.
Başka türlüsünü akılları almıyor.
İki gün süreyle İstanbul'daki Kürt konferansını yorumlayan yazılar yazdım. Her zamanki gibi şiddeti reddeden, barışçıl siyasete çağrı yapan, silahlara veda edilmesini isteyen, PKK'yı eleştiren yazılardı.
İki uç da beğenmedi.
Biri, "Şerefsiz!" diye başlamış elektronik mektubuna, "PKK silah bırakınca legal olacak öyle mi? Peki o kadar şehit ne olacak şerefsiz? Al o yazını da uygun yerine sok" diye devam etmiş, "Vatan haini!" diye noktalamış...
Öbürü, "Be çakal!" diye başlamış, "Siz Türkler insan olsaydınız, 80 sene yan yana yaşadığınız Kürtleri yok saymazdınız. Sende insanlık ruhu olsa, bu alçak devletinizi eleştirirdin. Siz alçaksınız!" diye devam etmiş; başladığı gibi bitirmiş, "Çakal!" diye...
İşte böyle.
Bu uçlar korkutucu!
Bu uçlar ne yazık ki şiddet kültüründen besleniyor. Bu uçların hiç kuşkusuz kendi meşru acıları var.
Ama o acılarla, akıtılan kan ve gözyaşlarıyla geleceği kurmak mümkün değil ki. Şiddetle kuramayız güzel bir geleceği. Şiddetle birbirimizi tüketerek, geçmişin tutsağı olarak bir yere varamayız ki.
Onun içindir ki:
Ya herro, ya merro olmasın!
Nevruz şenliktir çünkü.
Barıştır, sevgidir.
Özgürlüğün simgesidir.
Baharın başlangıcıdır.
Umutların yeşermesidir.
Bırakın nevruz şenlik olarak kutlansın, şiddet gösterileriyle değil.
İyi pazarlar!
.
Yayın Tarihi : 19 Mart 2006 Pazar 16:03:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?