19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Yalçın Bayer-Hürriyet

Yalçın BAYER

Erzen: Kimseye gebe değilim

BAKIRKÖY’ün CHP’li belediye başkanı Ateş Ünal Erzen’e, kendisi ve belediye ile ilgili iddiaları sorduk, o da yanıtladı.

Herkesin eleştirdiği başkan yardımcısı Turgay Akbal kimdir?

- Çok iyi bir çocuktur. DSP, dolayısıyla da CHP kökenlidir. Belediyeye memur yaptırdıktan sonra onu CHP’den istifa ettirdim. Şişli Belediyesi’nde Gülay Çokay’ın (Aslıtürk) yolsuzluk raporunda, DSP’li Meclis üyeleri olarak eşim Müjgan ile birlikte imzası olan biridir. Hakkında kasıtlı olarak söylentiler çıkarılıyor; çünkü Bakırköy üzerinde oyun oynanmak isteniyor.

CHP’li Meclis üyesi Rıza Zelyut’un eleştirileri ciddi konuları içeriyor; bunlar Baykal’a da iletilmiş...

- Rıza Zelyut tanıdığım en büyük Fethullahçıdır. Akşam’da 1997’daki yazılarına bakın; 20 Temmuzdaki yazısında da Baykal’a karşı Mustafa Sarıgül’ü savunuyor. Bir kaşık suda fırtına koparınca bunları önüne çıkardım, şimdi susuyor. Amacı, 2007’de milletvekili olmak bu arkadaşın.

CHP Meclis grubunda üyeler de sizi eleştirmişler.

- Doğruları anlattık; gerçeği gördüler. Ancak herkes siyaset yapıyor CHP’de. Dışarıya yalan yanlış şeyler aktarılıyor. Zaten meclis üyeleri arkasında durmadı; sanıyorum Meclis Zelyut için gerekeni yapar.

BAKIRKÖY’ÜN İÇİNE OKUMUŞLAR

Green Ltd. Şti adlı şirketin sahibi Havva Handan Dörtok’un torpille park-bahçe düzenleme ihalesi aldığı söyleniyor.

- Zelyut’un bahsettiği çocuk bahçelerinin yenilenmesi için 78 milyarlık en düşük teklif verilen ihaledir. Firma, İstanbul’un park ve bahçelerini yapan firmadır. Zelyut’un itirazı bu kadınla ilgili duyduğu bazı iddialardan kaynaklanmaktadır. Zaten ihale geri çekildi, onaylanmadı.

Belediyenin 72 trilyonluk borcunun 22 trilyonunu ödemişim; bu süre içinde tasarruf amacıyla sadece 582 milyarlık alım yapmışım. Ama bunları bana kimse sormuyor. Şimdiye kadar gelenler 20 yıldır içine okumuşlar Bakırköy’ün...

Florya’nın Gümüşhaneli müteahhitleri...

- Söylendiği gibi ne Başkan Yardımcısı Turgay Akbal, ne de İl Başkanını müteahhitleri tanır; ki müteahhitleri ben daha yeni tanıyorum. Bu asılsız suçlamalar İl başkanı Şinasi Ökten’i yapratmaya yöneliktir. Ökten bugüne kadar bana hiç müdahale etmedi; bir tek tayin istemedi. (Öktem de, bu müteahhitlerle hiçbir ilişkisinin olmadığını açıkladı bize.)

PARTİ BİNASI ALIMI

Sarıgül’ün sular altındaki evini, sizin değil de Şişli belediyesi ekipleri temizlemiş.

- Siz Sarıgül’e bakmayın... Derelerden gelen suyu onun motopompları kesemedi. Bizim kepçeler suyun yönünü değiştirdi de baskını durdurabildik. Ayamama, Siyavuşpaşa ve Tavukçu dereleri islah olmadıkça Bakırköy’ü her zaman su basacaktır. Sorunu çözmek Bakırköy’ün değil, Büyükşehir’in işi olsa gerek.

CHP ilçeye 400 bin dolara bina alınması olayı...

- Genel Merkez onay vermeden böyle bir şey olur mu? Ankara yetki verince, örgüt şimdi kendi arasında para topluyor; hatta ben de küçük bir bağış yaptım. Genel Merkez’in katkısıyla alınacak bina.

MUHALEFET TAKDİR EDİYOR

Belediye binasında Turgay Akbal’ın odasında bir ayet asılı diye eleştiriliyorsunuz.

- Bakırköy Müftüsü ziyarete geldiğinde hediye etmiş. Ama eleştiriler üzerine Turgay kaldırdı onu. Bu da mı suç yani?

Bu kadar eleştiri karşısında ne yapıyorsunuz?

- Anlamadığım bir siyasi fırtına koparılıp, herkes birbirini dinamitliyor. Ama ben siyaset yapmıyorum, belediyeyi yönetiyorum. Burada yanlış bir iş yapılıyor olsa önce AKP’nin, MHP ve DYP’nin bağırması lazım değil mi? Aksine çalışmaları takdir edip helal olsun diyorlar. Benimle ilgili bir belge, bırakın belgeyi bir adam gelsin ‘rüşvet verdim’ desin hemen ayrılırım. İspat edemeyenler şerefsizdir. Kimseye sırtımdan rant sağlatmayacağım, sonuna kadar mücadele edeceğim. Gırtlağımdan yere yatırsalar da tek kuruş haram geçiremezler, bunu herkes bilsin.

Florya’da yıkım yapmak yürek ister

Sayın Ateş, Florya’da göstermelik yıkımlar yaptığızı söylüyorlar.

- Bakın bu kaçak binalar geçen dönemlerde yapılmış gözgöre göre. Ben de bunları görmezlikten gelebilirdim ama seçim öncesinde verdiğimiz sözler üzerine yıkıma başladık. 5 Nisandan bu yana 8’i büfe olmak üzere 48 binada yıkım yapmak yürek ister. Yıktığımız üç daire yeniden yapıldı, yine yıkacağım. Fyn Inn’de başlattığımız yıkım da sürecek. Öyle gecekondu değil, milyon dolara yakın değerde sağlam ve lüks binalar bunlar...Gelin tek tek göstereyim yıkılanları. İddia ediyorum, İstanbul’un 32 ilçesi var; bunların tümünden daha fazla yıkım yaptık. Beni eleştireceklerine başka belediyelere bakılsın. Ruhsatsız bir tek kaçak temel attırmadık bugüne kadar. Açıkca söylüyorum, üzerine gidemeyeceğim hiçbir kaçak yapı yok, kimseye de gebe değilim; ne ben ne de ekibim...

Devlet bize bir şey yapamaz

AYLARCA süren operasyon sonunda 35 kişi yakalanıyor. Kaçakcılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, Savcılığa, 28 klasörle birlikte emniyetin 200 sayfalık fezlekesinu sunuyor.

Medyada kaçırılan bir madenciden FB’ye, Korkut Eken’den bazı ihalelere kadar bir sürü iddia yeralıyordu. Peker dün sabaha karşı serbest bırakılınca şaşırdığını söylüyor.

Bir hukukçuya ‘Uyum yasalarına tutuklamayı zorlaştıran yeni bir hüküm mü vardı?’ diye soruyoruz.

‘Hayır’ diyor. Ancak onun da soruları var:

‘Hakimin tutuklamaya karar verebilmesi için mahkumiyetine yeterli, inandırıcı deliller olması gerekiyor. Bu durumda sorular akla geliyor. Medyada günlerce yeralan, tutuklamayı gerektiren kasetler, fotograflar ve belgeler soruşturma dosyasında yok muydu? Bunlar soruşturmayı gerektiren deliller değil miydi? Polisin açıkladığı 10 konudan hangileri, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası’ndaki suç tanımlarına giriyordu? Peker’in savunmasını yapan üç avukat hakkındaki tutuklama kararı hangi iddialara dayanıyordu? Benim de kafam karışık.’

Öğleden sonra, 12. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi Arif Engin Konuk’un serbest bırakma kararına savcı Selim Berna Altay itiraz ediyor ve tutuklama kararı veriliyor.

Hatırlatalım...

Peker’i daha önce iki kez gözaltına alan İstanbul Kaçakcılık ve Organize Suçlar eski Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, ‘Ak Babalar Örgütü-Türkiye’de Mafya’ kitabında şöyle yazıyor:

‘2002 yılında Derya Tuna’nın vurulmasının ardından Sedat Peker ile İbrahim Tatlıses’in Akmerkez’de buluşmaları mesaj verme niteliğinde davranışlardır. Yakalanan capoların (organize suç örgütü lideri) serbest kalmalarını da ‘devlet bize bir şey yapamaz, biz güçlüyüz’ mesajı olarak lanse etmeleri bu konuya başka bir örnektir.’

AB, ‘İlerleme Raporu’na bunu not eder mi?

KKTC, Rumların oyuncağı oldu

17 Aralık’taki AB Zirvesi öncesinde Rumlar, istekleri olan tanınma ve Türk askerini adadan uzaklaştırmak için tüm güçlerini ortaya koyacaklarını bugünden açıklamışlardır.

Sayın Abdullah Gül’ün ‘KKTC ile özel ilişkilerimiz var’ argümanı, Kıbrıs Türkleri arasında inandırıcılığını kaybetmiş durumdadır. Başbakan Tayyip Erdoğan Bey’e soruyorum: KKTC için önünüzdeki vizyonunuz nedir?

Görebildiğimiz kadarıyla KKTC’nin geleceğiyle ilgili bir vizyonunuz yok.

Varsa açıklayın.

Cumhurbaşkanımız Sayın Denktaş ne diyor: Endişeliyiz. Türk askerinin çıkışının selamını kim alacak, şehitleri kim sökecek yerinden, hangi yiğidin harcıdır. Türk basını, tehlikeleri Türk halkına duyurmamaktadır, milli heyecanı söndürmektedir.

Devleti elinde tutan hiçbir iktidarın kendi vatandaşlarını, milletini, milli davalarını hiç sayarak hareket hakkı olamaz.

Yalçın Bayer-Hürriyet
Yayın Tarihi : 10 Ekim 2004 Pazar 17:01:46
Güncelleme :10 Ekim 2004 Pazar 17:22:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?