YÖK halledilecekmiş!/Abbas Güçlü/Milliyet

Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa'da esmiş, gürlemiş. Muhalefete de kendisini eleştirenlere de veryansın etmiş. Ve bu arada hayret! Eğitime de değinmiş ve "YÖK'ü halledeceğiz" demiş.

3 Kasım öncesinde de aynı vaatte bulunmuş ve ne kadar YÖK karşıtı varsa, hepsinin oyunu almıştı. Ama geldikleri son nokta, en muhalif YÖK'çüleri bile, YÖK'ü savunur hale getirmek oldu.

Başbakan Erdoğan'a kesinlikle bir eğitim danışmanı gerek. Çünkü sürekli yanlış yapıyor. Özel üniversitelerden bahsediyor ki Türkiye'de özel üniversite yok. Vakıf üniversitelerini kastediyorsa ki bu da bir başbakanın yapmaması gereken bir hata.

Her ile bir üniversite açacağız demiş. Herhalde her ilçeyle karıştırdı. Çünkü üniversite açılmayan il kalmadı gibi.

Üniversitelere alınacak öğrenci sayısını artıracağız diyor ama hiçbir inandırıcılığı ve cazibesi yok. Çünkü kendi iktidarları döneminde 39 üniversite açılmasına karşılık kontenjanlardaki artış oranı yüzde 5 bile değil. Tabela üniversiteler açsanız ne olur, açmasanız ne olur!..
Hayal ama, YÖK'ü yerle bir edip, üniversitelerin akademik özerkliğini ayaklar altına alıp kontenjanları iki katına çıkardınız diyelim, peki bu mezunlar nerede iş bulacak? Sayın Başbakan, şu an için işsizlik oranının en yüksek olduğu kesimin üniversite mezunları olduğunun farkında mı acaba?..

Bu arada örneğin türbanlılar konusuna neden hiç değinmiyor! Kendi çocukları, iktidarları döneminde, hiç yıl kaybetmeden, ABD'den, Avrupa'dan, Bilkent'ten diplomalarını alırken, garibanların kaybolan yıllarını nasıl telafi edecekler? Bu konuya da açıklık getirebilir mi?
OKS'de tartışmalı sorular var. Cek'i, cak'ı bırakıp onlarla neden hiç ilgilenmiyor? Yüz binlerce aileyi ve minnacık öğrenciyi yakından ilgilendiren bu konuyu neden hiç gündeme getirmiyor?

AKP, 22 Temmuz'da gençlerden ve velilerden oy almak istiyorsa, içi boş vaatleri bırakıp gerçekçi projeler ortaya koymalıdır. Diğer partiler de. Onlardan da hâlâ ciddi bir proje ortaya koyan olmadı!..

ÖSS ve OKS tacirleri

ÖSS ve OKS konusunda her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes kendine göre bir puan hesabı yapıyor. Oysa hiçbirinin geçerliliği yok. Çünkü, bu yılın ortalama ve standart sapmalarını bilmeden yapılacak her türlü puan hesabı yanıltıcı olur. Onlar da ancak, sınav sonuçları değerlendirildikten sonra ortaya çıkar.

Geçen yılın verilerine göre yapılan hesaplamalar belki biraz fikir verir ama yanıltıcı olur. Bir puanda on binlerce adayın yer değiştirdiği, bu sınavlarda 3-5 puanlık sapmalar, artı ya da eksi yönde her zaman mümkün. Hatta bazen daha büyük sapmalar gerçekleşebiliyor. Durum böyleyken, kesin puan hesabı yapılıyor gibi ahkâm kesmek ileride büyük hayal kırıklıklarına neden olabilir. İşte bu yüzden, siz siz olun, sınav sonuçları açıklanıncaya kadar, bu tür puan hesaplamalarını boş verip tatilin tadını çıkarmaya bakın. Çünkü, asıl zorlu süreç, sonuçlar açıklandıktan sonra başlayacak...

OKS'deki hatalı sorularla ilgili olarak MEB'in inadı sürüyor. AKP sadece bu yüzden on binlerce oy kaybediyor farkında değil!..
ÖSS'ye gelince, soruların önceki yıla göre daha kolay olacağını, ÖSYM Başkanı Yarımağan söylemişti. Ya puan barajı düşecek, ya katsayılar değişecek, ya da sorular kolaylaşacaktı. Hatırlanacağı gibi, geçen yıl yanlış öngörüler nedeniyle, puan barajını aşan öğrenci sayısı yetersiz kalmış ve binlerce kontenjan doldurulamamıştı.

Liselerin 4 yıla çıkması nedeniyle, gelecek yıl, başvuruların azalacağı kesin, ama kimse seneye üniversiteyi kazanmak çok daha kolay diye düşünmesin. Bu yıl girebilen girsin. Bizden hatırlatması...

Özetin özeti: Cami ve kışla üzerinden siyaset yapmak ne kadar sakıncalı ise eğitim, çocuk ve gençler üzerinde siyaset yapmak da o bir o kadar sakıncalı. Siyasetçiler ne olur eğitimi eğitimcilere bıraksınlar!..