Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan'ın, "İddia ediyorum: Zapsu çekilmez" başlıklı yazısı şöyle... 

FEHMİ Koru, "Cüneyd Zapsu görevi bırakacak" diye yazmış...

Bence bu bir "bilgi" değil...

Olsa olsa bir "temenni cümlesi".

Çünkü Zapsu’nun, Başbakan’ın danışmanlığını bırakacağına dair en küçük bir işaret bile yok.

Bu nedenle Fehmi Koru’nun yazısı, "Görevi bırakacak" yazısı değil, "Bıraksa iyi olur" yazısıdır.

Peki Zapsu görevi bırakır mı?

Zapsu’nun son birkaç gündür "Vazoyu kıran küçük çocuk" ruh haline büründüğünü ve şimdilik bir kenara sindiğini falan söyleyebiliriz.

Ama görevi bırakacağını asla!

Elbette görevi bırakmasını isteyenler var.

En başta diplomasi geleneğinin altüst edildiğini düşenen Dışişleri mensupları.

Ve daha önemlisi hükümetin "iki numaralı ismi" Abdullah Gül...

Abdullah Gül, Zapsu’ya en fazla tepki gösteren isimlerin başında geliyor.

Herhalde en fazla Zapsu için "Gölge dışişleri bakanı" başlıklarının atılmasına bozulmuştur.

Gelelim "Bir numaralı isim"in tepkisine.

Başbakan Erdoğan, Zapsu’ya kızgın ama bu kızgınlık "Zapsu’yu gözüm görmesin" noktasına gelmiş değil.

Yani adının üstü çizilmedi Zapsu’nun.

Peki Zapsu, bu aşamada "Hükümete zarar verdim. Başbakanımı çok zor durumda bıraktım. En iyisi ben kendiliğimden çekileyim" der mi?

Hiç sanmıyorum.

Çünkü Zapsu, "Gizli güç" olmanın tadına vardığını her fırsatta kanıtlayan, gösteren bir isim.

"Düşük profil" vermeye de pek niyetli değil.

Düşünsenize:

Büyük gürültü koparan "Bir günde dört büyükelçiyle görüşme" olayını basına davul zurnayla duyuran ofis, Zapsu’nun ofisiymiş.

Yani ortada kendisini "Hükümetin arkasındaki müthiş güç" olarak takdim etmek için çırpınma hali var.

Bu ruh halinden, bu gösterişçilikten hiç "çekilme" kararı çıkar mı?

Böylesi bir fiyakacılık hiç, "Çekildik izzet ü ikbal ile babı hükümetten" şiirini okutur mu adama.