17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Zülfikar Doğan - Akşam Gazetesi

Çeteleyi tutalım, söyleneni iyi okuyalım, Türkiye'yle çelik-çomak oynattırmayalım...

 

Arada bir yaptığım gibi, gözden kaçan, hatırdan uzaklaşan, arada kaynayan şeyleri, sözleri yine listeliyorum. Amaç, olacakları bugünden görmek, olan olduktan sonra diz dövüp, ah - vah etmemek. 

AB, bir yıl önce adaylık başvurusu yapan Hırvatistan’la ’tam üyelik’ müzakerelerinin 2005’te başlamasını kararlaştırdı. Hırvaristan’dan, pek çok düzenleme yapması isteniyor ama, bunların tamamlanması beklenmeden de peşinen müzakere tarihi veriliyor! Muhtemelen Hırvatistan 2007 ya da 2009’da tam üye olacak. 41 Yıl sonra, 1999’da adaylık statüsü kazanan, 5 yıldır istenilenlerin hepsini yapan Türkiye’ye ise ’yeni istekler, yeni şartlar’ sıralandı. Başbakan ve Dışişleri Bakanı mahzun döndü Brüksel’den. Başbakan ’DEP’lileri bıraktık, kadınlara Alman yasalarındaki hakları verdik, Kürtçe eğitimi, yayını başlattık, DGM’leri kaldırdık vb.’ diyor. KKTC konusunda AB’nin üzerine düşeni yapmadığı, verdiği sözleri tutmadığından yakınıyor. 

Oysa AB, bırakın KKTC’ye yönelik adımları, şimdi ’Güney Kıbrıs’ı tanıyın, Gümrük Birliği’ni Rumlar’a açın, Ruhban Okulu’nu açın, Güneydoğu’da daha çok adım atın, Assompsion rahiplerinin haklarını ve kiliselerini tanıyın’ diyor. Yeni istek, muhtemelen anayasaya ’Türkiye Cumhuriyeti Türk ve Kürtler’den oluşan iki toplumlu bir devlettir’ tanımının konulması olacak. Bu yönde girişim haberleri geliyor. Fransa ’Ermeni soykırımını tanıma’ şartı koşuyor. 

AB, Türkiye için, bugüne kadar hiçbir aday ülke için uygulanmayan ’Etkinlik Raporu’ hazırlanmasını kararlaştırdı. Türkiye’nin nüfusu, ekonomisi, işsizlik, enflasyon, AB’ye olası yükleri, göç olasılığı vb. konular, AB uzman memurlarınca araştırılacak ve raporun sonucu, müzakerelerin başlatılıp - başlatılmamasında ilerleme raporu kadar etkili olacak! 

 AB Ekonomik - Sosyal Konseyi son toplantıda yine OYAK’ı taslak rapora koydu. Kasım ayında bu konuyu, bu köşede sizlerle paylaşmıştık. Ordunun holding sahibi olması, emekli generallerin bankacılık, sanayii vb. alanlarda görev alması ve ekonomideki etkinlikleri eleştiriliyor. AB’yle bağdaşmadığı belirtiliyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığı yapısı, hesaplarının denetlenmemesi gibi eleştirilerle, TSK’nın büyük bir ekonomik, dolayısıyla da siyasi gücü elinde tuttuğu sonucuna varılıyor. 30 Haziran’da oylanacak bu taslak rapor kabul edilirse, ilerleme raporuna da konulacağı ve Türkiye için yeni bir koşul olacağı belirtiliyor.

* Dikkat çekici bir açıklama, ABD Büyükelçisi Edelman’dan. Edelman, Kuzey Irak’taki PKK kamplarına bir operasyon düşünmediklerini, Irak’ta ABD ordusunun ciddi güvenlik sorunu bulunduğunu, PKK’nın gündemde olmadığını söylüyor. Demek PKK, ABD ordusuna da Irak’ta güvenlik sağlıyor. PKK - Kongra gel’in, Türkiye’ye dönük tehdit ve cüretkarlıkta, Güneydoğu’da başlatılan saldırılarda, kimden, hangi ’dost ve müttefiklerden’ destek ve cesaret aldığı anlaşılıyor. 

AKP Hükümeti, erken seçim dahil, bütün gelecek ve siyasi hesaplarını AB’den müzakere tarihi alma, ABD’den ’sırt sıvazlama ve büyük adamsın vesselam tarzı pohpohlama’ üzerine yapmış görünüyor. Her isteneni yapmasına karşın, Türkiye yine şamar yiyor, yine azarlanıyor, yeni ödevlerle muhatap oluyor. AB ve ABD de böyle munis ve söz dinleyen, bir iktidar bulmanın hevesiyle yeni talepler, koşullar sıralıyor. Hükümet ’Her şeyi yaparız, yeter ki bize bir gün verin’ diye, boyun büktükçe, Türkiye, AB’nin iç savaşla parçaladığı, ’Almanya’dan olma, Yugoslavya’dan doğma’ 5 milyonluk Hırvatistan kadar bile itibar görmüyor, adam yerine konulmuyor. AB’si, ABD’si Türkiye’ye parmak takmış, canları sıkıldıkça sek, sek, beş taş, çelik - çomak oynuyor. Arada bir de topaç gibi çeviriyor. Biz, çeteleyi tutalım, tarihe notumuzu bırakalım. Gerisini tarihe geçmeyi, Nobel adayı olmayı düşünenler, düşünsün!

ZÜLFİKAR DOĞAN - AKŞAM GAZETESİ
Yayın Tarihi : 21 Haziran 2004 Pazartesi 21:04:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?