28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Danıştay kararına iktidar tepkisi ve Papaz cinayeti...

Trabzon’da 5 Şubat 2006 Pazar günü işlenen Papaz cinayetinin gündemi allak bullak sırada; Danıştay, tayin edildiği Ankara’daki bir askeri gazinonun içindeki anaokulu’na türbanla gelip gitmek isteyen Aytaç Kılıç adlı bayanın bu davranışına izin vermedi.

Papaz cinayeti, her ne hikmetse, gidere gize bürünürken ya da büründürülürken, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah, 7’inci Cidde Ekonomik Formu için Suudi Arabistan’a gitmek için (11 Şubat 2006 Cumartesi) geldiği Ankara Esenboğa Havalimanı’nda, Danıştay’ın kararıyla ilgili açtı ağzını, yumdu gözünü:

“Doğrusu hayretler içinde kaldık. Türkiye’nin giderek demokratikleşme eğilimine ters bir davranıştır bu. Bu yaklaşımın altında negatif özgürlükler anlayışı vardır. Bu anlayış bildiğiniz gibi otoriter, diktatör rejimlerin felsefesidir. Bu, Türkiye’nin yönelişine ters bir karardır.”

Gül’e verilecek en güzel yanıt, kendisinin bu sözleri olacak. Bir deneyin. Gül’ün sözlerini, kendisine yanıt biçiminde okuyun. Ortaya, ne kadar yerinde ve çok doğru bir yanıt çıktığını göreceksiniz.

Aynı konuda, Başbakan’da, yumurta yağmuruna tutulduktan, “İki yıldan beri çiftçiği öldürdün, Ne yüzle geldin buraya” diye protesto edildikten, kendisinin de “lan”lı konuşup, “Ağlayan ananı da al git buradan” dedikten sonra partisinin Merkez ilçe kongresinde (11 Şubat 2006 Cumartesi) kürsüye çıktı, ağzına geleni söyledi.

Özetin özeti:

“Bu anlayış, hiçbir hukuk anlayışı içerisinde tanımlanamaz. Özgürlüklerin egemen olduğu bir ülkede alınan bu kararı, ben, bu ülkenin bir Başbakanı olarak, evladı olarak, -bu karar alındığı için bu yorumu yapıyorum, yapmak zorundayım- doğrusu kınıyorum. Bunlar, bu gidişle evin içine de karışacaklar. Efendi, bu senin değil, Diyanet’in işi…”

“Yürütme makamında olduğum için sorumluluğumun gereğini yapıyorum, yapmak zorundayım” sözlerini de eden Başbakan’ı artık kanıksadım.

Başbakan ve Dışişleri Bakanı, hatta Adalet Bakanı aynı gün, çok doğru kararından dolayı Danıştay’a, Danıştay üzerinden de Atatürk’e ve Atatürk Türkiyesi’ne (demokratik, laik yapısına, çağdaş ve evrensel hukukuna, kurum ve kuruluşlarına, kadrolarına) dillerine gelen her sözcüğü kullandıklarında, belki ayırtında olamadıkları bir gelişmeye de imza attılar.

O gelişme, her geçen gün Arap saçına dönen/döndürülen Papaz cinayeti pat diye gündemin alt sıralarına düştü!..

“… belki ayırtında olamadıkları bir gelişmeye de imza attılar” derken, yanlış da söylemiş olabilirim. Belki de, ayırtında idiler! Yani, Papaz cinayetini gündemden düşürmek için, Danıştay’ın “okul yolunda türban” kararını büyüttüler! Danıştay kararına, “Efendi, bu senin işin değil” Bu anlayış, otoriter, diktatör rejimlerin felsefesidir” sözleriyle tepkilerini dile getirenlerden, bu da beklenir…

Böyle bir beklentiye saplanıp kalırken, şöyle bir savla karşı karşı kaldım: Papaz cinayeti eğer çözülmezse, gizleriyle kalakalırsa, Papazı, dış güçler öldürdü/öldürttü. Nedeni? Türkiye’ye yapacakları kötülükler için. O kötülüklerin kokusu çok sonraları çıkacak… Papaz cinayetiyle Türkiye’ye yapacakları kötülükleri erkenden açığa vurmamak için, cinayetin çözülmesini istemeyecek, ellerinden gelen engellemeyi/engellemeleri yapacaklar/yaptıracaklar. “Papaz cinayeti eğer bütün ayrıntılarıyla aydınlığa kavuşturulmazsa, cinayet, dış güçlerin işi” diye düşüneceğim.

AKP iktidarına her istediklerini, istedikleri biçimde ve istedikleri anda yaptıran dost görünümlü öz düşmanlarımız dış güçler Trabzon’da Papazı eğer öldürtmedilerse, cinayetin tez zamanda çözülmesi için AKP iktidarına baskı yapacaklar, hatta uzman ajanlarını gönderip katkıda bulunduracaklar. O zaman da, “Papaz cinayeti, Türk işi” diye düşüneceğim.

Papaz cinayeti ister Türk işi, ister dış güçlerin işi olsun, her ikisinde de, “Türkiye’nin gerçeği” var!

O gerçek nedir? İşte onun, Türk halkından saklanmaması gerekir.

Türkiye gerçeklerinden korkan AKP iktidarı, Trabzon’da işlenen Papaz cinayetindeki Türkiye gerçeğinden korktuğu için Danıştay’ın gayet çağdaş, yerinde kararına verdi veriştirdi?!

Ne kazandı?

Kendisi ve Türkiye, Türk halkı ne kazandı?..

Gel de gülme! Benim ki de soru mu?!
Yayın Tarihi : 13 Şubat 2006 Pazartesi 13:16:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mustafa yücesan IP: 85.104.186.xxx Tarih : 3.11.2006 16:08:03
mahkemenın adil olmayıp bu kadar cezanın 16 yasındakı ve ıdaellerı olan bır gence verılmesı cok yanlıs ve sacmadır bızım turkıyedekı cezaları acaba kendı adalet bakanlıgımız mı hazırlıyor yoksa avrupa bırlıgımı hazırlıyor dıye dusunmemız lazım