Vatan Gazetesi yazarıMehmet Tezkan, Deniz Baykal'la ilgili ilginç bir savda sulundu.

Tezkan, "CHP'nin tek umudu Erdoğan'ın Köşke çıkması..." başlıklı bugünkü yazısında, bir oyundan ve oyunun planından söz ediyor, "Erdoğan Köşk’e çıkar.. Gül Başbakan olur.. Ortalık gerilir, hassasiyet artar, paniğe kapılan insanlar da CHP’ye yönelir.. " diyor. 

Mehmet Tezkan'ın yazısı şöyle:



Bazı AKP’li yazarlar da artık kabul ediyor..
AKP beş yıl önce umuttu’ diyorlar..

Şimdi ‘alternatifi olmayan parti’ oldu..

Çok güzel bir tespit.. Erdoğan AKP’yi kurduğunda heyecan fırtınası esmişti.. Dar alanda, itiş kakış üzerine yapılan siyasetten sıkılan.. Yeni lider.. Yeni bir anlayış beklentisindeki milyonlarca kişi Erdoğan’ın peşinden gitti..

Sadece İslamcı kesim değil, muhafazakâr tabanın büyük çoğunluğu genç lideri denemek istedi.. Gerçi, İslamcı kesim de Erbakan’dan sıkılmıştı.. Palavralarına doymuştu..

Milli Görüş söylemi kabak tadı vermişti..

Erdoğan yüzde 34,5 oyu böyle aldı..

Peki umut muydu?

Evet..

Ya şimdi?

AKP’li yazarlara göre de artık umut değil.. Onu umut olarak görenlere hiçbir şey veremedi..

Farklı bir çizgi çizemedi..

Bir soru daha:

İlk seçimde birinci parti olur mu?

Olur.. Yeniden tek başına iktidar bile olabilir.. Zor ama olabilir..

Niye?

Çünkü henüz alternatifi yok..

Peki CHP.. CHP alternatif olamaz mı? AKP’nin yerini CHP alamaz mı?

Alamaz..

Neden mi..

Anlatalım: Baykal’ın söylemi iyi.. Gözlemleri, tespitleri mükemmel.. CHP’yi sağa da açma, Türkiye’nin tümünü kucaklayan parti yapma düşüncesi yerinde..

Ama o kadar.. Baykal’ın eksiği şu.. Yıllardır söylediklerini bir türlü yaşama geçiremiyor..

Anadolu Solu dediği günleri hatırlayın.. CHP için müthiş bir açılımdı.. Körü körüne sol.. Körü körüne laiklik anlayışının dışına çıkan, geleneklerine bağlı, dinine tutkun kitleleri de yanına çeken bir yaklaşımdı..

Ama sadece sözde kaldı..

Niye?

Çünkü Baykal seçim startı verilince değişiyor.. Söylemlerini yaşama geçirecek kadrolar yerine eski arkadaşlarını, profesyonel siyasetçileri tercih ediyor.. Onları ön plana itiyor.. Onlarla yola çıkıyor..

Her seferinde çuvallıyor..

Ama çuvalladığının farkına varmıyor.. Kabul etmiyor.. İktidar olamamasını başka nedenlere bağlıyor.. Aslında iktidar olamayışının nedeni, seçtiği kadrolar.. Yıllardır yanından ayırmadıkları..

Örnek mi?

Son yerel seçimde karşımıza çıkardığı, bunu seçin dediği İstanbul belediye başkan adayına bakın..

Sefa Sirmen..

Sirmen kim?

İzmit Belediye Başkanı iken, bu görevinden ayrılarak milletvekili olmuş kişi.. Artık, Ankara’yı tercih mi etti, yoksa Ankara’ya sığındı mı, bilemem..

Sen al bu kişiyi İstanbullu’nun karşısına çıkar..

Bu, İstanbul’da yaşayana, İstanbul’daki CHP seçmenine yapılan en büyük hakaret değil mi?

Hem de nasıl hakaret..

Seçmeni adam yerine koymamak demek..

Baykal bu anlayışı ile her seçimde hem seçmene hakaret ediyor hem de onlardan oy istiyor..

Bu yüzden bir türlü alternatif olamıyor..

İlk seçimde de alternatif değil.. Umutlarını bir tek Erdoğan’a bağlamışlar..

Oyun planları şu:

Erdoğan Köşk’e çıkar.. Gül Başbakan olur.. Ortalık gerilir, hassasiyet artar, paniğe kapılan insanlar da CHP’ye yönelir..

Bu arada belki AKP de karışır, parti içi iktidar mücadelesi başlar, Erbakan çengel atar, parti bölünür falan filan..

CHP bu senaryoya yürekten inanıyor ve bekliyor.. Baykal’ın Erdoğan’ı tehdit edercesine ‘Köşk’e çıkarsan Yüce Divan yolu açılır’ demesi boşuna değil..

Erdoğan’ı tahrik ediyor.. Yukarı çık diyor.. Köşk’e mahkûm ediyor..

Erdoğan Köşk’e çıkmazsa korkmuş, kaçmış olacak.. Çıkarsa CHP’nin önü açılacak..

Politikasını bu senaryo üzerine kuran parti alternatif olabilir mi?