Büyük örgütlerin yönetimleri yerelde "iletişimi kontrol altına alarak" şehirleri merkeze bağımlı hale getirmektedirler. Bundan dolayı kurumlar "demokrasi kültürü"nü oluşturamamakta, liderlerin ve yöneticilerin asli görevlerini erozyona uğramakta, "proje bazlı" yönetim sistemi yerine tek sesli, ideolojinin ardına sığınan, önyargılar arasında boğulan hastalıklı ve tüketici siyasi örgütlere dönüşmektedir.

Biz AGL’liler iletişim teknolojilerini azami kullanarak şehir gruplarını izlemeli, yorumlar getirmeli, ufkumuzu kendi şehrimizin ve hatta Türkiye’yi çevreleyen denizlerin ötesine taşımalı, fikir paylaşımından doğan güç ile kurumsal olarak üretici konuma geçmeli ve diğer şehirlerle ortak projeler tasarlamalıyız.

Unutulmaması gereken diğer bir konu biz sadece oy almak, iktidarı ele geçirmek için örgütlenmiyoruz. Biz 2023 yılında Türkiye’yi yönetecek olan nitelikli ve iyi eğitim almış genç kadroların bu okul içerisinden çıkması için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla bu mücadelemizi de "açık fikirli olmak, finansal anlamda bağımsızlık, etik değerlere sahip olmak, bireysel faydalar yerine evrensel değerleri benimsemek, kadın erkek eşitliği ve girişimciliğini desteklemek insan odaklı düşünce - insan odaklı yönetim sistemini benimsemek, ve temiz siyaset yapma anlayışına bağlı olmak" zemininde kurgulamamız gerekiyor.

Türkiye’yi 2023’te "zamanın ruhu"nu yakalayarak hakettiği yerde görmek istiyorsak; zaten tarihinde ve kültüründe barındırdığı, zaman içerisinde bastırılmış "öncü ruhunu" bireysel anlamda keşfetmeye gayret ederek çoğaltmalı ve bu modeli "toplumsal hikayemizi" değiştirmek yönünde kullanmalıyız. İşte o zaman yıllar içerisinde oluşturduğumuz model "demokrasi kültürünü içselleştirmesi" anlamında sadece bulunduğumuz şehri ve Türkiye’yi değil tüm Dünya’yı etkileyebilir olacaktır.

AGL’lilerin ufku, görebildikleri veya ona sunulan tanımlar ile sınırlı değil; 2023’te görmek istedikleri Türkiye yolunda gerçek anlamda mücadele edecek kadar geniş olmalıdır.

Bir ekibimiz Anadolu yollarında AGL’yi tanıtırken; bir ekibimiz de AGL Meclisi ve internet gruplarının oluşturulması aşamasında bu hususlara da dikkat etmektedir.

Hayat şüphesiz bir tercihler bütünüdür; gerçekler de durağan değil dinamiktir. Bu dinamizmin içerisinde çeşitli tercihlerimiz ve entelektüel birikimimiz de yönümüzü ve anlık gerçeklerimizi belirler. İçinde bulunduğumuz 2004 Türkiye’sinde iki temel yönden birisini seçmemiz gerekiyor. Birinci yön 2004 arabesk - pop Türkiye’sinin 2023 Türkiye’si olmasını istemek ve bireysel hikayelerimize dönmemizdir. İkinci yön de 2023 Türkiye’sinin öncelikleri için mücadele eden; yani bireysel anlamda tarih boyunca insanların yadırgandığı veya önemsemediği bir davranış olan hayallerinin peşinden kararlılıkla koşan gençlerin yön vereceği çağdaş Türkiye’ye dönüştürmek idealidir.

Biz AGL’liler yani ikinci yönü seçen Güçlü Türkiye’liler olarak; birinci yönü seçen herkese saygı duyarken, ikinci yönü seçmek isteyen hiç kimsenin de artık yalnız olmadığını anlatmak için kar kış demeden Anadolu yollarındayız.

2 ay gibi kısa bir sürede ikinci yönü seçen 2.000 kişi ile aynı idealleri paylaşmaktan da mutluluk duyuyoruz.

Bunu anlatmak için bu mesajlarımızı çoğaltıp, ulaştırabildiğimiz kadar fazla kişi ile paylaşmaya gayret ediyoruz.

Tuna Bekleviç

AGL Hareketi