19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Devlet soyulamaz, soydurtulur!

11 Ocak 2004 tarihli Hürriyet gazetesinde bir haber: Üç eski bürokrata
ÇEAŞ-KEPEZ davası.

“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yeni atanan
Hüseyin Boyrazoğlu, Çeaş ve Kepez’i denetlemeyerek, devleti 1.6 milyar
Dolar zarara uğrattıkları iddası ile üç ayrı bürokrat hakkında dava açtı”

Bankacılık rezaletinin arkasından enerji sektöründeki rezalet!

Bütün bunları yazılı basından okuyan, televizyondan izleyen dürüst vatandaş kahroluyor.

Bankalardan hortumlatılan miktarları bile unuttuk.
Bankaları hortumlatan güçler, şimdi bu paraları vergi adı altında kanırta kanırta tahsil ettiriyorlar!

Sıra, enerji sektöründen hortumlatılan paralar için konulacak yeni vergilere gelecekti ki Allahtan hükümet uyandı.

“Marmara Ereğlisi Unimar Doğalgaz Santrali” nin 20 yıllık işletme süresinde kaybedilecek miktar 1 milyar 713 milyon dolar olarak hesaplanmış!

Marmara Ereğlisi Trakya Doğalgaz Kombine Santrali’ nin 20 yıllık işletme süresinde kaybedilecek miktar 1 milyar 703 milyon dolar olarak hesaplanmış.

Gebze Dilovası Santrali’ nin 20 yıllık işletme süresince kaybedilecek miktar 989 milyon dolar, olarak hesaplanmış.

Esenyurt Santrali’ nin 20 yıllık işletme süresinde kaybedilecek miktar 649 milyon dolar olarak hesaplanmış.

‘Hesaplanmış’ kelimesini bilhassa defalarca kullandım.
Çünkü bu işler, bu firmalarının sahiplerine verilirken de bilhassa hesaplanmıştır.

Bunda hiç kimsenin şüphesi olamaz.

Şimdi soruyorum o zamanlar bu hesapları yapanlar nerede?

Bu hesapları kabul eden bürokratlar, siyasiler velhasıl tüm sorumlular nerelerdesiniz?

Aynı sorum bankaları hortumlatan yetkililer için de geçerlidir.
Nerelerdesiniz?

Bankaların girdiği faiz yarışı dönemlerinde, bu banka sahiplerinin şaaşalı yaşayışlarını gören, izleyen, sıradan vatandaş bile bu bankaların kısa süre sonra batacaklarını söylerken, sizler nerelerdeydiniz sayın yetkililer, sayın bürokratlar, sayın siyasetçiler?

Bingöl’de olduğu gibi hemen her depremde ilk yıkılan binalar devlet tarafından yaptırılan okullar ve diğer devlet binalarıdır. Bu okullar çöktüğü zaman, içlerinde yüzlerce yavru kaldı, milyonlarca yürek yandı.

Bu okullar yapılırken bulunan hesap uzmanları, kontrol mühendisleri ve bunları da kontrol eden sayın yetkili ve etkililer nerelerdesiniz?

Yüreğiniz hiç yanmıyor mu, vicdanınız hiç sızlamıyor mu?

Devlet hiç bir zaman soyulamaz, soydurtulur.

Eğer devletler soyulabilecek olsa idi, başta kalkınmış ülkelerin devletleri soyulurdu.

Amerika’daki, Almanya’daki, Japonya’daki İş adamlarını daha mı dürüst, daha mı aptal sanıyorsunuz?

Dünyanın her tarafında yatırımcı “nasıl kazanırım” dan ziyade, “daha fazla nasıl kar ederim” in hesabını yapar.

Dünyanın saygın devletlerinde de devlet adamları, bürokratlar ve siyasetçiler, “devletimi nasıl korurum, ülkeme nasıl daha iyi kazandırırım, halkımı nasıl kollarım” ın hesabını yaparlar.

Ben şahsen Koç gibi, Sabancı gibi, Eczacıbaşı gibi Şarık Tara gibi artık ülkemizde birer misyon olmuş iş adamlarımızın bu gibi pisliklere karıştıklarına ve karışacaklarına hiç inanmıyorum.

Sayın Şarık Tara MESS’ in 45. çalışma yılı nedeniyle yaptığı konuşmada, ’Dede siz de hırsız mısınız’ diye soran torunlarına, ’Ben de bu saatten sonra torunlarıma hırsız olmadığımı anlatmaya çalışıyorum’ demiş.

ŞİMDİ

Ey Türkiye’nin tüm evlatları, Ey Türkiye’nin tüm torunları ve de özellikle dedeleri ve babaları devlet dairelerinde memur, bürokrat, kontrol mühendisi, siyasetçi vesaire olarak bulunanların evlatları ve torunları,

Haydi; babanıza veya dedenize tam sorma zamanı.

-Dede, baba sen devlette hangi kademelerde çalıştın ve ülkem için ne iş yaptın?
-Devletten aldığın maaşla sen beni Amerika’ larda nasıl okuttun?
-Devletten aldığın maaşla sen bize nasıl daireler alabildin?
-Devletten aldığın maaşla sen bize nasıl araba alabildin?
-Devletten aldığın maaşla sen bize nasıl katlar alabildin?
-Devletten aldığın maaşla sen bize nasıl yat aldın?
-Devletten aldığın maaşla sen bize nasıl tatiller yaptırabildin?
...........
........
Daha yüzlercesi yazılabilir ama insanın yazmaya eli, söylemeye dili varmıyor.

Milliyet gazetesinin 23 Ekim 2003 tarihli manşeti.

“Kaşının Üstünde Gözün Var”

Yazının içeriği: Belediye başkanlarının meyve sebze vesaire gıda maddelerinin açıkta satışını engellememesi suçmuş!

O nedenle Diyarbakır Belediye başkanı için suç duyurusunda bulunulmuş
Sanki sadece Diyarbakır ilimizde gıda maddeleri açıkta satılıyor.

Eğer Devlet adına görev yapan odacı, işçi, tekniker, memur, müdür, bürokrat, müsteşar, siyasetçi isterse...

*
Yayın Tarihi : 12 Ocak 2004 Pazartesi 00:00:15
Güncelleme :15 Ocak 2004 Perşembe 13:43:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ahmet MiM IP: 195.93.89.xxx Tarih : 15.03.2004 04:54:21
YOLSUZLUKLAR - SiSTEM Yolsuzluklari yapanlar varsa, ona zemin, zaman ve imkanlari sunanlar olmasi gerekir. Eger Yasama; yolsuzluklari caydirici kanuni zemini, zamaninda saglamamis ise, Yürütme; yolsuzluklara imkan vermeyen zemini zamaninda saglamamis ise, Yargi; yolsuzluklari olusamaz, tekrarlanamaz durumlara getiremiyorsa bir ülkede, yolsuzluklar olur. Eger bugünkü mevcut yasama+yürütme+yargi sistemine ragmen yolsuzluklar oluyor ve önü alinamiyorsa, sucu bu sistemde aramak gereklidir. Mevcut sistemi düzeltmekle ugrasmadansa ve mevcut sistemin hertürlü hilesini bilen, cikarci kesimlerle ugrasmadansa, yikip-yenilemek daha efektiftir. Bunun icin de bilinen gercekleri, yeniden kesfetmeye gerek yoktur. Avrupa ülkelerinden birinde mevcut olan bir sistemi, uygularsin Türkiye´ye... Yolsuzluklara " ELVEDA" dersin... Ama bunu istemeyenler, kendilerine tabulari alet edinenler var....... caydirici kanuni zemini, zamaninda saglamamis ise, caydirici kanuni zemini, zamaninda saglamamis ise, icin-Yargi-Yürütme;