Kim ne derse desin, yazıp çizerse yazsın çizsin; 8 Ağustos 2006 Salı günü öğleden sonra ülkemize gelen ve dün öğleden sonra ülkesine dönen Suudi Arabistan Kralı Abdullah, bizden hoşnut ayrılmamıştır. Nedeni de, ülkesiyle Türkiye arasındaki askeri işbirliği anlaşmasının “bitirtilememiş” olması ve bu bitirilememişlikten dolayı anlaşmayı imzalayamamasıdır…
*
Türkiye’nin azınlık hükümetinin başı Başbakan, Türkiye ziyaretleri sırasında yanında, konuk ağırlama sınırlarını aşarak “emirkulu” görünümü verdiği Kral’ı ülkesine uçurur uçurmaz, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le birlikte Kabataş – Taksim arası metroya binmiş. Kendisine, oturdukları yerleri vermek isteyen vatandaşlara, “Rahatsız olmayın” demiş.
Kabataş – Taksim arasını ayakta tamamlarken, çevresini saranlara, kendisi gibi ayakta olan ve borulara tutunan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü işaret ederek, “Sayın Gül’ü gezdiriyorum” diyen Başbakan’ın bu sözü ve Başbakanlığı süresince rahatsız ettiği vatandaşları “rahatsız etmemek” istemesi bize anlamlı geldi!
Başbakan, Dışişleri Bakanı Gül’ü gezdirerek gönlünü almak istemiş olabilir ama vatandaşı bu defa rahatsız etmek istememesinin altından, deprem etkisinde rahatsız etmenin çıkacak diye korkuya kapıldık.
Hala o korkusunun sarmalındayız.
*
Kral ve beraberindekileri ağırlama, AKP ve AKP iktidarının başı Başbakanı hem yorgun, hem eşi, çocukları ve gelinlerinden 4 gün ayrı düşürmüş olmalı… Zaman yitirmeden Antalya’ya tatile uçtular.
Eşi, çocukları ve damatlarıyla Antalya’daki Rixos Premium Hotel’in 100 metrekarelik lüks villasına yerleşen Başbakan, Pazartesi (14 Ağustos 2006) günü, partisinin 5’inci kuruluş yıldönümüne katılmak için Ankara’ya gidip dönecek.
Başbakan, tatilden, Kral yorgunluğunu atarak Ankara’ya varmalı. Önünde, çok yoğun bir Türkiye gündemi var da ondan.
*
Danıştay 2’inci Daire’yi 17 Mayıs 2006 Çarşamba günü kana bulayan, yüksek yargıç Mustafa Birden’i şehit eden, 2’inci Daire Başkanı ile ikisi bayan üç yargıcı yaralayan İslamcı terörist Alparslan Arslan’nın dünkü duruşması öncesinde, Milli Eğitim Müfettişi baba İdris Arslan, “Bu milletin değerlerine saygı duymayanlara, bu millet, şu veya bu şekilde hak ettiği dersi verecektir” demiş.
Daha başka şeyler de söylemiş…
Gazeteler ve gazete köşe yazarları, bugünkü haber ve yazılarıyla, sözlerinden ötürü İdris Arslan’a yüklenmişler.
Haksız da değiller.
İslamcı terörist babası Milli Eğitim Müfettişi İdris Arslan, “Bu milletin değerlerine saygı duymayanlara, bu millet, şu veya bu şekilde hak ettiği dersi verecektir” sözüne bir başka açıdan baktığımızda, İdris Arslan’ın kendisini, kendisi gibi katil oğlunu ve kendileri gibi olanları tanımladığını görürüz.
Bu halkın değerlerine saygı duymayanlar onlar. Bu halk, onlara, şu veya bu biçimde hak ettikleri dersi verecektir.
Bu halkın yüce yargısı da, onlara, hak ettikleri cezayı ve o ceza ile birlikte yanıtı verecektir.
Yayın Tarihi :
12 Ağustos 2006 Cumartesi 14:12:10