17
Haziran
2025
Salı
ANASAYFA

Neyzen Tevfik ve Lütfi Kırdar/Yılmaz Ergüvenç

Başlığı okuyanların, 'Neyzen Tevfik’le imarın ne ilgisi olabilir ki ?'diyeceğinden şüphem yok. Pek de haksız sayılmazlar. Ama biz mimarlar, her olayın altından mimar veya imar çıkartmaya kendimizi şartlamışız sanki…

Bu yazı,dostum Remzi Erbaş’la yaptığımız bir sohbet sonucu doğdu. Zaten ben de bu anlatacaklarımı seneler evvel, merhum dostum Elif Naci ile yaptığımız sohbette öğrenmiş ve bir kenara not etmiştim. Ancak aşağıda okuyacağınız taşlamalara ne Neyzen’in külliyatında, ne de başka bir yerde rastlamadım. Zaten tek parti döneminde söylenmiş böylesine edep dışına çıkan dizeleri yayınlamak kimsenin haddi değildi.

Neyzen Tevfik,1879 yılında Bodrum’da doğmuş.Muntazam bir eğitimi yok. Gençlik yıllarında İstanbul’a gelmiş;geliş o geliş… Ama Bodrum onu unutmamış; kentin en görkemli caddelerinden biri onun adını taşıyor. Mehmet Akif’le tanışmış ve tasavvufa merak sarmış. Bu arada çok güzel ve duygu katkılı ney üflüyor vede hiciv yazıyor.

Bu sayede en seçkin edebiyat sofralarında yer alıyor,ama en süfli koltuk meyhanelerinde de içiyor.Ara sıra Bakırköy Akıl Hastanesi’nde Dr.Mazhar Osman’ın,daha sonraları Dr.Fahri Celal’in misafiri oluyor,ama çıkıyor ve yine içiyor. (Ölümü 1953)

Dr.Lütfi Kırdar, 1889 Kerkük doğumludur. Devlete yaptığı sağlık hizmetlerinden sonra atandığı Manisa Valiliği'ndeki başarıları dikkati çekerek 1938 – 1949 arasında İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığı görevini yaptı. (O zamanlar İstanbul Valisi, Belediye Başkanlığını da beraber yürütüyordu) Ankara’nın imarına ağırlık veren Cumhuriyet, İstanbul’u ihmal etmişti. İstanbul’da imarı başlatan Vali Lütfi Kırdar’dır. Henry Prost’un düzenlediği imar planlarını harfiyyen uygulamıştır. Bu da onun sanata ve uzmanlığa saygısını gösterir. Yaptığı hayırlı işler saymakla bitmez.

Evvela alt yapı çalışmaları yapmış, su problemini halletmiş, Zincirlikuyu Mezarlığı'nı düzenlemiş, diğer mezarlıkları da uygar ortama getirmiştir. Beyoğlu’nu İstanbul yarımadasına bağlayan Atatürk Bulvarı’nı açmış, Bozdoğan (Valens) kemerlerini ortaya çıkarmıştır. Şişli Atatürk, Aşiyan Tevfik Fikret müzelerini açmış, Açıkhava Tiyatrosu’nu, Spor-Sergi Sarayı’nı (bu gün kendi adını taşıyan kongre merkezi), İnönü Stadı’nı gerçekleştirmiş, Taksim Atatürk Kültür Merkezi’nin kaba yapısını bitirmiştir. Taksim’den Maçka ve Dolmabahçe’ye inen 2 numaralı parkı kurmuş, Emirgan, Yıldız, Çamlıca korularını halka açmıştır. İstanbul’a 18 meydan ve kavşak kazandırmıştır.

Eminönü’nde çarşılar içinde sıkışıp kalmış Yeni Cami’yi ortaya çıkarmış, Üsküdar, Beşiktaş gibi önemli meydanlar oluşturmuştur.Beşiktaş’ta Barbaros Türbesi bir mezbele iken onarmış ve ortaya çıkarmış ve de Barbaros Anıtı’nı dikmiştir.Taksim Topçu Kışlasını yıkması hepimiz için bir eleştiri konusudur.Ama bu proje de Prost’undu.Şehir Orkestrası’nı kuran, Maçka’daki İtalyan Elçiliğini Konservatuar yapmak amacı ile satın alan (şimdi teknik lise) bir sanat aşığı,o zamanın anlayışına göre yapılan yıkıma, Prost’a saygısı dolayısıyla onay vermiş olsa gerektir. Bu yurda hizmet eden yöneticilerin bir kısım halka ve bir kısım kalem erbabına yaranamaması olayı, yöneticiliğin kaderinde vardır. Nitekim Yassıada Mahkemelerinde gördüğü muameleye kalbi dayanamadı ve 1961 de vefat etti.

Bütün bunları niçin anlatıyorum? Neyzen Tevfik’le Lütfi Kırdar’ın ne ilgisi olabilir?

İşte görelim:

Neyzen’in eski vali Muhittin Üstündağ ve sonraki Vali Lütfi Kırdar’ı kasteden ‘İstanbul’a valilerin kimi dağdan, kimi kırdan gelir ’hicvi taşlamaların en hafiflerindendir. Ama daha ağırları vardır:

Bir zamanlar yaktı İstanbul’u yangınlar,

Sonra başımıza Vali Lütfi Kırdar geldi.

Yeşil saha merakıyla yıktı hanümanları,

Allahın Kırdar’ına Kerkük’teki kır dar geldi.

Ve de:

S….. İstanbul’a Kırdar’ı vali diyerek,

Bari tüy dik te savuralım b..unu.

Milletin hışmını dindiremezsin a Paşam,

S….. o…. g….. p……. a… okunu.

(Şerefli ve saygıdeğer 2.Cumhurbaşkanımıza edilen taşlamayı kınıyor ve yazmıyorum)

Beşiktaş’taki Barbaros Anıtı,ortada Barbaros Hayrettin Paşa,iki yanında leventleri bulunan heykeli ve bir gemi pruvasını andırır kaidesi ve arka planda yelkenleri simgeleyen küfeki taşlı kitlesi ile dikkati çeker.Anıtın (Barbaros heykelinin) arka yüzünde Yahya Kemal’in dizeleri vardır:

Deniz ufkunda bu top sesleri nereden geliyor?

Barbaros, belki donanmayla seferden geliyor.

Adalar’dan mı,Tunus’tan mı, Cezayir’den mi?

Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi,

Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor,

O mübarek gemiler hangi seferden geliyor?

Ama Neyzen,büyük şairimize de haksızlık yapmaktan,sataşmaktan geri kalmıyor:


Edebi bilgini Hayrettin Kaptan,

Dört asır evvelden biliyor gibi,

Ikına ıkına yazdığın şiire,

Dönmüş k….. siliyor gibi.



Ne diyelim? Takdir sizin…

Yılmaz Ergüvenç
Yayın Tarihi : 6 Haziran 2005 Pazartesi 14:32:04
Güncelleme :6 Haziran 2005 Pazartesi 15:01:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?