Gazeteler son günlerde bir temel kurumu yıkma peşinde…
Gazeteler diyorum; ama yanlış anlamayın, malum gazeteler..
Önce bir manşet;
“Gücün yetmez Ahmet bey”
ikinci gün manşet;
“İki Ahmet farkı”
Hedef Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer…
Sezer’in laiklik ve irtica ilme söylediği sözlerden birileri çok fena alınmış…
Neden acaba…
Eğer irtica ve şeriatla ilginiz yoksa, bu ifadelerden alınmamanız lazım…
Bu da yetmiyormuş gibi Başbakan Recep Tayip Erdoğan benzeri ifadeler kullandı…
Dindar insanların siyaset yapmasının yasaklanmamasını istedi…
Bu gerip bir talep..
Dindar insanların siyaset yapmasını yasaklayan yok..
Olsaydı, bugünkü iktidar olmazdı.
Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in söylediği, irticai faaliyet gösteren şerii talepleri olan dindardan, yani yobazdan söz ediyor..
Bizde siyaset yapmaya talibiz…
Ve de elhamdürillah müslümanız…
Allah’ın tekliğine, Hz. Muhamet’in onun resulü olduğuna inanırız..
Bize de kimse siyaseti yasaklamadı.
Bir şey söylerken onun anlamını iyi tartmalıyız…
Bu bir…
Yine bir şey söylerken onun anlamını iyi tartmalıyız
Ve hatırlamalıyız
O kişi Ahmet bey değil; Sayın cumhurbaşkanıdır…
Bu iki…
Şimdi gelelim işin ikinci tarafına…
Sayın Adalet Bakanı 13 yıl önce, Sayın Cumhurbaşkanı Sezer’in; atamalardaki “cumhurbaşkanlığı yetkisinin fazlalığına dikkat çektiği” bir konuşması bulmuş.
Ve bunu kamuoyuna aktarmış…
Gazete adeta Cumhurbaşkanı’nın suçüstü yakalandığı imajının verir gibi.
Öyle bir niyeti yok..
Ama şunu hem bakanın hem de gazetede yönetiminin hatırlaması gerekirdi.
Sayanı Sezer Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterileceği belli olmuştu.
Sezer’de emekliliğini istemiş ve Anayasa Mahkemesi başkanı olarak son kez kürsüye çıktığında; Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin gereğinden fazla olduğu belirtmişti.
Yani iktidarlara açık çek vermişti:
“Beni oraya getiriyorsunuz. Yetiklerimi tırpanlayabilirsiniz”
Böyle açık bir çağrı vardı, niye yapmadınız…
Şimdi soru bu…
Eski defterleri karıştırıp mide bulandırmanın gereği yok…
Hakan Mert
Yayın Tarihi :
17 Nisan 2006 Pazartesi 22:36:40