22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Unutmayan, duygulu filler/Samira Alasgarova

Veteriner hekim Samira Alasgarova dünyayı beraberce paylaştıımıız canlılara dikkati çekiyor.. Samira Alasgarova bu hafta, vahşi yaşamın en ağırı olmasının yanında asla unutmayan, hafızası güçlü  filleri tanıtıyor… İşte bildiğimizi sandığımız filler...  


UNUTMAYAN, HAFIZASI GÜÇLÜ, KİNCİ FİLLER

Filler dünyanın karada yaşayan en iri memelileridir. Uzun ömürlüler, birçok büyükanne fil torunlarını yaşarken görebiliyor. Filler asla unutmazlar, hafızaları çok güçlüdür. Birileri onlara zarar verdiğinde yıllar bile geçse yapılan kötülüğü unutmazlar, hatta intikam bile alırlar. Filler duygusaldırlar, yaşadığı yere uzak kalan fil, doğduğu yere özlem duyar ve ağlar. Fillerin bilinen iki türü vardır: Afrika fili ve Hindistan ve ya Asya fili. Afrika fili ( Loxodonta Africana ) dünyanın en iri ve en eski bilinen canlısıdır. Ortalama erkekleri 5-7 ton, omuz yüksekliği 3-4 metre, dişileri ise 3 ton ağırlığında, omuz yüksekliği 2-3 metre kadardır. Cüsseli oluşlarına rağmen çok hareketli ve dinamiktirler, suda çok iyi yüzerler. Ormanlarda sürü halinde yürürken çok sessizler. Bir gecede onlarca kilometre yürürler. Afrika fillerine daha çok Sahra çölünün kuzeye yakın bölgelerde rastlanır, Afrika’nın sık ormanlarında ve açıklık bölgelerinde yaşarlar. Filler yalnızlığı sevmez, 15-30 fil sürü oluşturarak birlikte dolaşırlar. Her bir fil sürüsünün başında yaşlı anaç fil vardır. Genelde sürüde dişi filler ve yavruları vardır. Erkek filler dişilerden ayrı bir grup oluşturarak dolaşırlar. Sürüdeki dişiler yavrularını tehlikelerden korur ve kollar. Filler birbirleriyle çok uyumlular, geçimsizlik nadir yaşanır, fakat fillerden biri hastalanırsa ortama uyum sağlayamadığı için sürüyü terk edebilir. Hasta ve yalnız dolaşan fillerle karşılaşmak tehlikeli, çünkü sinirli haliyle fil çevresine zarar verebilir. 

Afrika fili Asya filine (Elephas maximus) göre daha iridir. Asya fili 2-3 metre yüksekliğinde 3-5 ton ağırlığındadır. Asya filleri insanlar tarafından eğitilip, tarımda çalıştırılıyorlar. 

FİLDİŞİ 

Fillerin ağız boşluğunda üst ve alt çenelerinde kesici dişleri yoktur, bunun yerine üst kesicidişlerin bir uzantısı vardır. Fildişi bir savunma organıdır. Ortalama bir çift fildişinin ağırlığı 80 kilogram kadardır. Hindistan fillerinin dişilerinde fildişi yoktur veya gelişmemiş ve küçüktür. Fildişi senede 17 santimetre kadar uzuyor. Yeni doğmuş yavruların süt fildişleri mevcuttur, 6-12 aylıkken yavruların süt fildişleri kalıcı dişlerle yenileniyor. Ortalama hayatları boyunca 6 kez fildişlerini yeniliyorlar. Fillerin yaşları fildişlerinin üzerindeki çizgilerden tespit ediliyor. 

BESLENMELERİ 

Günün 17-20 saatini beslenip, 3-4 saat uyumakla yetiniyorlar. Gün içinde 100 kilograma kadar ot tüketen filler doğaya ve tarıma ciddi zararlar veriyorlar. Ortalama bir fil beslenmesi için yılda 5 kilometre kare alana ihtiyaç duyar. Bu sorunu çözmek için yetkililerce milli hayvanat bahçelerinde yaşayan her bir fil için 1 kilometre kare alan ayrılmıştır. 

HORTUMSUZ BİR FİL AÇLIĞA MAHKUMDUR
 
Fillerin önemli organlarından biri de hortumlarıdır. Hortumları çok amaçlı görevlerde kullanıyorlar: yemek yemede, nefes almada, su içtiklerinde, birbirlerine dokunduklarında. Evrim süreci içinde fillerin hortumları burun ve üst dudağın birleşmesi sonucunda oluşmuş. Karada filler hem ağızlarıyla, hem hortumlarıyla nefes alıyorlar, suda yüzerken nefes almaları için hortumları suyun dışında kalıyor. Hortumun yapısı 40 bin kaslı liften oluşmuştur. Çok esnektir, kıvrılır, kısalır, gereğinde uzayabiliyor. Hortumun ucundaki parmaksı uzantı küçük nesneleri tutabilmesini sağlar. Hortumlarıyla suyu çekip bir içimde 17 litre suyu ağız boşluğuna, oradan da mideye boşaltırlar. Bir günde 150-200 litre kadar su içiyorlar. Verem hastalığına yakalanan bir fil gün içinde 600 litreye yakın su tüketiyor. Hortumlarını ağır nesneleri kaldırmak için de kullanılıyor. Filler sevgi gösterilerini hortumlarıyla sergilerler. Tehlikeli durumlarda hortumlarını silah olarak kullanıyorlar. Hortumsuz bir fil açlığa mahkumdur ve ölümü kaçınılmazdır.

KİLOMETRELERCE UZAKTAN HABERLEŞİYORLAR

Fillerin deriler kalındır, rengi griden kahverengiye kadar değişen varyasyonlar gösterir, ağız, göz, dudak, sakal bölgelerinde, kuyruk kısmında kıllar vardır, derileri kıvrımlı ve sarkıktır. Ter bezleri olmadığı için, termoregulasyonu geniş kulaklarını yelpaze gibi kullanarak sağlıyorlar. Gözler başa göre küçük olduğu için görme duyuları gelişmemiştir. Koku duyusu geliştiği için, birkaç kilometre öteden kokuyla sürünün yönünü tespit ediyorlar. Koku almayla yabancı ve ya kendi sürüsünden olan filleri ayırt ediyorlar. Özellikle anneler kolaylıkla yavrularını bulabiliyor. İşitme duyuları insanlardan daha iyi gelişmiştir. İnsanların algılayamadıkları en düşük ses frekansları bile algılayıp bu seslerle haberleşiyorlar. Bu sayede kilometrelerce uzaktaki akrabalarına haber verip tehlikeden kurtarabiliyorlar. Bir diğer duyu, dokunma duyusudur. Filler birbirlerine dokunarak iletişim kurmaya severler. 

MUST SIVISI VE ÇİFTLEŞMELERİ 

Fillerin belli çiftleşme dönemleri yoktur, çiftleşme daha çok yağışlı mevsimlerde başlar. Dişiler bu dönemde kızgınlık periyoduna girer, dişi fil erkeği yüksek sesle çağırarak onunla haberleşir. 

Erkek fillerin başın göz ile kulak bölgeleri arasında salgı yapan bezler mevcuttur. Bezlerden salgılanan sıvı maddeye must adı verilir. Bezler aktive olduğunda hayvanın alnı şişiyor ve bezde salgılanan yağlı ve koyu sıvı dışarı akar. Must sıvısı erkek filin çiftleşme isteğini artırıyor. 

Çiftleşme öncesi dişi ve erkek sürüden ayrılıp, birkaç haftalığına ormana uzaklaşırlar. Dişiler ortalama 4 yılda bir gebe kalıyorlar, hamilelik süresi 22-25 ay devam eder, yeni doğmuş fil yavrusu 100kilo ağırlığında 1 metre boyunda doğar. Yavrular 5 yaşına kadar anne sütüyle beslenirler, bakıma muhtaçlar. Ergenliğe ulaşma çağı 12-20 yaşlarındadır. Ortalama ömürleri 60-70 yıldır. 

SOYLARI TEHLİKEDE

Dünyada artan fildişi talebi yüzünden dişleri için öldürülen Afrika fillerinin soyu tehlikede. 

Fillerin insanlardan başka düşmanı yok. Afrika’nın en iri hayvanlarından gergedan bile her zaman filin önden geçmesine izin verir.

Samira Alasgarova/kenthaber
Yayın Tarihi : 19 Mart 2007 Pazartesi 09:49:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?