Bu yaz "Alaçatı" modası vardı...
Bir zamanlar Kuşadası, sonra Bodrum, Marmaris, bu yıl da Alaçatı.
Hele yaz aylarında tatile çıkan ünlü köşe yazarları oraları gezmişlerse, üstelik bir güzel de ağırlanmışlarsa, yılın modası hemen orası olur.
***
HAYIR, bir yerin beğenilir olmasında, o bölgeyi yazanların, övenlerin payını çok yüksek tutmamalı... Yerli veya yabancı turistler bir kere gider, bakarlar orası yazılanlara, övülenlere layık değil, bir daha gitmezler.
***
ALAÇATI öyle değil, gerçekten giderek gelişen bir belde, hele bu yıl...
Yerli yabancı turistlerin gece gündüz aradığı her şey var. Sürekli rüzgâr nedeniyle dünyanın sayılı sörf merkezlerinden biri olan Alaçatı, Bodrum'un eski "Barlar Sokağı"nı anımsatıyor. Yemek yenilecek, içki içilecek, müzik dinlenecek yerler... buralarda hoparlörü sonuna kadar açarak yandaki dükkânla yarışmak yok. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor, sokakta, dükkânların önünde projektör gibi lambalar yok, loş ışıklar...
"Alaçatı"nın eski taş evleri birer birer gidiyor; gidiyor ama, yerlerine beton siteler dikilmiyor, evler eski haline getiriliyor, restore ediliyor, ayrıca o evlerin aynısı yeniden yapılıyor.
***
"ALAÇATI"yı anlatırken "cumartesi pazarı"nı geçmek olmaz, öyle bir pazar ki, ne ararsan bulursun, derde devadan gayri... Bir de eski eşyaların satıldığı pazar var ki, bizim Haslet'in kulakları çınlasın, hâlâ onu soranlar var.
***
ALAÇATI, belki de, bir otele kıyı kanununa aykırı izin verdiği için belediye başkanının cezaevine girdiği ilk belde...
"Alaçatı'nın doğal dokusunu korumak, beldedeki vahşi rantı dizginlemek gerek" diyenler, soluğu yargıda alıyorlar. Bunun son örneği cezaevine giren Belediye Başkanı Remzi Özen'in hazırlattığı "Port Alaçatı" projesi... (x)
Alaçatı'nın "Yumru Koyu" bölgesinde planlanan "Port Alaçatı" projesine karşı çıkanlar, kıyı yasasının delindiğini, villalar yapıldığını ileri sürdüler, belediye ise bunun tatlı su alanından oluşan azmak olduğunu savundu.
Mahkeme de Mimarlar Odası Genel Merkezi'nin başvurusunu dikkate alarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. (x)
Bakalım yargı son, kesin kararını nasıl verecek?
***
ŞİMDİ gelelim bir başka konuya...
"Bir kentin uygarlık simgesi kaldırımlardır" derler, kaldırımların düşüklüğü buna örnektir. Kent kültürü olmayanların tecavüzünden yayaları korumak için, otomobillerin çıkıp park etmemeleri için kaldırımları yüksek yaparlar.
Bir diğer uygarlık ölçüsü de helalardır, WC'lerdir.
H H H
"ALAÇATI"ya giriniz, arabanızı belediye otoparkına bırakınız, kâhyaya "Hela nerede?" diye sorunuz, size bankaların yan yana diktiği ATM kulübelerinin arkasını gösterecektir.
Gidin de pisliği görün!
Ve şişirilen "Alaçatı efsanesi" balon gibi patlar, söner.
———————
(x) Ozan Yayman, Cumhuriyet-Ege, 02.09.2005.