19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

İnzivaya çekilmiş, içine kapanık evler

Birgi; Anadolu'nun, Osmanlı evlerinin kent ölçeğinde ayakta kalan ender yerlerinden biri... Zamanında denize açık bir korsan yatağı olan Birgi'nin gizemi, içine kapanık aile anlayışından, boş sokaklarından ve esrarengiz yaşantısından geliyor... İnanılmaz bir estetik anlayışla yapılmış olan Birgi evleri, Osmanlı ve Türk sivil mimarisinin en özgün örneklerinden oluşuyla adından söz ettireceğe benziyor.

Bozdağı'nın eteklerinde, gerçek mi yoksa hayal mi olduğunu anlayamayacağınız; önce sıradan yüzünü, ardından kendini gösteren bir ortaçağ şehri olan Birgi'de sislerle kaplı esrarengiz bir yolculuğa hazır mısınız? Küçücük görüntüsüne rağmen, içinde önemli bir tarih barındıran Birgi; Bozdağı'ndan kopup gelen dereyi saran yamaçlara kurulu... Bir Türk beyliği olan Aydınoğulları'na başkentlik yapabilecek kadar cesur, birçok afete yenilebilecek kadar da zayıf bir kent Birgi... Bu haftaki gezi rotamda ağıma düşen yer, Birgi. Yola çıkarken benim için sürpriz bir geziydi. Bunu diğer gezilerden farklı kılan, aslında sizin düş gücünüzü zorlamayacak kadar sıradan olabilir. Ama benim düş gücümü zorlayacak kadar karmaşıktı... Cazibesi ise kapalı evlerinde, boş sokaklarında ve esrarengiz yaşantısında gizli...

Bilinmeyen tarihi; korsan yatağı

Birgi; İzmir'in Ödemiş ilçesinin yaklaşık bin haneli küçük bir beldesi. Kasabanın geçmişi İsa'dan önce 7. yy.'a kadar uzanıyor. Aydınoğulları ise beyliğini Birgi'den yönetiyor ve bu beyliğin ilk başkenti olarak tarihteki yerini alıyor. Birgi'nin gizlenen tarihindeyse; 15 yy.'a dek Küçük Menderes ve Birgi Çayı vasıtasıyla Ege'ye açılan bir korsan yatağı olması var. Daha sonra 4.Murat bütün mimar, mühendis ve ustaları seferber ederek Birgi Çayı'nın yatağını değiştiriyor. Nehrin suyunu başka yerlere akıtarak azaltıyor ve denizle bağlantısını keserek korsanlığa tamamen son veriyor. Yeşil kalmakta ısrarlı yamaçları, geçmişin izlerini taşıyor hâlâ; hatta geçmişteymiş gibi... Birgi sınırlarına dahil olduğumdan itibaren, beni saran o farklı havayı hissediyorum. İnsanı önce bir sessizlik alıyor. Kendimi Birgi'nin gözlerden uzak kaderine terk edilmiş gibi hissediyorum. Sadece köy kahvesinde hayat var. Ve oradan gelen çay kokularında... Bu gizem beni fazlasıyla heyecanlandırıyor.

Gizemli Birgi evleri

Birgi evleri betona değmemiş hiç. Evlerin hemen hemen hepsi taş. Osmanlı ve Türk sivil mimarisinin en özgün örneklerinden. Özenle ve inanılmaz bir estetik anlayışıyla dizilmiş tüm taşlar. Bu taşlar; kışın sıcak, yazın ise serin tutuyor mekanı. Ortalama 200 tane hiç bozulmamış tarihî ev var. Bazı evlerse tamamen inzivaya çekilmiş... Evler genellikle iki katlı, her evin bahçesi ve tamamen içine kapanmak için aynı anlayışla dizilmiş taşlardan oluşan koca koca duvarları var. Kimi evlerde cumbalar var. Hem cumbalara hem de duvarlardaki pencerelere, aile gizliliğini korumak için tahtadan kafesler yerleştirilmiş günümüz panjurlarına benzer bir biçimde. Sanıyorum Birgi gizemini, bu taş evlerinden alıyor. Ünlü seyyah İbn-i Batuta, yolu buraya düşenlerden. Onun Birgi'den bahsettiği kitaplarında, Aydınoğulları'ndan Mehmet'in buraya düşen bir göktaşından bahsettiği anlatılıyor. Bu beni daha da heyecanlandırıyor. Belki de Birgi gizemini, Aydınoğulları zamanında düşen bu göktaşından alıyor...

Birgi, tamamen eski kalıntılar üzerine inşa edilmiş bir yer. Kazılan her yerden tarihî eser çıkabiliyor. Aileler genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlar. Ara ara turp tarlalarına rastlıyorum. Türkiye'nin en lezzetli inciri burada yetişiyor. Ayrıca kiraz, ceviz, turunçgiller ve kestane de her bahçede ağacını bulabileceğiniz meyvelerden. Hatta birkaç ağacın dalında size gülümseyen mandalinaların tadına rahatça bakabilirsiniz. Ve sabahları ikram edilen sütle, ilk kez süt gibi süt içtiğinizi düşünebilirsiniz. Birkaç duvarı ayakta kalan Bizanslıların yaptığı bir su kemerinın kalıntılarına rastlıyorum. Onun ilk yapıldığı zamanı düşünüyorum; yapıldığı dönemi, ona yüklenen anlamı, hatta onu yapan elleri... Yamaçlardaki sessizlik her yere hakim. Geceleyin camınıza kadar inen sis Birgi'nin esrarengiz havasıyla o kadar pekişiyor ki, sissiz bir Birgi hayal edemiyorum.

Bakkalın inisiyatifindeki tarih

Yaklaşık 500 yıl önce yapılan Birgi Hamamı'na girebilmek için, bakkalın iznini almanız gerekiyor. Niçin mi? Bu tarihi hamamın giriş bölümü 70’li yıllarda imara açılmış ve buraya büyük bir dükkan yapılmış. Hamama başka giriş olmadığından, giriş kısmı dükkanın içinde kalmış. Dükkan, şimdilerde bakkal olarak işletiliyor. Dolayısıyla bakkal amca izin vermezse, bu tarihî hamama giremiyorsunuz !..

Birgi, eski yıllarda korsan gemilerini de bır motif olarak süsleyen selvi ağaçlarıyla dolu. Hayat ağacı anlamına gelen selviler, 300 yıla yakın yaşlarıyla geçmişin tozlu da olsa, ağırlığını taşımaya çalışıyorlar. Birgi, inanç turizmi açısından önemli bir noktada. II. Selim tarafından Birgi'nin ıslahı için yollanan Birgivi Mehmet Efendi, dönemin en önemli İslam alimlerindendir. Ömrünün sonuna kadar İslamî ilimleri yaymış ve çevresinde denge ve düzeni sağlamıştır. Bir veba salgınında vefat eden Birgivî, buraya defnedilmiş. Bu manevî havayı solumak için türbesini her yıl yaklaşık 100 bin kişi ziyaret ediyor. Bu mekânları gezdikten sonra elinizde kalan; eskiye dair ne varsa onu koruma duygusu...

NEREDE KALINIR: Birgi Çınaraltı Pansiyon, Birgi'de yaz-kış konaklayabileceğiniz en uygun yer. (Tel: 0537 927 42 17- 0542 224 42 49)

YEMEK KÜLTÜRÜ:

Kulak çorbası, sini pidesi, tombaç kebabı, peksimet avukması, sarmaşık kavurması, kestirme çorbası, sura, kuzu kapama, gumbar dolması, kalburabastı tatlısı, köpük helvası, incir ısması, kabak hoşafı vb. adını duymadığınız bir sürü yemek çeşidi var. Tüm çeşitleri tatmanızın yoluysa yöre halkının misafirperverliğine kalmış... Tel : Konak kültür ve andaç evi 0232 531 60 69



Zaman
Yayın Tarihi : 12 Şubat 2006 Pazar 15:12:48
Güncelleme :12 Şubat 2006 Pazar 16:44:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?