31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

90'LARA MI DÖNÜYORUZ?

Silvan’da 13 askerin şehit olmasının ardından Türkiye’nin gündemi bir anda değişti. Siyasi liderlerin son yıllarda dilinde olan ‘barış mesajları’, bu kez yerini 1990’lı yılların savaş söylemlerine bıraktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Artık bizden iyi niyet beklemeyin” derken, Türkiye Büyük millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, “Herkes safını belirlesin açıklaması yaptı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, “Gerekirse hepimiz şehit olmaya hazırız” dedi.

15 Temmuz akşamı İstanbul Cemil Topuzlu Sahnesi’nde Kürt şarkıcı Aynur Doğan’a yönelik protestolar ve pazar günü Türkiye çapında düzenlenen sokak protestolarında BDP il binalarını basmaya kadar varan eylemler, sokağın ağzının da siyasi liderlerden farklı olmadığını gösterdi. Bütün bunlar olurken Gazeteci yazar Ece Temelkuran’ın, Twitter hesabından anneannesi için kan aradığını belirten yazılaran gelen cevaplar tuz biber ekti. “Kanı Kürtler versin”, “Kanı Ermeniler versin” yanıtlarıyla karşılaşan Temelkuran, cevap olarak şunları yazdı: “kanı Kürtler versin, beter ol” diyenlere cvp: Batman, Diyarbakır,oralardan uçakla gelmek isteyen yüzlerce kisi oldu. Başım üstüne!” “kanı Ermeniler versin” diyenlere cevap: merak etmesinler, kan vermek isteyen Yahudi ve Ermeni can’lar vardı, onlar da var olsun. Bütün bu gelişmelerse akla “Türkiye 90’lı yıllara mı dönüyor?” sorusunu getirdi. Ancak  aydınlar, saldırının ’barışa’ yapıldığı konusuda hemfikir olmakla birlikte, 90’lı yıllara dönülmediği görüşünü savundular. Aydınların ortak çağrısı ise liderlere yönelik “sağduyulu davranmaya davet” oldu.

Öte yandan 90’lı yıllarda bir dönem Tansu Çiller’in danışmanlığını yapan Yazar Mümtaz’er Türköne, Kürt yazar Muhsin Kızılkaya, Ülkücü liderlerden Musa Serdar Çelebi, Yazar Ali Bulaç, Şair Bejan Matur ve sosyalist Baskın Oran’ın söylemlerinden ortak bir dil kullanmaları da sokağın olmasa bile aydınların ortak bir noktada buluştuklarını gösterdi.

Prof. Dr. Baskın Oran/Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi: “Silvan olayı net değil, kim yaptı kesin bir şey söyleyemem. Ama niçin yaptığını söyleyebilirim. Ne zaman kürt hareketiyle bir barış ortamına girilse böyle bir olay oluyor. Barışı engellemek için yapılıyor. Büyük olasılıkla farkına varmadan bazı politikacılar barışı engellemek isteyen karanlık güçlerin koalisyon ortakları olarak gözüküyor. Tüm kanlı eylemler ‘biz asarız, keseriz’ dedirtmek için yapılıyor.”

Ali Bulaç/ Zaman Gazetesi yazarı: “Bir türlü Türkiye düzlüğe çıkamıyor. 12 Haziran’da temsil oranı yüksek iyi bir seçim yapıldı. Toplumda Anayasa beklentisi vardı. Fakat suni krizler ortaya çıktı. Boykot, yemin krizleri ortaya çıktı. Abdullah Öcalan, “Devletin yetkilileriyle görüşüyorum, bir noktaya geliyoruz” demesine rağmen bir anda şiddet ve terör eylemlerinde artış meydana geldi. Belli ki birileri Türkiye’yi karıştırmak istiyor. Burada sivil toplum kuruluşlarına, medyaya ve özellikle siyasi parti liderlerine büyük görev düşüyor. Daha birleştirici, yatıştırıcı açıklamalarda bulunmaları gerekiyor. Sorunu konuşarak, şiddete başvurmadan çözmenin yollarını aramamız lazım. Aksi halde Orta Doğu’da trajik olaylar oluyor. Bizde de aynı olayların yaşanmasını isteyenler var. Hem içeride hem de dışarıda. Herkesin sorumlu davranması gerekir. Özellikle siyasi partilerin çıkar hesapların biraz ötesine geçip, toplumsal kutuplaşmaya yol açan dilden kurtulması gerekiyor. Siyasi partiler yeterince sorumlu davranmıyor.”

Musa Serdar Çelebi/Avrupa Türk İslam Birliği Kurucu Başkanı: “Türkiye’nin en önemli sorunu kürt kökenli vatandaşların sorunları. Türkiye bu sorunu çözmek için çabalıyor. Sorunun ana kaynağı, inkan ve asimilasyon politikalarıydı. Son yıllardaki açılım politikalarıyla inkar ve asimilasyona son verildi. Bu bir gerçek. Türkiye’de en azından kürt kardeşlerimizin kimliğini kimse inkar etmiyor. Ana dilin yasaklanması konuşulmuyor bile. Kürtçe televizyon yayınlarının yapıldığı ve kürtlerin kendilerini olduğu gibi ifade ettiği bir ortamdayız. Son bir yıldır silahların konuşmaması, barış döneminin başlatılması için çaba gösteriliyor. Bunu desteklemek için de Anayasa çalışması yapılıyor. Tam böyle bir noktada biz 13 askerimizin şehit edilmesine şahit oluyoruz. Ortada çatışma yok. Pusu var. Daha önce de benzer şeyler yapıldı. 13 şehidin arkasından yangından mal kaçırır gibi BDP mensupları ‘özerklik ilan edilsin’ diyerek yangına benzin dökmek gibi bir açıklama yaptılar. Özerklik ilanı kitleleri daha da tahrik eder. Ayrışmayı ve çatışmayı körükler. Tüm bu gelinen nokta kazançtı. Bunun heba edilmemesi gerekiyor. Bunlara prim verilmemeli. Acı büyük ancak bağrımıza taş basacağız. Kalıcı barış görüşmelerinin sürmesi gerekiyor. Ülkede terör meydana getirenlerin yanına kalmamalı, cevapları verilmemeli. Ancak bunlar bizi 1990’lı yıllara götürmemeli. Şehitlerin katilleri bizim mahallede oturan kürt kardeşlerimiz değildir. Onlardan intikam aranması doğru değildir.”

Prof. Dr. Gençay Gürsoy/Türk Tabipler Birliği Başkanı: “Yine talihsiz bir dönem yaşıyoruz. Ancak kürt sorunu geçmişe oranla daha ayakları yerde, gerçekci bir aşamaya varıldığını düşünüyorum. Türkiye böyle bir sorunun varlığını toplumsal olarak kavramış durumda. Başbakan hala ‘kürt sorunu yoktur, kürt yurttaşların sorunu vardır’ gibi her yöne çekilebilecek bir ifade kullanmışsa da toplumsal algımız değişiyor. Bu sorun çözülmeden Türkiye’nin düzlüğe çıkılmayacağını geniş kitleler kavrıyor. Sorunu çözmek için cesur ve kararlı bir siyasi iradenin ortaya çıkması ve tüm bu fırtınalı rotayı atlatabilmesi gerekiyor. Ama bi siyasi irade henüz ortada yok. İktidarda da muhalefette de yok. Barış ve demokrasiden yana talepler çoğaldıkça parlementoyu bu işe zorlamak ve siyasi iradenin orada filizlenmesini sağlamak gerekiyor. Bunun içinde kürt siyasi hareketinin temsilcilerinin meclise girmesi gerekiyor. Biraz iyi niyet, sağduyu meselenin çözüm yolunu açabilir. Ancak ne yazık ki Başbakan’ın ağzında ‘Bizden artık iyi niyet beklemeyin’ gibi provakatif ifadeler duyuyoruz. Buna rağmen ümitidi kaybetmiş değilim. Dünyadaki benzer örneklerde de geri gidişler, iniş çıkışlar yaşanıyor. Tüm mesele sorun uzun vadede hesaplamak, acıları içimize gömüp demokrasi ve barıştan yana yeni bir Anayasa’nın çalışmalarına başlamak gerekiyor. Kürt sorunun çözüm anahtarı burada.”

Mümtazer Türköne/ Zaman Gazetesi yazarı: “13 askerin öldürüldüğü saldırıda PKK timlerinin lideri, ‘Yüreklere öyle bir ateş salın ki...” diyor. Toplumun her kesiminden gelen kan ve şiddet kokan tepkiler bu temenninin yerine getirilmesinden ibaret. Herkesin dişini sıkıp bu saldırının amacına alet olmaması lazım. Kan kanla yıkanmaz. Bu mesele kan davası meselesi değil. Öfke ve kızgınlıkla çözülebilecek bir sorun değil. En başta siyasi parti liderlerinin ve kanaat önderlerinin toplumun, sukünetini, aklı selimini, sağduyusunu korumak ve sürdürmek konusunda katkıda bulunması lazım. Aksi takdirde 13 askerin kaybıyla terörün hedeflediği amaca hizmet etmiş oluruz.

Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun/ Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi: “Tüm dönemlede siyasal iktidarlara önemli görev düşüyor. Barışı dilinin tesis etme noktasında. Türkiye’de bir olay meydana geldiğinde siyasilerin dili çok çabuk militerleşebiliyor. Sokaktaki kişiler de bundan güç alarak eylemlerde bulunuyorlar. Özellikle bu dönemlerde ortamı yatıştıracak bir dil kullanmak gerekiyor. Başbakan bir gün önce kardeşlikten, hukuktan, barıştan ödün vermeden bu sorunu çözeceğiz gibi son derece sağlıklı bir dilde açıklama yaptı. Ancak ertesi gün bu saatten sonra kimse bizden iyi niyet beklemesin gibi şeklindeki ifade, Cemil Çiçek’in ‘Artık herkes tarafını belirlesin’ gibi adeta BDP’yi hedef göstermesi şeklindeki ifade gerginliğin artmasına, sokak hareketlerinin artmasına sebebiyet veriyor. 1990’lı yıllara dönmenin güç olduğunu düşünüyorum. Ancak böyle bir şey olursa, bunun sonuçları o dönemden çok daha ağır ve keskin olacaktır. Herkesin bunu dikkatle değerlendirmesi gerekiyor. Barışın dili bu şekilde kurulmaz.”

Muhsin Kızılkaya/ Taraf Gazetesi yazarı: "1990’lı yıllardaki söylemlere geri döndüğümüz kanatte değilim. 1990’lı yıllardaki sokak dilini kullanan ve onu daha da keskinleştiren bir medya dili vardı. Şu anda medya o dile benzer bir dil kullanmıyor. Medya daha çok itidale davet eden bir dil kullanıyor. Bu işin iyi tarafı. Keskin dili daha çok bize hissettiren, ulusalcı beyaz yakalılardır. Bunun en bariz örneği sanatçı Aynur Doğan’a yapılan eylemdir. Bunun çok çok tehlikeli ve ileri boyutlara ulaşacağını düşünmüyorum. 2007’de de Cumhuriyet mitinglerinde hükümete karşı yapılan dilin benzeri bir dildir. Marjinal bir dildir. Prim yapamaz. bu bir Türk - Kürt savaşı değildir. Şiddeti yöntem haline getirip, bunu hayatımıza egemen hale kılanlarla, şiddetin ötesinde bir barış dili kurmak isteyenler arasındaki bir savaştır. PKK’nın üst düzey yöneticilerinin önemli bir kısmı Türk’tür. Kürtçe bile bilmiyorlar. BDP’de milletvekillerinin önemli bir kısmı Türk’tür. Bunlar aynı şekilde barışın dilini savunan insanların büyük bir kısmı Kürt’tür. ölen askerlerin hepsi Türk değildir. Anneleri kürtçe ağıt yaktılar. Aynur’a Türkçe söylemeyi önerenler kürtçe ağıt yakanlara da Türkçe ağıt yakmayı önermelidirler. Böyle saçmalık mı olur? Acının dili yoktur. Bu ortak başımıza gelmiş bir beladır. Bu belayı savuşturmanın yolu hep beraber şiddete karşı durmaktır."

Bejan Matur: "Doksanlara dönmekten söz ediliyor. Bana göre bir yol ayrımındayız. Türkiye siyaseti, Türkü ve Kürdü ile ya siyaseten olgun bir zemin oluşturacak ya da hamaset ve çiğ söylemlere teslim olacak. Kürt meselesinin toplumun her kademesinde tartışıldığı bir dönemde, Silvan’dan gelen ölüm haberi herkes için acıydı. Savaşın bitmesini istemeyenlerin varlığı ümit kırıcıydı. Yol ayrımı da burada başlıyor zaten. Eğer yaşanan kayıplar toplumdaki mevcut kutuplaşmayı derinleştirirse, duyguların ayrışması kaçınılmaz. Duyguları ayrışmış bir toplumun 90’lı yıllardan çok daha vahim bir sürece gireceğini öngörmek zor değil. Ancak Türkiye toplumu, yeni kavramlar inşa edecek bir vicdan, duyarlılık ve üst akılla bu kırılma anını, toplumsal barışın anahtarı haline getirecek kapasitesini kaybetmedi diye düşünüyorum.

Kamuoyuna yansıyan ilk tepkilerin öfke dolu olması, basında sürecin daha da kötüleşebileceğine dair ihtimalin yükselmesi olarak okunuyor. Oysa tepkilerin kitlesellikten yoksun olması, hamaset ve intikam çağrılarının, duygusal yoğunluğa rağmen destek bulmaması çıkış için ümitvar olmamıza yetebilir. Bu süreçte toplumun her kademesine yeni bir dil inşa etmek için ciddi rol düşüyor. Belki de bir çare olarak ölümün hukukuna sığınmak gerekiyor. Bu fasit daireden çıkmamızın, ölümlerin ölümleri çoğaltmasını engellememizin tek yolu, ölümün hukukunu hatırlamaktır çünkü. Bizim toplum olarak o hukuka ihtiyacımız var. Ölüm karşısında duyulması gereken saygının kimlikleri, isimleri aştığını hatırlamamız gerekiyor. Yüreğimizi burkan acı elinde silah olanın pozisyonunu güçlendirsin istemiyorsak eğer o hukukta buluşmak zorundayız. Çünkü bir toplumu asıl bölen acının yaşanma biçimleridir. Bir ülkede yas ritüelleri ayrışmış, acı ev içlerine gömülmüşse o toplumu uçurumun kıyısından almak güçleşir. Özetle yeni bir duyarlık zemininde buluşmak için yekvücut olup Kürt Türk ‘benim adıma öldürmeyin’ diyebilmek gerekiyor. Bu ülkede Kürtler ve Türkler ‘benim adıma öldürmeyin’ dediği gün, yahut ‘ölüm istemiyoruz’ diyerek omuz omuza yürüdüğü gün belki de bu fasit daireden çıkacağız. Artık bir yol ayrımındayız. Ya herkes kendi kaybını kahraman ilan edip hamasette boğulacak. Ya da hep birlikte, ‘bizi ölümle terbiye etmeyin artık’ diyip ses vereceğiz."


 

....
Yayın Tarihi : 19 Temmuz 2011 Salı 11:19:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ramazan ILhan IP: 95.116.199.xxx Tarih : 19.07.2011 15:42:38

Biz büyük Türk milletiyiz,bizimde sabriimizin siniri wardir,bunuda sonunda ulastilar.Artik basbakanimiz söyledigi gibi bizden iyi niyet beklemesinler ..USAKLI RAMAZAN


İLHAN UZAL IP: 95.9.62.xxx Tarih : 21.07.2011 20:46:12

Güneydoğuya referandum yaptıralım bizi istemeyenler gitsin kuzey ırakta yaşasın üste parada verelim.Bu hain saldırıyı yapanlar yaptıranlar Mossadın uşaklığını yapmaktadır.Hedefleri Büyük İsraili kurmak kürtler neyin çabasını vermekte yahudilere ömür boyu kölelikmi yapmak isterler yoksa refah içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olarakmı yaşamak istiyorlar ona göre hareket etsinler.Dün Osmanlıyı dinlemeyip İngiliz misyonerlere topraklarını satan Filistine bakın siz bölücülerin kaderide bunlar gibi olacaktır.Çünkü ekmek yediği ülkeyi satanlar bir gün kazdıkları kuyuya düşeceklerdir.Ama üç beş tane bölücünün bu saldırıyı yapabileceğine inanamıyorum bence bunların içinde özel eğitilmiş Mossad ajanlarıda var.Bunu Devletimizin birimleri biliyordur.Ama ne yapmaktalar bence kuzey ıraka girelim gerekirse kerküğe kadar girelim oradanda bu hainler temizleninceye kadar çıkmayalım.Devlet terörist başını muhattaba almakla şehit ailelerini üzmüştür.Terörün üzerine bütün kararlığınızla gidin gerekirse bizde kuşanalım askere gelelin.Ne Mutlu Türküm Diyene.... 


bıkkın pakize IP: 88.229.234.xxx Tarih : 21.07.2011 01:08:53

Anadolu halkı, asırlar önce çevrilen filmleri yeniden seyretmeye zorlanıyor !


ASKER IP: 78.168.0.xxx Tarih : 20.07.2011 14:21:44

..... O  MASUM   ASKERLERİN  CANINI  ALMAK  KOLAYMI   HELE   DUSUN  BEBEKTEN  20  YAŞINA  KADAR  BUYUT  BESLE  GİTSİN  GELMESİN  BEN  BURADAKI  YORUMUMU  MILLIYETCI  OLARAK  YAZMADIM... İNSANIZ  KAN  DURMALI   İNSANCILIZ  ISTER  ISTEMEZ  TUYLERIM DIKEN  DIKEN OLUYOR .ALAUEKBER  NE  MUTLUKI  ŞAHADETLE  OLUYORLAR   DUAYLA  MEZARLARI VAR  NASIL  BİR  ŞEY...BU  PKK TEMSILCI  PKK YA  DESTEK  CIKAN  İNSANLAR  CİRİT CİRİT BOY  GÖSTERİYORLAR  BEBEK KATİLİ  APOYA SAYIN  DIYORLAR VE  BİZ TÜRKİYE  CUMHURIYETI  ALTINDA  10 MILYAR  MAAŞ  ALIYORLAR DOKUNALMAZLIK HAKLARI  VAR...ELİN  FAKİRİ  600 MILYONA  İŞ  BULAMIYOR... SONRA  ACLIK SEFILLIK ICINDE  OGLUNU  20  YAŞINA  GETİRENE  KADAR AKLA  KARAYI  SECIYOR...KINALI  KUZU  20  YAŞINDA  ASKERE  GIDIYOR  VE  O  GİDİŞ   BİR  DAHA  DONMUYOR....BUNUN  ICINDE  KURDÜ  TURKÜ  ARABI VE LAZI  CERKEZİ  VB....ŞEHİT  OLUNCA  TELEVIZYONDA  3 GUN  ŞEHİT  HABERİ  VERİLIYOR  VE  ŞEHİTLER  OLMEZ  VATAN  BOLUNMEZ  DEYEREK  GERGİNLİK  GECİYOR...5  DUYGUSAL  OLUYORSUN  4 CU GÜN HER ŞEY  UNUTULMUŞ  SIRA  KIMDE  ACABA HANGİ  MEMLEKETTE  HANGİ  YETIMDE  HANGİ  TURK KURT  ARAP  CERKEZ  IRKINDA  OLAN  TC VATANDAŞINDA  HANGİ  İSMİ  BELLİ  OLMAYAN  KUZUDA.....BENCE  ŞU  YEDİ  SEKİZ  10 SENEDİR   BU  HAİNLERE  PKK  HANİNLERİNE  COK  TAVİZ  VERDİK  YETER   YETER  ARTIK  UYAN  DEVLET  UYAN  KOMUTANLAR..HERKESİN  COLUK  COCUGU VAR....BİR  ERMENİ  OLSE   4  YADA  5 SENE  TV  GOSTERI  OLUR  SUSMAZ  SİYASETE  KARIŞIR  BİR  TURK  ASKERİ  OLUYOR  IKI GUN ŞEHİTLER  OLMEZ  VATAN BOLUNMEZ  DENEREK  ORADA  KALIYOR. ATEŞ  DÜŞDÜGÜ  YERİ  YAKAR  BU  TC  CUMHURIYETINDE  ASLA  KURT  SORUNU YOKTUR  PKK  SORUNU  VARDIR   İDAM  GELMELİ.....DESTEK  CIKANLAR  YAŞATILMAMALI   BEN  ANAMIN  KARNINDAN  CIKARKEN  MEMLEKET  AYIRIMI  IRK  AYIRIMI  YAPARAK GELMEDİM.  GELENIDE  SANMIYORUM.  BENIM  COK  KURT  ARKADAŞLARIM  VAR KIZ  ALDIK KIZ  VERDIK BİR  KURT  ARKADAŞIM YA  BUNLARIN  YUZUNDEN  EZIK YAŞIYORUZ  DIYOR  HAKKETMIYORUZ  DIYOR.. KIZI  VAR  ALLAH BAGIŞLASIN  OKULDA  BILE  BIR  BOLUNME  OLUYOR BABA  KURT  OLMAK  KOTU  BIR ŞEYMI  DIYORMUŞ  BUNUN  SEBEBİ  PKK DIR ......TERERÜZİMDİR   DOGUDAKI  ADAM  ACSA  İC  ANADOLUDA  AC  YOKMU   DEVLET  AYIRIM  YAPMIYOR  EMEKLILERDE  OKULLARDA    BANKALARI  CAMLARINI  KIRAN  HAİNLER  BELKİDE  BANKAMATIKLERİ  YAKANLAR  BABALARI  DEVLETTEN  MAAŞ  ALIYORLARDIR  .....PKK  SORUNU  BİTMELİ  ŞUNU  BILMELILERKİ   SONSUZLUGA  KADAR  BEDDUAYLA   ŞINDA YATIYORLAR   ŞEHİT  ASKERLERİMİZ......


haci ziya gülkanat IP: 77.239.62.xxx Tarih : 20.07.2011 10:32:43

Ses ver Türkiye. iste cagriya dayanamayip ses verdiler.Bicak kemige dayandi ne yapsin vatandas,Mevcut hükümetin bir yere varamiyacagini anlayan ve yillardir Sehit vere vere acilarini dindiremeyen,Neredeyse her evden bir sehit vermekte olan halkin bundan baska sansi veya yapabilecek bir seyin kalmadiginin acik ve net resmidir.

Yalniz bu durumda seyirci kalanlar ise AKP ve yalakalaridir.AKP bu kafayla Amerikadan izin almadan Tuvalete bilem gidemez.!Polis teskilatini Lackalastiran bir siyaset,Simdide Milli Orduyu Lackalamayla mesgul,Asil Darbe yapana üstünlük madalyasi verenler,Tek amaci Yurtta Sulh Cihanda Sulh diyenleri Komsularimiza korku veriyor diye Icten ordusuna saldiran bir Siyasi Iradenin yapabilecek hic bir seyin olmadigini anlayan genclik tepkisini bu yolla dile getirmektedir,Gercek vatan severlerin Ayak seslerini duyup Rahatsiz olanlar var anlasilan,Yalniz Amerikan  yanlıları bundan Rahatsiz olmaktadir.!