20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

ADALET VE ASALET DOLU BİR HUKUK DERSİ

BU nasıl iktidar? Ya da iktidarın böylesi görüldü mü?
Askerden muhtıra yiyor, yargıdan muhtıra yiyor, üniversiteden...
Böylesine ‘’iktidar’’ değil, ‘’ademi iktidar’’ denilse yeridir, ‘’iktidar’’ olmak başka şey, ‘’muktedir’’ olmak başka şey..
* * *
YARGITAY Başkanlar Kurulu’nun bir cümlesi daha yenilir yutulur cinsten değil, iktidar adına Devlet Bakanı Cemil Çiçek yanıt veriyor:
‘’Bildirinin yalnız demokratik meşruiyeti yoktur, hukuki meşruiyeti de yoktur. Bu siyasi bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez, Anayasa ihlal edilmiştir.’’
* * *
EEEE, diyelim, dediğiniz virgülüne kadar doğru, meşruiyeti olmayan bu bildiriyi ne yapacaksınız? Kabul etmeyiz, diyorsunuz, etmeyin, tarihe bu bildiriyi yiyen iktidar olarak mı geçeceksiniz, kabul etmeyen olarak mı?
Ne diyor yüksek yargıçlar?
‘’Dilediği her şeyi yapabilme yetkisini halktan aldığı gibi, şaşırtıcı bir inançla yargıyı hedef göstermek, yabancıların katkılarıyla kapatma davasında (AKP için açılan) sonuç alma çabası var.’’
* * *
SAYIN Cemil Çiçek bunlar size yakışmıyor, siyasi geçmişinizi az çok bilenler için çok şaşırtıcı oluyor.
Zaten her şey o kadar şaşırtıcı ki!
Cemil Çiçek’in bir süre oturduğu Adalet Bakanlığı’ndaki koltuğunun yeni sahibi, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun bu önemli bildirisi için ‘’Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı’’ diyebiliyor.
Buna da şaşırmamak gerek...
Yargı reform taslağını, Türk yargıçlarına, savcılarına, Türk hukukçularına göstermeden, Avrupa’ya ‘’malumaten arz eden’’ aynı Mehmet Ali Şahin değil mi?
* * *
ŞİMDİ bazıları diyecekler ki “Bu yargıçlar güçlerini nereden alıyorlar?”
Öyle ya yüzde 47 oy alan bu iktidara bu yapılır mı?
Güçlerini nereden mi alıyorlar?
* * *
BİR olay anlatalım...
Yıl 1935, Urfa Milletvekili Ali Saip, Atatürk’e suikast iddiasıyla yargılanır. Adalet Bakanı Şükrü Saracoğlu’dur; her duruşmadan sonra Cumhuriyet Başsavcısı Baha Arıkan’la birlikte Çankaya’ya çıkar, davanın gidişini ve duruşmayı anlatır. Atatürk her sefer “Meslek görevin neyi emrediyorsa onu yaparsın!” der.
Bir gün Atatürk, Başsavcı Baha Arıkan’ı çağırır ve doğrudan sorar:
“Ali Saip davasının sonu ne olacak?”
Başsavcı, “Mahkemenin kararını beklemek gerek” der demez, Atatürk sinirlenir,:
“Mahkemenin kararı ne demek? Mahkemeni de kapatırım, hâkimleri de atarım, seni de atarım!”
Herkes gibi savcı da heyecanlanır, karşısında Atatürk vardır, ama bilir ki “Gazi”nin karşısında doğru konuşulacaktır, doğrusu ne ise o söylenecektir, ayağa kalkar:
“Mahkemeyi de kapatabilirsiniz, hâkimleri de, beni de atarsınız, ama adınız tarihe Mustafa Kemal olarak geçmez.”
Atatürk’ün gözleri yaşarmıştır:
“Çocuk, ben de senden bunu bekliyordum.”
Dava sonuçlanır, Ali Saip beraat eder.
İşte bugünkü yargıçlar, bugünkü savcılar güçlerini ‘’o günkü’’ yargıçlardan, savcılardan almaktadır.

 

 

Hasan Pulur - Milliyet
Yayın Tarihi : 24 Mayıs 2008 Cumartesi 13:08:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
MAHMUT VAROL IP: 78.162.112.xxx Tarih : 25.05.2008 23:25:16

Eee kardeşim hasan PULUR bey yani senin de anlattığın laf mı? O zamanki savcılar hakimler nerede, Şimdikilerin adaletli davranıp davranmadığını öğrenmek istiyorsan bir kamuoyu ararştırması yap tabi cesaretiniz varsa, keşke bu yazınızn sonuna Yargı adil mi diye bir anket koysaydınız ne kadar adil olduğunu görürdünüz. Şimdiki Adaletçilerimiz hanımlarından komut alıyorlar Diyorlar ki "ya bey medyada hiç sizden bahsedilmiyor siz de bir bildiri yayınlayın bakın Yargıtay başsavcısını herkes tanıyor." Vatanın menfatini düşünen kim Ateş çemberindeyiz uğraştığımız şeylere bakın Allahaşkına


ali ömür eskiçakıt IP: 88.231.224.xxx Tarih : 24.05.2008 14:13:37

Atatürk'ün kestiği tırnağa kurban olsunlar.Yargıyı destekliyorum.


bahattin bilir IP: 84.168.15.xxx Tarih : 25.05.2008 02:39:24

bence bu yazinin derslikle hic alakasi yok.yine tam bir yargi agziyla yazilmis bir yazi ve olayda öyle enterasan cevrilmiski,M.Kemal Atatürk kendi yargisina,savcisina böyle ithamlarda bulunsun.uydurmaca bir misalle arkadas yargiya destek olmus.benimde bundan dolayi gözlerim yasardi.diyorum.


onur çoban IP: 85.99.158.xxx Tarih : 25.05.2008 00:17:44

değerli hocam tüm söyledikleriniz doğru herkes ikdidara karşi fakat iktidar çalışoyor diğer hükümetler bence şimdiki gibi çalıimadı ya buna ne diyorsunuz


Haluk balaban IP: 78.167.206.xxx Tarih : 25.05.2008 15:45:56

İşte ATATÜRK'ün farkı anlayana sivri sinek saz.anlamayana davul zurna az hele dam üstünde saksağan arayanlara !


cebbar korkmaz IP: 78.177.187.xxx Tarih : 25.05.2008 05:25:08

Çok güzel bir ornek malesef iktidarın amacı ülkeyi yonetmek değil sistemi ortadan kaldırmaktır dam üstünde saksağan sözünü kullananlar yargıyı hiçe saydıklarını bu sözleriyle anlatmaktadırlar atatürkün kurduğu cumhuriyete yakışmayanların yönetımde bulunmaları toplumu son derece rahatsız etmiş durumdadır ama önüne dosya konanlar görevleri cumhuriyeti korumak olmasına rağmen ses çıkaramayacak durumdadırlar halk korku ve panik içindedir bu onurlu haysiyetli savcılar hakimlerde olmasa vay halimize ülkedeki toplumsal doku hiç bir dönemde bu kadar bozulmamıştır fiili olarak toplum kamplara bölünmüş durumdadır asıl tehlikede buradadır


AYHAN KURT IP: 88.235.235.xxx Tarih : 25.05.2008 19:02:37

Bu ülkenin %47 lik oy oranı ile gelmiş bir partiyi kapatmak o kadar kolay olmasa gerek.Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Diyorki Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.Öyle ise yargı millete gitsin ve sorsun AK PARTİ KAPATILSINMI derlerse kapatılsın her zaman halk ın dediği olmıştur bu ülkede saygı duyarız.Yargı Atatürk ün arkasına sığınmak değil bu ülke için icraat üretmektir.Gelin birazda bu ülke için elimizi onların koyduğu taşın altına varın biraz siz koyun.Sürçü lisan etti isem af olaaaa...!