19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Babacan, AB raporunda Lozan'ı deldi

Kan tepeme çıktı. Tansiyonum yine yükseldi.

İlacımı almam lazım..

Bir arkadaşımla konuştum. Dertleştik..

Sonra Televizyonun düğmesine bastım…

Bu yaz gününde dondum kaldım…

Sonra başımdan kazan kazan kaynar sular döküldü…

Haberi hepiniz duydunuz sanırım..

İşgüzar AB rapörtörü, eğitim ile ilgili görüşmeler başlarken raporu şu ibareyi koyuyor.

“Türkiye’de eğitim laiktir”

Bu doğru bir söz, ama raporda olmasına gerek yoktu…

Ama eğer rapora yazıldıysa da kalması gerekirdi.

Gerekirdi, çünkü çıkması bir çok hukuki sorun doğuracaktır.

Nitekim öyle oldu…

Başmuzakereci Ali Babacan bu ifadeye karşı çıkmış. Türkiye’nin itirazı üzerine “Türkiye’de eğitim laiktir” ifadesi rapordan çıkarılmış..

İyi ya diye düşünebilrsiniz.

Amma….

Ali Babacan’ın bu itirazı Türkiye’de eğitimin laik olmadığının kayda geçerilmesidir.

AB müktesebatı, Türkiye’deki iç hukukun da üstünde olduğu varsayılırsa, Türkiye’de laik lik kavramı delinmiş demektir.

Bu Lozan’da Türkiye’nin en önemli kazanımlarından birinin “berheva” edilmesidir..

Bir Hristiyan AB açısından bu işe bakmak gerekiyor.

Eğer bu ifade rapora girmeseydi sorun yoktu.

Rapörtör, ince bir manevra ile bunu metne koymuş. Eğer Ali Babacan itiraz etmemiş olsaydı, Türkiye’deki en büyük kalesini kaybedecekti. Sözüm ona şimdi kazandı.

İtiraz edince ne oldu…

1.5 metrekarelik bez uğruna Müslüman Türk halkını hristiyan eğitimine teslim edildi. Yani Lozan öncesine dönüldü.

Bunu daha öncede belirtmiştim.

29 Ekim 1923 Türkiye’de 1300’e yakın lise düzeyinde misyoner okulu vardı.

Buna karşılık Müslüman okul sayısı 200 civarındaydı.

Mustafa Kemal Lozan Antlaşmasındaki laiklik maddesine dayanarak, bu okulları karşılıklı anlayış üzerine kapattırdı. Göstermelik 8-9 okul kaldı. Galatasaray Lisesi, San Jozef, Saint Benou, Alman Lisesi gibi okullar, Avusturya Lisesi gibi okullar bir jest olarak bırakıldı.

Türk halkı yoğun bir hristiyan eğitimi almaktan kurtarıldı.

İslamiyet böylece yeniden yeşertildi..

Şimdi Ali Babacan bu maddeye itiraz ederek ve bunu da kayda geçirerek, misyoner okullarının önünü açtı.

Artık her yerde kilise okulları görebiliriz. Fakir fukaranın oğlu/kızı oralarda ücretsiz okuyacak ve iyi bir hristiyan olarak bu ülkeye ve AKP hükümetine hizmet edecek…

Artık Heybeli ada Ruhban Okulu’nun önündeki engel kalkmıştır.

Hristiyan vakıfları artık üniversite açabilir.

Tüm düz liseler artık İHL müfredatına girebilir…

Biri iki mahkeme kararı, AB müktesabatına aykırı olamayacağı için uygulamaya bile giremez.

Çıkrıkçılar yokuşu esnafı siyaseti ancak böyle yorumlayabilir.

Kasımpaşalı gibi de 1.5 metrelik bez için büyükelçi azarlar..

Şimdi ne olacak…

İşte bu sorunun cevabını vermekten çok korkuyorum…
Mehmet Aycan
Yayın Tarihi : 31 Mayıs 2006 Çarşamba 22:17:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?