BEDELİ BU KADAR AĞIR OLMAYABİLİRDİ

Eski BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, YSK'nın veto kararını geri çekmesini olumlu olarak değerlendirirken, Gülten Kışanak ise gelimenin teknik bir hatanın düzeltilmesi olduğunu, esas sorunun demokrasi olduğunu söyledi.

Selahattin Demirtaş, Cegerkvin Kültür Merkezi'nde yapılan BDP PM toplantısının ardından basın mensuplarının YSK'nın karar değişikliğine ilişkin sorularını yanıtladı. Ciddi bir haksızlık ile karşı karşıya olduklarını belirten Demirtaş, kısmen düzeltme olmasının olumlu olduğunu söyledi. "Bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi. Bedelleri ağır olmayabilirdi" diyerek, yapılan protesto gösterilerine ve Bismil'de İbrahim Oruç adlı gencin öldürülmesine dikkat çeken Demirtaş, "Sadece YSK'nın vetosu değil, biz yaşamın her alanında veto ile karşı karşıyayız" diyerek, yüzde 10 seçim barajına dikkat çekti. Protesto gösterilerinde yüzlerce arkadaşlarının gözaltına alındığını söyleyen Demirtaş, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi. Gazetecilerin sorusu üzerine Demirtaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile uygun bir zamanda görüşebileceklerini söyledi.

Gazetecilerin, YSK'nın aldığı kararın bölgedeki tansiyonu düşürüp düşürmeyeceği sorusunu cevaplayan Demirtaş, bölgede tansiyonu polisin müdahalesinin yükselttiğini iddia ederek, seçim sürecinde gerginlikten yana olmadıklarını söyledi.

Seçimlere girip girmeyecekleri yönünde sorulan soruya Demirtaş, girmemenin sadece bir seçenek olarak durduğunu ancak şu ana kadar çalışmalarını aksatmadan yürüterek devam ettiklerini söyledi.

Ardından konuşan BDP'nin yeni Eş Başkanı Hamit Geylani de yüzde 10 seçim barajına dikkat çekti. Ardından konuşan BDP eski Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ise YSK'nın veto kararının Türkiye'nin nasıl bir demokrasi sistemi içinde olduğunun açık bir ifadesi olduğunu söyledi. YSK'nın veto kararını değiştirmesini "Yapılan, teknik bir hatanın düzeltilmesidir" şeklinde değerlendiren Kışanak, esas sorunun demokrasi olduğunu söyledi.

Tansiyonun sadece 3 gündür yükselmediğini, Nevruz'dan bu yana demokratik talepleri için halkın alanlarda olduğunu ve YSK kararının bardağı taşıran son damla olduğunu ifade eden Kışanak, "Çatışmanın olmadığı bir gün var mı?" diye sordu. İçişleri Bakanı'na seslenen Kışanak, "Kaç gösteri düzenlendi, kaç müdahale oldu, ne kadar gaz kullanıldı ve kaç kişi gözaltına alındı?" diye soran Kışanak, Bismil'de İbrahim Oruç'un öldürülmesine dikkat çekti.

Gazetecilerin BDP'nin 23 nisan resepsiyonuna katılıp katılmayacağı yönündeki sorusuna da Demirtaş, bağımsız olarak mecliste olduklarını ve işi olmayan arkadaşlarının gidebileceği, bir tavırlarının olmadığını söyledi.

AK Parti'den ilk yorum

YSK'nın 6 BDP'liye adaylık için vize vermesini yorumlayan AK Parti'li Bozdağ, "Keşke YSK bu işin doğrusunu yapsaydı, Türkiye kaç gündür hak etmediği bir tartışmayı yaşıyor. İnsanların hayatına mal oldu. İki yanlış yapıldı ve doğru karar verildi" dedi. Türkiye'nin günlerdir tartıştığı veto krizi çözüldü. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) adaylıklarını veto ettiği 7 BDP'liden 6'sına vize verdi.

AK Parti'li Bekir Bozdağ YSK'nın kararını değerlendirdi.

Bozdağ şunları söyledi: "Bağımsız adayların bu süreçte ihmalleri, kusurları oldu. YSK daha büyük bir yanlış yaptı. Evrakları incelerken bu eksiklikleri giderilmesi için adaylara söyleyip ona göre değerlendirme yapmalıydı. YSK dosya üzerinden karar verip hak yoksunluğu vardır şeklinde karar vererek büyük bir hata yaptı. Evrakların gelmesiyle bu yanlışı düzeltti. Keşke YSK bu işin doğrusunu yapsaydı, Türkiye kaç gündür hak etmediği bir tartışmayı yaşıyor. İnsanların hayatına mal oldu. İki yanlış yapıldı ve doğru karar verildi."

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Leyla Zana, Hatip Dicle, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Gülten Kışanak, Salih Yıldız'a adaylık vizesi veren kararını BDP'li siyasetçiler NTV canlı yayınında değerlendirdi.

BDP'den Türkiye halkına teşekkür

Bugünkü kararla yeniden aday olan Sebahat Tuncel, Türkiye'nin doğru bir rotaya girdiğini söyledi: "Demokratik muhalefet de buna tepki gösterdi. Yüzde 10 seçim barajı yeniden tartışılıyor. Bunlar Türkiye'ye yakışmıyor. Gelinen noktada tartışmalar Türkiye'nin bu düzeyi çok aştığını gösteriyor. Sokaklar çok gerildi, bir yurttaşımız yaşamını yitirdi. Buna değer miydi? YSK'nın yanlış kararından dönmesi bundan sonraki atmosferi etkileyecektir.

YSK böyle bir karar verdi. Bir seçim sürecine girerken problemlerimizle giriyoruz. Kürt sorunu var ve bu sorunun çözüm yeri parlamento. Bu karar Türkiye'yi de doğru bir rotaya girmesini sağlayacak."

BDP'li Sırrı Sakık, şunları söyledi: "Kararı çok önemsiyoruz ama bu karara dün kan karıştı. Bu noktaya geleceğimizi hepimiz biliyorduk. Neden ağır bedeller ödenmeden gerçek kararlar verilmiyor, bundan dolayı üzgünüz. İki üç günlük süreçte Türkiye kamuoyunun vicdanı ayağa kalktı ve hep birlikte kazandık. Ama üzgünüz, kırgınız. Ölen gencin bedelini kim ödeyecek?

Anti-demokratik uygulamalar geçmişten bugüne Anayasa Mahkemesi'nde, Yargıtay'da, YSK'da Kürtler'e karşı acımasızca uygulandı. Siyaset dünyasına önemli görevler düşüyor. Kürtleri yok sayan anayasanın derhal yeniden dizayn edilmesi gerekir. Umarız herkes buradan ders alır.

Hepimizin sığınabileceği bir hukuku birlikte aramalıyız. Bismil'de bir parçamızı bugün toprağa gömdük. Bugün Batman'da bir polis ve gösterici yaralı. Yani acaba bu ağır bedelleri ödemeden bu kararlar çıkamaz mıydı? Ağır bedeller ödemeden realiteyi kabul etmiyoruz. Duyarlılığından dolayı bütün Türkiye halkına teşekkür ediyorum.

Bu ülkede asıl sorun tekçi politikalardan kaynaklanıyor. Anayasa ve yasalar Kürtleri yok sayıyor. Siyasi partiler yasası ve yüzde 10 barajı Kürtler için getirilmiş bir engel. Diğer siyasi partilere de buradan çağrımızdır. Gelin hep birlikte halkın sorunlarını çözelim. Silahlı şiddeti geri dönmemek üzere ülkenin gündeminden çıkaralım. Kürt sorunu çözülmediği müddetçe YSK'nın verdiği karar başka bir kurumda ortaya çıkar. Hepimizin sığınabileceği yeni bir anayasaya ihtiyacımız var."

Bir diğer isim Aysel Tuğluk, kararla ilgili ilk değerlendirmeyi yaptı: "Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı, demokrasi adına önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Karar infial yaratmıştı, yeni düzeltme herkesi biraz rahatlatacaktır. Kimseye kararı anlatamıyorduk. Karar düzeltilmemiş olsaydı çok daha gergin günler yaşayacaktık. Seçimin meşruiyeti çok tartışmalı olacaktı."