24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Bizi yine yalnız bıraktılar...

Hep şunu düşünmüşümdür: Biz ülke olarak, hemen hemen 2 yıl üst üste huzur yüzü göremedik.

Ne zaman kendimizi toparlamaya, ekonomimizi, demokrasimizi düzeltmeye kalkışsak, hemen bir şeyler oluveriyor.

Yıllarca PKK terörü ile mücadele verip, bundan tüm batıya rağmen galip çıktıktan sonra şimdi de ne idiğü belirsiz olan ve adına ‘İslami Terör’ denilen bir belayla uğraşmak zorunda bırakıldık.

Hem de, verilen tüm sözlere, batının hamasi politik söylemlerine rağmen, yapayalnız, bir başımıza, sanki kaderimize terk edildik.

Terörü ve teröristi dünyanın başına bela eden batı uygarlığı (!) terörün ekmeğine öyle bir yağ ve katmerli kaymak sürdü ki, bir taşla bir sürü kuş vurulmuş oldu !...

İstanbul’daki son iki bombalama olayı, önce İslamın tüm dünyada terörle anılmasına, ardından yabancı devlet adamlarının, gözümüzün içine baka baka, “İstanbul’a gitmeyin!” uyarılarıyla, ilk başta turizmin baltalanması suretiyle ekonominin darbe yemesine, son olarak UEFA’nın almış olduğu ‘tarafsız saha’ kararı ile, dünya kamuoyunda, ülkemizin bir terör yuvası imajı oluşturulmasına ve tribünlere oynayan terörün amacına ulaşmasına neden oldu.

Biz, niçin bu olaylar başlar başlamaz, medyanın sağduyulu olmasını istedik ?

Çünkü dediğimiz gibi terör, tribünlere oynar.

Çıktığı sahada seyirci ilgisi göremezse, istediği gibi oynayamaz.

Yaptığı eylemlerde ne kadar ses getirirse, başarısı da o ölçüdedir.

Kendi ülkelerindeki en ufak bir hırsızlık olayında bile, failin suratını mozaikleyip seyirciye ulaştıran batı medyası, günlerdir bizim televizyonlardan aldığı o dehşet görüntüleri ısıtıp ısıtıp yayınlıyor. Konu Türkiye olunca, ne batının o eşsiz basın etiği, ne insan hakları, ne vs.

Ellerine öyle eşsiz bir koz verdik ki, başta turizmde rakibimiz olan Akdeniz ülkeleri, inanın ki bizim buruk girdiğimiz bayramımızda, kelimenin tam anlamıyla bayram yapıyor.

Bizim, bizden başka dostumuz olmadığı artık gün gibi aşikar.

Bundan sonra yapacağımız tek şey, yöneteniyle, yönetileniyle, iş dünyasıyla, polisiyle, halkıyla ve medyasıyla tek yürek, tek vücut olmamız...

Kırılan kolumuzu, ‘yen’ içinde tutmamız.

Sözle değil, icraatla...

Nasıl olsa şu koskoca coğrafyada yapayalnız bırakılmadık mı, o zaman bırakalım, verdiğimizi alsınlar.
VOLKAN ÖZSOY-VOLKAN@KENTHABER.COM
Yayın Tarihi : 28 Kasım 2003 Cuma 13:26:41
Güncelleme :10 Mart 2004 Çarşamba 17:20:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hüseyin aslan IP: 195.93.64.xxx Tarih : 15.12.2003 20:35:12
Sana sonuna kadar katılıyorum. Şu avrupa sevdası kısırca. İsteyen değil , taleb edilen ülke olmaya calışsak bundan en çok biz karlı çıkacağız.