27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Bu sorulara cevap arıyoruz…

Bir kere bir düzeltme yapalım..
Herkes olayın üzerini örtmeye çalışıyor… Sayın Savcı, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt için “suç duyurusu”nda bulunmadı.
Savcının dosyasını kabul ederek davanın açılmasını onaylayan Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 Mayıs’ta başlayacak davada Büyükanıt sanıktır..

Evet Türkiye Cumhuriyeti’nin gurur kaynağı Cumhuriyetin koruyucusu ve kollayıcısı, laikliğin bekçisi Türk Ordusu’nun en üst düzeydeki bir komutanı –ki 6 ay sonra en üst düzey olacaktı- artık çete kurmak, haraç almak, evrakta tahribat yaptan sanıktır..
Genel Kurmay Askeri Savcılığı’na gönderilen fezleke sadece prosedür gereğidir… Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmalara Büyükanıt gider mi bilinmez, amma hakkında bir karar çıkarsa ne olur o da bilinmez… Bu çıkmaz sokağın dibinde ne olup bitecek bilmiyoruz… Ama geçen yazımızda kurduğumuz teoriler ne yazık ki doğrulanıverdi… Hem de pek gecikmedi… Birincisi Şemdinli Komisyonu’nun Başkanı, “Savcı istedi ben görderdim” dedi.

1-)Rapor hazırlanmamış ve diğer üyelerinde ifadelerine bakılırsa, rapora girmesi pekte mümkün değil. Çünkü TV ekranlarından gazete sayfalarından yansıyan bu iddiaların ciddiye alınmadığı yönünde…

2-)Henüz kesinlik kazanmamış bir raporun gönderilmesinin bir anlamı olmalı..

3-)Komisyon Başkanının ne gönderirken, ne de gönderdikten sonra komisyona tek satır dahi bilgi vermediği kendi ifadelerinden anlaşılıyor…Bu daha derin bir anlam taşımalı…

4-)Savcının ta Van’daki ofisinden sadece Altındağ’ın ifadesini istemesinin de bir anlamı olmalı…Ayrıca Sayın Savcı’nın yine Van’daki ofisinden, Altındağ’ın ifadelerin içeriğini bilmesi için ya medyum olması ya da birinin bu bilgiyi vermesinin de bir anlamı olmalı…

5-)Sayın Savcı’nın hakkında alelacele iki ayrı soruşturma açılmasına rağmen halen görevde kalmasının da bir anlamı olmalı…

6-)Sayın Savcı’nın madem ki Org. Büyükanıt, çete kurdu, evrakta tahribat yaptı vb… gibi suçlar işledi ve suçları işlediği tarihin üzerinden tam 6 yıl geçti –ki bunu yine iddianameden öğreniyoruz- bugüne kadar niye bir soruşturma geçirmedi.

7-)Sayın Savcı TBBM Şemdinli Komisyonu’nun tüm bilgilerini ve tanık ifadelerini istememesinin de bir anlamı olmalı… İşte bizler bu anlamları çözmeye çalışıyoruz… Çalışıyoruz da hiçbir hukukçunun ağzını bıçak açmıyor… Biz bu noktayı da çözmeye çalışıyoruz… Şunu kaydedelim…

Bizler Org. Büyükanıt’ın avukatı değiliz… Ama güvenliğimizi emanet ettiğimiz ordumuzun bir en üst düzey komutanını yöneltilen bu suçlamayı anlamaya çalışıyoruz… Eğer suçluysa hep beraber oturup kara kara düşünmemiz gerekiyor… Eğer suçlu değilse o zaman kap kara düşünmemiz gerekiyor ve korkularımızın da anormal boyutlara ulaşması şart… Ama bizim, burnumuza da kötü kokular geliyor… Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun da burnuna kötü kokular gelmiş olacak ki; sayın savcının görev sınırlarını aştığı iddiasıyla soruşturma açılmasını istemiş… Yani tepki sadece bizde değil..

Bizzat kanun uygulayıcılarında da aynı tepki var… Çünkü hukukun üstünlüğü, bir kişinin, o kişi nezdinde bir kurumun lekelenmesi değildir… Geçen yazıda da belirtmiştik… Eğer cesursanız 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü ve 28 Şubat hakkında iddianameler hazırlayın ve ihtilalcileri gıyaplarında da olsa yargılayın… Dikkat… Geçen yazımızda ne yazmıştık… “AB’nin hazırladığı bilgilendirme gizli raporunda Org. Büyükanıt ‘çok katı’
olarak tanımlanıyor.”
Öyle miydi?

Evet, AB Parlamentosu’nda Almanya’yı Yeşiller Partisi kanadında temsil eden Türk asıllı parlamenter Cem Özdemir’in şu sözlerine lütfen çok dikkat
ediniz:
“Savcının davranışı, Avrupa Birliği’nde elimizi güçlendiriyor”
Bunun tercümesini yapar mısınız…
Ben yapamam… Yapmam…Bu ülkeye saygım var… Yani birilerinin eli güçlendirilmiş… Şimdi gelelim son noktaya… Anlamaya çalıştığımız basit bir noktaya… Şemdinli olaylarını TV’de yine gösterdiler..

Görüntüler olayın birkaç dakika sonrasını gösteriyor… Sonrada sanırım o astsubay görüntüleniyor..
Görüntülerden anlayabildiğimiz kadarıyla, olay yerinde iki TV kamerası var… Çünkü görüntüler amatör bir kameradan ve bir amatör tarafından çekilmemiş… Yapılan zoomlara bakılırsa çekende elindeki kamerada profesyonel… Şimdi soru şu; Şemdinli, görüntülerden de anlaşıldığı kadarıyla böyle 24 saat süreye kamera gözetimi altında mıdır? Kent içinde kaç kişi elinde milyarlarca liralık kameralarla gezinmektedir?

Dayak yiyen o subayın burnunu dibine kamera nasıl gelmiştir?
Tabi bu sorularında cevabını bekliyoruz… Şemdinli olayları aydınlanmalıdır… Şemdinli bahane edip intikam almaya kalkışılmamalı… Hem de tarihleri birbirine çok ta denk getirerek…
28 Şubat geçeli ne kadar oldu ki…

Hakan Mert
Yayın Tarihi : 8 Mart 2006 Çarşamba 23:52:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yakup Sırdaş IP: 85.99.37.xxx Tarih : 9.03.2006 12:33:30
Bu soruda cevap bekliyor.. Ben paşamızın bu tür olayların içersinde olacağı kanısını taşımıyorum.Kaldı ki yargılansa dahi aklanacağına da eminim. Ancak, Bütün kopan yaygaralara bakınca samimi olarak cevaplanması gereken asıl soru şu olmalıydı...Yargı önünde konumu ne olursa olsun herkes eşitmidir değilmidir?