20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Çin ve Üretim Kültürü - Necmettin Polat

E Posta : polat@chinaturk.com


Dün Çinliler çalışmış barutu bulmuş, bizimkiler kafalarını kullanıp baruttan faydalanmışlar. Bugün Çinli yolda izmarit bulsa biz, bana sat, bana sat diye arkalarındayız… Neden ? Artık daha mı aptalız ?... Ülkemiz stabil bir yatırım ülkesi olmadığından üretimden korktuk ve tüketici olduk.


Örneğin cep telefonu satın almak istediğimizde özelliklerini tam bilmesek ve de tam kullanamasak dahi gidip son model marka bir cep telefonu satın alıyor ve bundan mutlu oluyorsak biz bir tüketim toplumuyuz; bizim kullanarak mutlu olduğumuz telefonları Çinli her parçasıyla üretince mutlu oluyorsa Çin üretim toplumu. Bütün markalar üretimlerini Çin’e kaydırıyor, her yerde fabrika bir şeyler üretiyor ve daha ucuz, daha iyi, daha rekabetçi olmanın kavgası veriliyor. Biz tüketimi o kadar kabullenmişiz ki bir ürün satın aldığımızda acaba hangi mamulden nasıl yapılır, hangi teknolojiler vardır üründe diye düşünmüyoruz bile. “Neden biz üretmiyoruz ?” sorusunu sormuyorsak daha çok Çin malı kullanırız. Cep telefonlarının çok büyük bir kısmı Çin’de üretiliyor. Cep telefonu firmaları önceleri kendi merkezlerinde Ar-Ge’lerini üretip Çin’de üretim yaparlarken bugün artık Ar-Ge’lerde bir bir Çin’e taşınmaya başlandı. Devlet üretimi teşvik ediyor, maliyetin düşük olması bir yana üretmeyi de öğrenmiş Çinliler. Taklitle başlayan üretim kültürü yerini teknoloji üretmeye ve markalaşmaya bırakıyor Çin’de.

Sanayisinin ayakta kalması ülkelerin ayakta kalmasıdır. Dün dünyaya iki ürün ve iki kavram vermişiz; yoğurt ve ayran. Bu nedenle İngilizceleri de aynı ama başka da bir şey yok. Türk müteşebbis gelmiş Çin’de lokanta açmış döner satıyor. Helal olsun. Bu da güzel. Ürettiğin kadar varsın dünyada ve ürününü satan kültürünü de satar, kendi ülkesini de tanıtır.


Türkiye’de öyle bir yaygara koparıldı ki neredeyse Çin, Türkiye’ye savaş açtı zannedilir oldu. Hal bu ki Çin’de, Türkiye tanınmıyor bile. Nasıl tanısınlar ki ?... Bir Türk ürünü mü görmüşler ?... Bir Türk markası mı kullanmışlar ?... Dünyaya sattığımız pek az şey var ve neredeyse hiç özgün teknolojimiz ve kitlesel pazarlamamız yok. Hal böyle olunca sanayimiz zorlanıyor tabi.


Üretim, bir devlet politikası olmalı, aşılanmalı ve kültüre dönüşmeli yerleşmeli beyinlerde. İlkokul sıralarında kutlanan yerli malı günü vardı ki adı okul pikniği olsaydı daha iyidi, üretim felsefesini aşılamayan, milli üretim ve tüketimi teşvik etmeyen, sembolik bir müfredattan başka bir şey değildi. Çin’de ana okuluna giden çocukları – çocuğum da dahil - okul alıp Çin’de fabrika gezdiriyor ve tesis tanıtıyorlar. 3 - 7 yaş gurubu bu. Şimdi kim üretsin ?... Bizse eski şanlı tarihimizi öğrenmek için saraylara giderdik ilkokulda. O da iyidi. Belki o bile yoktur şimdi ama asıl mesele şu ki böyle giderse torunlarımız da gidip aynı yerleri seyredecekler çünkü “işte bunu tüm dünyaya biz satıyoruz teknolojisini biz geliştirdik” diyebileceğimiz fabrikalar yoksa çocuklarımızı gezdirerek belki övünecek bir sanayi tarihimiz de olmayacak. Koç’un sanayi müzesine bir bakın.


Çin denince herkes ezberlemiş; maliyet düşük, insan çok... evet ama Avrupa ve Amerika da dünyaya rekabetçi ürünler sunabiliyor. Çin’de bir işçi 50 USD $ alırken Türkiye’de 500 USD $, Avrupa’da 3500 Euro ve Amerika’da da 4000 USD $ kazanıyor. Ucuzculukta Çin’le yarışmak zor ama dünyada satılan ürünler yalnızca ucuz olduğu için satılmıyor ki. Teknoloji geliştirebiliyorsan, know-how’ın varsa, pazarlamasını biliyorsan, müşteriye yatırım yapıyor ve pazarı iyi takip edebiliyorsan sen de üretip satabilirsin. Türkiye’de fabrika açan Çinliler var ve yine satış yapabiliyorlar. Bizim patronlar İstanbul’da kahrolsun diye bağırırken Çinli patron Diyarbakır’a gidip fabrikasını kurmuş, üretip satıyor. Ucuza mal üretmeyi biliyorlar. Devlet çok ciddi desteklemiyor destekleyemiyor belki ama verilen destekler de tam anlamıyla kullanılmıyor. Bürokratik engeller bir tarafa sanayicimiz global düşünmüyor. Dünyada rekabetçi olmayı planlamıyor.


Sonuç olarak, ne Çin’den korkalım ne de her Çin ürününü getirip ülkemizde satmaya çalışalım. Biz, biz olalım. Çin’i hammadde ve yarı mamul alanında değerlendirelim belki ama biz üretmeye çalışalım. Korkmadan Çin’e ihracata çalışalım. Ürün üretemiyorsak da en azından katma değer üretelim. Hiç bir şey yapamıyorsak da en azından gidip Çin’deki fabrikaları görelim, öğrenelim. Çinliler kesinlikle Türk’lerden daha zeki değiller ama çalışıyorlar ve çalıştıkları için de kazanıyorlar. Konfiçyüs:

“Karanlığa küfredeceğine kalk bir mum da sen yak“


NECMETTİN POLAT - ÇİN
Yayın Tarihi : 15 Kasım 2004 Pazartesi 00:04:07
Güncelleme :15 Kasım 2004 Pazartesi 00:18:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?