20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

ERBAKAN'I BÖYLE ANLATTILAR!…

Saadet Partisi lideri Erbakan vefat etti. Recai Kutan cenazenin Salı günü kaldırılacağını açıkladı.

Erbakan'ın ölüm nedeni kalp ve çoklu organ yetmezliği.
Ankara'da tedavisi devam eden Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan vefat etti.

Ankara'da Güven Hastanesi'nde tedavi altında olan Erbakan'ın ölüm haberinin ardından Saadet Partililer hastaneye akın etmeye başladı.

Ocak ayında hastaneye kaldırılan Erbakan'ın ilk başta 24 saat kalacağı açıklanmıştı. Ancak taburcu süresi hergün giderek uzadı.

Erbakan sol ayağında bir damar iltihaplanmasıyla hastaneye yatırılmıştı. Bu süreçte kendisini ziyaret etmek isteyenler ise Erbakan ile görüştürülmedi.

CENAZE SALI GÜNÜ
Recai Kutan Erbakan'ın ölüm haberini açıkladıktan sonra cenazesinin Salı günü İstanbul Fatih Camiinde olacağını açıkladı.

Hastane yetkilileri kalp yetmezliğine bağlı bir ölüm olduğunu açıkladı. Ayrıca sabah saatlerinde Erbakan'ın iyi olduğunu, şuurunun açık olduğunu ancak hafif bir solunum sorunu yaşadığını ancak sonrasında birden kalp değerlerinin arttığını ve vefat ettiğini anlattı.

Erbakan'ın vefat ettiği sırada yanında ailesinin olduğu öğrenildi.

Erbakan'ın ardından ne dediler?

ABDULLAH GÜL'DEN BAŞSAĞLIĞI MESAJI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, vefat eden eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ı telefonla arayarak başsağlığı diledi, üzüntüsünü iletti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, Necmettin Erbakan’ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı.

Erbakan’ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, büyük bir devlet, siyaset ve bilim adamını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını ifade etti.

Türk siyasetinin önemli simalarından olan Necmettin Erbakan’ın bilgisi, birikimi, kişiliği, tecrübesi, ilkeleri, mücadele azmi ve unutulmaz hizmetleriyle halkın sevgisini ve takdirini kazanmış örnek bir lider olduğunu belirten Gül, mesajında şunları kaydetti:

"Aziz milletimizin başı sağolsun. Siyasette bulunduğum dönemde yakın tanıma ve uzun süre birlikte çalışma mutluluğuna eriştiğim Necmettin Erbakan, hiç
şüphe yoktur ki yakın tarihimize damgasını vurmuştur. Hayatı boyunca üstlendiği tüm görevlerde millete hizmet etmeyi her şeyin üstünde tutan Prof. Dr. Necmettin
Erbakan, Türkiye’nin her alanda gelişmesine ve kalkınmasına değerli katkılarda bulunmuştur.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı daima sevgi, saygı ve şükranla yad edeceğiz. Kendisine Allah’tan rahmet diliyor, ailesine, milletimize, Saadet Partisi camiasına ve tüm sevenlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum."

ERDOĞAN: ALLAH ONDAN RAZI OLSUN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Erbakan'ın öğretmeye ve öğrenmeye kendisini adamış bir insan olduğunu söyledi. Erdoğan bir hoca, bir lider ve bir insan olarak genç nesillere güzel örnek olduğunu söyledi. Başbakan, "Allah ondan razı olsun. Ondan öğrendiklerimiz çok önemlidir. Saadet Partisi'nin başı sağolsun.

ARINÇ:SİYASETİ CİHAT OLARAK GÖRÜRDÜ
Bülent Arınç da hastaneye gittiğini ama kendisi ile görüşemediğini belirtti. Arınç, "Biz ondan çok şeyler öğrendik. Allah razı olsun. Şu an Ankara'da değilim ama cenazesine katılmaya çalışacağım. Sayın hocamızın eşinini ölümünden sonra çöktüğünü gördük. Birbirlerine çok bağlıydılar. Çocukları ona çok iyi davransa da eşinden sonra rahatsızlığı artmıştı.

Ben tam 35 yıl hoca ile birlikteydik. Ankara Hukuk Fakültesi öğrencisiyken Odalar Birliği Genel Sekreterliği'ni kazandı ama elinden aldılar. Ben de buna karşılık kapıda nöbet bekleyen gençlerden biriydim. Nizam Partisi gençlik kollarındaydım. Konya'da bağımsız adayken yanındaydım. O zaman her hafta 300 genç Ankara'dan gelip haftasonları Konya'da çalışırdık.

Milli Selamet Partisi'nin Manisa'da il başkanlığı yaptım. Sonra yasaklı oldum ve Refah Partisi kuruluşunda fiili bulunamadım.

2001 Temmuz'unda hocamızın yanına gittim. Geçmişin muhasebesini yaptım. Ondan sonra yanından ayrılıp AK Parti'nin içinde bulundum. Bizim bir milyon kusurumuz varsa onun çok az kusuru vardı. İnançlıydı ve inancını yaşıyordu. Bazıları kabul etmese de o düşüncelerini savundu.

Olaylar karşısında sendelediği olmuştur ama siyaseti cihat olarak bilen, düşünen ve tarifini yapan biriydi. Hiçbir zaman cihatı elinde kılıçla, birilerini katletmek olarak değil, iyinin güzelin yolunun yapılması olarak tanımlıyordu.

Bugün siyaseti Allah rızası için yaptığını söyleyen kaç siyasetçi var bilmiyorum ama hoca Allah rızası için siyaset yapıyordu" dedi.

ASİLTÜRK: İSYANLARA ÜZÜLÜYORDU

Yakın arkadaşı Oğuzhan Asiltürk de doktorların kendisine çalışmasını yasakladığı halde siyasete asla ara vermediğini belirtti.

Erbakan'ın 45 yıl birlikte çalıştığı Yasin Hatipoğlu'nun çok duygulu olduğu gözlemlendi. Hatipoğlu Erbakan'ın kaybının hem Türkiye'nin hem de dünya kaybı olduğunu anlattı. Ayrıca son dönemde Afrika ve Ortadoğu'da çıkan isyanların onu çok üzdüğünü ifade etti.

Hatipoğlu ayrıca Saadet Partisi'nde yaşanan son dönemdeki ayrılıkların da Erbakan'ı çok üzdüğünü söyleyerek, "Ancak bu onun manevi kişiliğini hiç etkilemedi" dedi.

KURTULMUŞ: KIRGIN DEĞİLDİK
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da Erbakan'dan çok şey öğrendiklerini anlattı. "Türkiye siyasi tarihine damga vurdu. Kendisi ile yakın çalışma arkadaşı olmaktan çok mutluydum. Kendisinin bize kattıkları çok büyüktür" yorumunu yaptı.

Kurtulmuş 28 Şubat sürecinde kimi oyunlarla nasıl devrildiğini belirterek ciddi şekilde haksızlıklara uğradığını da anlattı.

Kurtulmuş, Saadet Partisi'nde ayrılma döneminde ikisinini arasında hiçbir kırıklık olmadığını belirtti.

ILICAK: HAKSIZLIKLARA UĞRADI
Gazeteci Nazlı Ilıcak da üzgün olduğunu ve Erbakan'ı sevdiğini dile getirdi. Ilıcak, "Zaman zaman haksızlıklara uğradı. Ancak yetiştirdiği kadrolar bugün iktidara geldi" dedi.

Ilıcak Erbakan'ın kadınları da siyasete kattığını belirtti. Bunun önemini belirten Ilıcak, Erdoğan'ın kadının dünyalaşmasına yardım ettiğini açıkladı.

ÇEKİRGE: TÜRKİYE'Yİ İYİ BİLİRDİ
Fatih Çekirge de Necmettin Erbakan'ın siyasete gülümseme ve hicvi getirdiğini belirtti. Ayrıca uçakla yaptıkları gezilerde üstünden geçtikleri her gölü ve barajı bilecek kadar ülkeyi tanıdığını söyledi. Çekirge ayrıca Erbakan, Süleyman Demirel ve Turgut Özal'ın Türkiye'nin altyapısını kurduğunu ifade etti.

KÜÇÜKKAYA: ETKİLİ BİR İSİMDİ
İsmail Küçükkaya Erbakan'ın hitabetinin kimsede olmayacak kadar renkli olduğunu söyledi. Milli Görüşteki Milli kelimesini de Erbakan önemserdi" diyen Küçükkaya sözlerini şöyle sürdürdü; "Bir dönemi tanımlamadaki Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan isimlerinden, hatta bu dörtlünün en etkili isimlerindendi.

AKYOL: İSLMACILIĞI PARLAMENTER SİSTEME SOKTU
Taha Akyol da Erbakan için şunları söyledi; "Parlamenter sistem ve teknolojinin insanla birleşmesini sağladı. İslamcılığın ekonomi ve modern teknoloji ayrıca İslamcılığın parlamenter sistem ile birlikte olmasını sağladı."

SARIKAYA: MİLLİ BİR MUHAFAZAKARDI
2 ay önce Erbakan ile görüşen Muharrem Sarıkaya da Erbakan ile yaptığı son konuşmada 1970'lerdeki Necmettin Erbakan'ı karşısında gördüğünü açıkladı. Sarıkaya Erbakan'ı milli bir muhafazakar olarak açıkladı.

Erbakan ayrıca kendisinin yerine yeni isimlerin düşünüldüğünde ise, "Onlar daha çocuk. Bizim planlarımızı yiyorlar. Yakında bana gelip, ne yapacaklarını soracaklar" demiş.

Sarıkaya ayrıca Erbakan'ın siyasete devam etmediğini ancak halkın kendisini istediğini ifade ettiğini anlattı.

ŞENER: İTTİFAKLAR ÜZERİNE KONUŞUYORDUK
Hastane önünde açıklama yapan Abdüllatif Şener de herkese başsağlığı diledi. Şener, Kendileri Türkiye'de iyi şeylerin olmasını istedi. Ülkemizin güçlü ve büyük bir ülke olması için siyaset mücadelesi vermiştir. Siyasette ekol olduğunu da ortaya koymuştur" dedi.

Şener hastanede kalabalık olmaması için taziyelerin Saadet Partisi'nde alınacağını açıkladı.

Şener en son görüşmelerinde de ittifaklar üzerine konuşuklarını ifade etti.

HATİPOĞLU: ÜÇ İSTEĞİ VARDI
Yasin Hatipoğlu Erbakan'ın üç isteği olduğunu anlattı. Hatipoğlu şunları söyledi; "İlk olarak yaşanabilir bir ülke istiyordu.

İkincisi yeniden büyük Türkiye istiyordu. Eskiden büyük bir ülkeydi ama kenarından kırptılar. Yeniden büyük bir Türkiye istiyordu.

Üçüncü olarak ise yeni bir dünya düzeni istiyordu. Dünya bir bulgur kazanı gibi kaynıyor. İnsanların birbirlerine saygı gösterdiği yeni bir dünya düzeni istiyordu.

Son dönemde yaşanan halk isyanlarına üzülüyordu çünkü insan seviyordu. Her türlü insanı ırk, din, dil ve cinsiyet gözetmeden severdi"

BARLAS: SİYASETE YENİ BİR SOLUK GETİRDİ
Mehmet Barlas da Erbakan için, "Siyaset hayatımız Erbakan'a gereken değerini verecektir. Siyasi hayatımızı siyasal İslam'ı sokmuştur. Türk siyasetine yeni bir soluk getirmiştir. Erbakan'ın siyasal İslam'ı siyaset hayatına sokması Türkiye demokrasisinin daha sağlam olmasını sağladı.

Çok çalışırdı, gerçi bazı projeleri hayal projeleriydi ama önemli düşünceleri de vardı."

YILMAZ: 'KOMÜNİST PARTİ KURULMALI' DEDİ
Gazeteci Mehmet Yılmaz da, "Erbakan bir keresinde bize Komünist parti kurulmalı demiş ama yazmayın demişti. Biz de badem bıyıklı biri diyerek açıklamayı yazmıştık. Bir hafta sonrasında ise yanında taşıdığı kuruyemişlerden bize ikram ederek bir daha anlaşmayı bozarsanız vermem uyarısında bulunmuştu.

İslamcı ideolojiyi savunan kitlelerin normal siyasete girmesini sağladı. Onun sayesinde bu kitleler demokratik sistemin için de bulunabildi" dedi.

ÇAKIR: BAĞIMSIZLAR HAREKETİNİ BAŞLATTI
Ruşen Çakır, Erbakan ile uzaktan tanıştıklarını kendisiyle özel röpotajını sadece NTV'de Yazı İşleri programında yaptıklarını anlattı.

Çakır ayrıca hısım olduklarını, kardeşi ile halasının evli olduğunu ifade etti. Ancak buna karşın bile çok uzun süre konuşmadıklarını, en fazla 2-3 dakika konuştuklarını söyledi.

Çakır ayrıca Erbakan'ın "bir kısım gazeteciler", "kadayıfın altının kızarmasını bekliyoruz", "Glu glu dansı" gibi ilginç ve Türk siyasi hayatına giren sözleri olduğuna değindi.

Çakır, "Erbakan yoktan bir hareket başladı. Bağımsızlar hareketini başlattı" dedi.

Ruşen Çakır kendisinin dünya çapında bir makina mühendisi olduğuna değindi. Kendisinin dine çok vakıf olduğunu belirrti. Siyasi hayatta da bilgisinin çok fazla olduğunu ve bu üç unsurdan kendisine "hoca" dendiğini kaydetti.

Tabanında bağlılığın bu unsurlardan olduğunu belirten Çakır, kopmaların olduğunu ancak kopmalardan sonra başarısız olanın çok az olduğunu aktardı.

Çakır, "28 Şubat'tan bir gün önce ölmesi çok manidar. Yıllarca 'Başbakan Erbakan' dendi, bir yıl başbakanlık yaptı ve ardından devrildi.

28 Şubat bir darbeydi. Şimdi o darbeyi yapanlar nerede ve ne dşündüler, şu an neyle karşılaştılar. Buna bakmak lazım. Onun küllerinden öğrencileri doğdu.

Demirel Odalar Birliği Genel Sekreterliği'nden aldı. Sonra milletvekili olmasına engel oldu. Bunlar olmasa merkez sağ içinde bir odak olacaktı. Erbakan, Milli Görüş hareketinin erken doğum yapmasının sebebi Demirel'in bunları yapmasıdır.

Birden bu hareket gelişti ve milyonlarca insan yetiştirdi. Onu seven çok fazla insan vardır" dedi.

OKUYAN: İTTİFAK ÇALIŞMALARI YAPIYORDUK
Eski hapishane arkadaşlarından Yaşar Okuyan da, "Yarın Erbakan'ı ziyaret etmeyi düşünüyordum. Tam 40 yıl önce 1968'lerde tanıştık. Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe hükümetlerinde birlikte çalıştık. Sonra da tutukevinde 11 ay birlikte kaldık. Çok ilginç bir hukukumuz vardı.

Dava insanıydı. İnandıklarından dönmezdi ve espriliydi. Ona, 'Seninkiler ülkeyi maffediyor, neden iyi hoca olmadın' dediğim zaman bana, 'Bunlara verdiğim okusun çalışsın diye verdiğim kitapların arasına çizgi roman koymuşlar, nereden bileyim' cevabını vermişti. İttifak çalışmalarımız vardı. 2007 seçimlerinde de ittifak olmalıyız demişti. Bir gönül insanıydı. Son nefesine kadar siyasetten kopmadı" dedi.

NEVZAT YALÇINTAŞ: ENDİŞELER HAKSIZDI

"Türkiye büyük bir evladını kaybetti. Kendisini üniversite yıllarından beri tanıyorum. Ömrünü ülkeye ve İslam dünyasına adamış bir insandı. Hepimizin şahit olduğu sanayileşme hamlesini başlattı. Bu, tenkitlerle karşılaştı. Menderes, Erbakan, Demirel, Özal bunların üçü mühendis ve Türkiye’ye hamle yaptırdılar. Siyasi hayatında inişler çıkışlar yaşadı. Başbakanlık seviyesine çıkması sadece içeride değil dışarıda da endişeler yarattı ama bunlar haklı endişeler değildi."

ERBAKAN'IN YAŞAMI...
Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926'da Sinop Kadı Vekili Mehmet Sabri ile Kamer Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi.

İlk öğrenimine Kayseri'de başlamasına karşın babasının tayin olması dolayısıyla Trabzon'da tamamladı. İstanbul Erkek Lisesini birincilikle bitirdi . Üniversiteye sınavsız girişi hak kazanmıştı ancak sınava girmeyi tercih etti ve birinci sınıftan değil ikinci sınıftan öğrenime başladı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi'nden 1948 yılında mezun oldu. Teknik üniversitedeki sınıf arkadaşları arasında Süleyman Demirel ve Turgut Özal da vardı.

Fakülte'ye 2. sınıftan başlamıştı. Aynı yıl aynı yerde "Motorlar Kürsüsü"nde asistan oldu.

Üniversite tarafından 1951'de gönderildiği Almanya'da Reinisch Westfalische Technische Hochschule Aachen: RWTH Aachen (Aachen Teknik Üniversitesi)'da doktorasını yaptı.

ALMANYA'DA DOKTORASINI VERDİ
Alman Ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezi'nde Prof. Dr. Schmidt ile çalışmalar yaptı ve Alman Üniversiteleri’nde doktorasını verdi, 1953'de Doçentlik sınavını vermek üzere İstanbul'a döndü. 27 yaşında 1954'de İTÜ'de Doçent oldu.

Araştırmalar yapmak üzere tekrar Federal Almanya'nın Deutz fabrikalarına gitti. Leopard tanklarını geliştirme çalışmasında araştırma başmühendisi olarak görev aldı (1951-54).

Mayıs 1954-55 arasında askerlik yaptı. Tekrar Üniversiteye döndü. 1956-1963 arasında 200 ortaklı ilk yerli motoru üretecek olan Gümüş Motor'u kurdu ve Motor üretimini gerçekleştirdi. 1965'te Profesör unvanlarını aldı. 1967'de TOBB Genel Sekreterliği'ne seçildi. Aynı yıl Nermin Erbakan'la evlendi.

1969'da Adalet Partisi'nden milletvekili aday adaylığı Süleyman Demirel tarafından veto edildiği için, Konya'dan bağımsız aday oldu ve iki milletvekili seçtirecek oy alarak milletvekili seçildi.

1970'de Milli Nizam Partisi'ni kurdu, ancak parti kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. 11 Ekim 1973'de MNP kadrosuyla Milli Selamet Partisi'ni kurdu.

1974-1978 döneminde üç ayrı kaolisyon hükümetinde başbakan yardımcılığı yaptı. 1973 seçimlerinde Milli Selamet Partisi 48 milletvekili çıkardı. Bu dönemde, Kıbrıs Harekâtı'nın yapılmasını savundu, harekattan sonra adanın tamamının ele geçirilmesini savundu. Fakat Ecevit bu görüşte değildi. 17 Kasım 1974'de hükümet dağıldı. Daha sonra 1977 seçimlerinde Milli Selamet Partisi yarı yarıya oy kaybederek 24 milletvekili çıkardı.

6 Eylül 1980'de partisi Konya 'da Kudüs Mitingi düzenledi. Sonraları 12 Eylül'ü yapan generallar bu mitingin 12 Eylül Askeri müdahalesinin sebeplerinden birisi olduğunu söylemişlerdir.

12 Eylül'de bir süre İzmir Uzunada'da gözaltında tutuldu. 15 Ekim 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte "MSP'yi illegal bir cemiyete dönüştürmek ve laikliğe aykırı davranmak" suçlamasıyla tutuklandı. 24 Temmuz 1981'de serbest bırakıldı ve beraat etti.

1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı. 1987'de halk oylamasıyla tekrar siyasete döndü. 19 Temmuz 1983'te kurulan Refah Partisi'ne daha sonra genel başkan seçildi. 1991 seçimlerinde Konya'dan milletvekili oldu.

Refah Partisi 1995 seçimlerinde 158 milletvekili ile birinci parti oldu. DYP-ANAP koalisyonu başarısız olunca DYP ile kurduğu REFAHYOL hükümetinde 28 Haziran 1996'da başbakan olarak göreve başladı.

Koalisyon hükümeti Başbakanı olarak görevde olduğu 1996-1997 arası bir yıllık dönemde Türkiye ekonomisi yüzde 7.5 oranında büyümüş ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının binde 11.96'sınden binde 12.37'sine yükselmiştir.

Yaptığı çeşitli reformlar arasında, kamu kuruluşları arasında havuz sisteminin kurulması ve gelişmekte olan halkın çoğunluğu Müslüman ülkelerden 8 tanesini biraya getiren D8 oluşumu gösterilebilir.

Laiklik ve Atatürkçülük tartışmaları sonucunda, post-modern darbe ile Erbakan istifa etmek zorunda bırakılmıştır.

21 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu ve RP kapatıldı. Kurucusu olduğu Milli Görüş Hareketi'nin 2001 yılında bölünmesinden sonra Erbakan'ın da desteklediği Milli Görüşçü kanat Recai Kutan başkanlığındaki Saadet Partisi'ni kurdu.

Daha sonra partinin genel başkanlığı yürüttüyse de siyasi yasağı nedeniyle görevi bıraktı ve cezası kalkınca da sağlık problemleri nedeniyle göreve dönemedi.

Hakkında açılan kayıp trilyon davasından sonra ev hapsi cezası aldı, fakat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ceza sağlık sorunları nedeniyle affedildi.

 

...
Yayın Tarihi : 27 Şubat 2011 Pazar 13:01:08
Güncelleme :27 Şubat 2011 Pazar 16:10:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İLHAN UZAL IP: 95.9.62.xxx Tarih : 27.02.2011 19:32:52

Allah Rahmet Eylesin Büyük Bir Siyaset Adamıydı.Nur İçinde Yatsın...