18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Fethullah Gülen’in avukatı Nazlı Ilıcak

Türkiye nin en hızlı büyüyen, en kapsamlı haber portalı Kenthaber olarak, bir süreden bir Fethullah Gülen ile ilgili haber ve yorumlara yer veriyoruz.

Bu nedenle, zaman zaman övgü, zaman zaman da küfür dolu elektronik posta mesajları alıyoruz.

Fethullah Gülen’in 35 yıllık yol arkadaşı Nurettin Veren’in, cemaatin iç yüzünü ortaya koyan açıklamalarını bizce haber değeri taşımaktadır.

Her ne kadar, Veren’in bgüne kadar kapısını çaldığı kimi kalem ehli, bunu böyle değerlendirmese de, Türkiye’deki tarikatçı örgütlenme içinde önemli bir yere sahip olan Fethullahçılarla ilgili bu açıklamaların her biri manşetliktir.

Gazeteci olduğunu iddia eden bir çok isim bunları yazamadı, yayınlayamadı. Çoğunun, çalıştığı kurumun politikası ve patronunun bakış açısı buna izin vermedi.

Çünkü Fethullahçılar büyük bir güç. Laiklik, çağdaşlık konusunda mangalda kül bırakmayan kimi medya organlarının sahipleriyle zaman zaman iş ilişkileri içine girdiler. Arkasında ABD gibi önemli bir güç olan bu kesimin gerçek yüzünü ortaya seren haber ve yorumlardan kamuoyu bilinçli olarak mahrum bırakılmak istendi.

Kenthaber olarak, kimseden bir beklentimiz, çıkarımız yok. Tek amacımız, kamu adına özgür, bağımsız yayıncılık yapmak. Bu amaçla, Nurettin Veren’in açıklamalarını önemsedik ve sütunlarımıza taşıdık.

Cemaatin içinde 35 yıldan bu yana aktif görev alan Nurettin Veren, deyimi yerindeyse ’Fethullahçıların kara kutusu.’

Öyle şeyler anlatıyor ki, insanın aklı almıyor.

Somut olgular ortaya koyuyor, sorular soruyor.

1970 yılında, Fethullah Gülen ve kendisini nde içinde olduğu 12 kişinin aldığı kararların yazılı metnini ve Fethullah Gülen’in hazırladığı yemin metninin ortaya koyuyor:

1- Finansman kaynaklarının tekele verilmesi, şahsi tasarruflar yapılmaması

2- Finansman kaynaklarının derneğe verilmesi

3- Lüksten kaçınmak, israf yapmamak

4- Dershanelere nezaret eden arkadaşlar, evde kalanlara her türlü adap ve edep kaidelerini öğretecek.

5- Şahsi işlerimizi dahi görüşüp, kararın varıldığı istikamette o işleri yapmak

6- Dahilde ve hariçte kim vazifelendirilirse, o vazifeye o gidecek, başkası o işe karışmayacak

7- Herkes nereye, ne zaman gidecek bir sisteme bağlı olarak yürütülmesi (dışarıya gitmeler, içteki ziyaretler)

8- Kusurlarını birbirine hatırlatmak için kardeş edinme

9- Bu kadroyu etrafa empoze etme, kuvvet kazandırma, çok kuvvetli gösterme (içte ve dışta olacak)

10- Arkadaşların birbirlerini kabul ettirmesi ve ittifak ettikleri o mevzuda aynı şeyleri söylemesi

11- Onbeş günde bir araya gelip arıza ve pürüzlere bakılması (Pazar günü ikindi-akşam arası)

12- Bilumum dışarıya giden arkadaşların tenkidinin 15 günlük toplantıda görüşülmesi

13- Acil durumlarda o mevzu ile alakalı olan arkadaş toplantı gününü beklemeksizin Hocafendiye duyurabilir

14- Şeriat fikrinin müdafii olma, Risale-i Nur ve Üstadı şeriata muvafık şekliyle arzetme

Tesbihat ve evrad-ı ezkara ehemmiyet verme, bunların büyüklüğünü anlatma

15- Karara bağlanan bir şeyin hiçbir zaman aleyhinde bulunmama (ima ihsas yoluyla dahi olsa). Aksine fikir olursa hakk-ı hayat tanımama.

16- Her arkadaşın resmi, gayriresmi bir işinin olmasına ihtimam gösterme.

17- İstişareden sonra fikir beyan etmeme, alınan kararları infaz etme. İstişareyi kimlerle yapacağını bilme (Ashab-ı rey)

18- Kendi kardeşlerimize hakta öncelik tanıma. Bir kardeşin aleyhinde söylenecek söz vs’de onu müdaafa, söyleyeni de toplu olarak istintaka tutma, şiddetle bu iftirayı reddetme.

Veren, dönemin hükümet yetkilileriyle, nasıl usulsüz kredi ilişkilerine girildiğini ortayo koyuyor. Fethullahçıların, bugüne kadar bilinen ve istihbarat raporlarına da yansıyan polis ve ordu içinde örgütlenme çabaları konusunda itiraflarda bulunuyor. Hoşgörü abidesi Fethullah Gülen’in gerçekte öğrencilerini dövmeye bayılan bir dayak sevdalısı olduğunu vurguluyor.

 
İçişleri Bakanı na, kendisinin ölümle tehdit edildiğine dair dilekçe verdiğini anlatıyor. Adalet Bakanı’nın Fethullah’ın dostu olduğunu dile getiriyor.

Ama gelin görün ki, günlerdir ne bakanlardan bir açıklama var ne de Fethullahçılardan doğru dürüst bir yanıt. Nurettin Veren’in kapsamlı açıklamaları karşısında dişe dokunur açıklamalar yerine, Veren’i karalamak için, mahalle kadınlarının dedikodusunu andıran iddialar ortaya atmaya başladılar.

Fethullahçılar, yıllardır istihbarat raporlarına yansıyan ve her biri devletin istihbarat birimlerince bilinen gerçeklerin, kendi içlerinden birisi tarafından dile getirilmesi üzerine adeta paniklediler.
Bu kesimi savunmak da kupon karşılığı televizyon verme vaadiyle halkın paralarını dolandıran Mehmet Ali’nin annesi Nazlı Ilıcak’a düştü.

Ilıcak, Veren’i manipülasyon yapmakla suçluyor. Ortadaki bir sürü somut gelişmeyi yok sayarak, ’para göz’ iftiralarıyla gerçekleri karartmaya çabalıyor.


’Gülen’i yıpratmak ve dindar kesim üzerine yeni bir korku dalgası salmak amacının güdüldüğünü anladılar. Kimse, Hikmet Çetinkaya, Doğu Perinçek ve Aydınlık dergisiyle aynı çizgide olmak istemedi’ diyor.


Türkiye’de, cumhuriyete bağlı, vatanını seven gerçek dindarları yine istismar ediyor.
Oysa kimsenin dindarlar üzerine korku saldığı filan yok. Türkiye’de, hiçbir Müslüman çıkıp da, korku içinde yaşadığını, ibadetinin engellendiğini, dini vazifilerini yerine getiremediğini söyleyemez.

Gerçek dindarların hiçbir sorunu yoktur.

Sorunu olanlar belli. Nazlı Ilıacak’ın avukatlığını üstlendiği kesimdir. Bir başka deyişle, din duygularını kullanarak kirli siyasi amaç besleyenler, hoşgörü söyleminin altında cumhuriyet rejimine, laikliğe kin kusanlardır.

Hala öğrenemediler, Türk ulusunun aydınlanmadan, cumhuriyetten, uygarlıktan vazgeçemyeceğini.

Ama artık yağma yok!

Takke düştü kel göründü!

Gerçekler bir bir ortaya çıkıyor.

Paniklemeleri doğal!

KENTHABER
Yayın Tarihi : 1 Aralık 2004 Çarşamba 13:45:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yusuf Özkan IP: 212.129.170.xxx Tarih : 4.12.2004 01:06:07
Sayın Sibel Meşe, aslında ilke olarak hakaret içeren, düzeysiz yorumlara sayfalarımızda yer vermiyoruz. Ama, siz bir istisnasınız. Bize yönelik saldırıların hangi düzeyde insanlardan geldiğini gösteren bir örnek olması açısından yorumunuzu yayınladık. sözünü ettiğiniz yazı haber değil, bir yorum yazısıdır. Altında da KENTHABER imzası vardır. Kimseden korkumuz ve gizlimiz - saklımız yok. Nurettin Veren, herhangi biri değil, Fethullah Gülen’in 35 yıllık çalışma arkadaşıdır. Bunu, o cemaatin tüm ileri gelenleri kabul etmektedir. Fethullah Gülen ve grubunun şeriat devletini hedefleyen çalışmaları defalarca MİT, Emniyet ve askeri istihbaratın raporlarına yansımıştır. Kör inançtan doğan öfkeniz, aklı selim düşünme yeteniğinizi de alıp götürmüş anlaşılan. Bilim çağında, kerameti kendinden menkul vaizlerin peşine takılanların ortak ruh halini yansıtıyor, hakaret dolu yorumunuz. Sayfalarımızda abonesi olduğumuz Türkiye’nin en büyük haber ajanslarının geçtiği haberlere yer veriyoruz. Gelen haberlerin içinde cinayet, gasp, tecavüz olması bizim suçumuz olmasa gerek Ayrıca, iddia ettiğiniz gibi ’acemi’ bir basın kuruluşu değiliz. En az 10 - 15 yıl medyanın önemli kurumlarında muhabirlik, köşe yazarlığı, yöneticilik yapan insanların oluşturduğu bir kuruluşuz. Yusuf ÖZKAN Kenthaber Editörü

sibel meşe IP: 210.1.94.xxx Tarih : 3.12.2004 17:59:45
NAZLI ILICAK SİZDEN ERKEK BE Haber yazmışsınız ama haberi yapanın adı bile yok. Eğer Nazlı ILICAK birşeyler yazmışsa altına adını yazmış. Ayrıca bu haber diye yazdığınızın hiçbir haber niteliği taşımadığını sanırım siz benden iyi biliyorsunuzdur. Sana gelen bir adamın her dediğini bir haber diye yazmak sizin gibilerin geleneğidir zaten. O gazeteci diye adını yazdığınız arkadaşlar olmamış programlara katılamadıkları için 3 sayfa haber hazırlayıp yayınladılar. Ama bu programın iptal edildiğini diğer gazetelerin dipnotlarından öğrendiler. Ayrıca Hikmet ÇETİNKAYA gibi bir gazeteci 25 yıldır Fethullah GÜLEN haberleriyle çalıştığı gazeteden maaş aldı. Ama hiçbirşey olmadığını hepsinin arkadaşımıza ait paranoyadan ibaret olduğunu, ben bir İzmirli olarak 25 yıldır hep tuhaf bir şakınlık içinde izledim. Bu ülkede Hikmet ÇETİNKAYA gibi ve buna benzer diğer gazeteciler gibi insanlara ne kadar rağbet olduğunu tirajlarından anlamak zor değil. Nurettin VEREN dediğiniz arkadaş bilmem kaç yıl bu işin içinde kalmış bütün şimdiki şikayetlerinden birini neden DEVLET ERKANINA, GÜVENLİK KUVVETLERİNE, İSTİHBARATA, ADLİYEYE şikayet etmemiş ki. Eğer gerçekten milletin aleyhine birşey vardı da bunu şikayet etmediyse hainin tekidir. Ayrıca ne kadar komiktir ki, ortada bir suç unsuru varsa bunun muhatabı kurumlar belli iken gelip bunu sizin gibi yeni çıkmış bir acemi basın ekibine vermiş ki. Bu adamcağız bu tür meselelerin nerede çözüme kavuşacağını bilmiyor muydu ki size geldi. Kısacası belki yazmak gerek değildi. Ama yine de sizi muhatap alıp yazmışım ya sevinebilirisiniz. MİLLET ÇOK UYANIK, İŞİ BİLİYOR. TIN BİLE YOK ÇÜNKÜ GEREK YOK. TARİH BUNUN GİBİ VAKALARLA DOLUDUR. BAZILARI ÜRER, BAZILARI ARKASINA BİLE BAKIP HOŞT BİLE DEMEZ HAA BU ARADA TÜM İLLERE AİT YAZDIĞINIZ HABERLER HEP CİNAYET, GASP, TECAVÜZ OLMASIN. BİRAZ DA GÖZÜMÜZÜ GÜZELLİKLERE AÇALIM DEĞİL Mİ? İYİ HABERLERDE BULUŞMAK DİLEĞİYLE UMARIM BU YAZIYI YAYINLAYACAK CESARETİ GÖSTERİRSİNİZ.........

sultan altunkaynak IP: 81.215.31.xxx Tarih : 11.10.2005 11:53:47
evet fethullanın gerçek yüzü belli oldu.misyonerlerin türkiye ayağı.hristiyanları bile cnnete sokuyorlar.ALLAH C.C tek hak din vardır diyor onlar 3 tane vardır diyor.onların mehepi geniş.türk doktorlrı kendisini tedavi edcek bilgiye sahip olmadığı için amerikada yaşıyomuş. 9 dönüm arazi üzerinde bir şatoda. ha bu arada okullarındada amerkan gizli srvislerinin ajanları çalışıyor.

gül kılınç IP: 88.250.161.xxx Tarih : 10.05.2008 19:21:49

sibel meşe arkadaşıma sonuna kadar destek veriyorum.kimin kime saldırdığı belli.yetti bunca yıldır sayın fetullah gülene yapılan saldırılar bütün dünya onu ayakta alkışlıyor.bir bu ülkenin vatandaşları anlamıyor.belki bu mesajıda yayanlamazsınz:D