26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

GAVAT, KAVAS, KAVAK!

Ne günler yaşıyoruz; anlayan beri gelsin, bir yaşımıza daha giriyoruz!..

Bir yandan ahlak ve namus bekçiliğine soyunuyoruz, kız - erkek öğrenciler aynı evde kalıyorlar diye feryat ediyor, namus elden gidiyor, törelerimize ahlakımıza aykırı (!) derken bir yanda da Adana Valisi sokak ortasında vatandaşına “gavat” diye bağırıyor. Sonra iş medyaya yansıyınca da gavat değil kavas dedim diyor!..

Olacak iş değil ama olmuş…

Adana Valisinin vatandaşın tepkisine neden böyle öfkelendi diye düşündüğümüzde ortaya iki şık çıkıyor. Bunlardan biri Adana’da roket başlıklarıyla dolu tırın uyuşturucu ihbarı üzerine yakalanışı, diğeri de ahlak bekçiliğine yapılan tepki diye düşünülebilir.

Bazılarının ileri demokrasiden, özgürlükten söz ettiği ülkemizde hiç yoktan ortaya atılan kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldıkları iddiası da ileri sürülebilir!

Denildi ki: “Biz kimsenin özel hayatına ve yaşam tarzına karışmıyoruz ama… Kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar. Muhafazakâr yapımıza ters… Vali Bey’e talimat verdik. Denetimi yapılacak…”

Bunu duyan Vali de anında “Başbakanımızın konuşması talimattır gereği yapılır” demez mi?

Ne var ki, Adana olmak üzere yurtta tepkiler çığ gibi büyümüş, AKP’liler bile nasıl olduysa tepkilerini ortaya koymuşlar. Bu olay bana yıllar öncesindeki bir olayı hatırlattı. Çiller’in başbakanlığı döneminde, Genelkurmay Başkanı garip bir söz söylemişti: “Başbakan tak diye emir verir ben de şak diye yaparım”.

Ancak o günün medyası bugünküler gibi bağımlı değildi. Bu sözleri ele alarak paşaya “Tak-Şak Paşa” ismini takmışlardı. Bu sözcük günlerce basında yer almış, mizah dergilerine konu olmuştu…

Adana Valisi Atatürk’ün ölümünün 75.yılında anma törenine katılan vatandaşlardan bazıları “Vali istifa, AKP’li vali istemiyoruz” diye bağırmışlar, birisi de beddua etmiş... Buna son derece sinirlenen Vali arabasından inerek koruma polislerine Allah belanı versin diyen o gavatı bana getirin” diye bağırmış ve bu çirkin olay televizyonlarda görüntülenmiştir.

Cumhuriyet Türkiye’sinde yaşanmaması gereken bir olay… Bir valinin vatandaşına gavat diye bağırması. İnsanın aklına türlü türlü sorular geliyor; vali korumaları yanında olmadan Adana gibi bir yerde kızdığı birisine gavat diye bağırsa acaba başına ne gelir?

İşin garip yönü; bazılarının kullandıkları gavatın ne anlama geldiğini bilmemeleriydi. Gavat’ın gerçek anlamını pek az kişinin bildiğini bu olaydan sonra öğrendik. Meğer bazıları sık sık kullandıkları küfürlü sözcüklerin anlamını da bilmiyorlarmış. O gece Google kilitlenmiş. Herkes gavatın ne anlama geldiğini öğrenmeye çalışmış. Ne derece doğru bilmiyorum ama aynı anda 3000 kişi Google’den gavatı sormuş!..

Bazı gazeteler ise gavatın karısını satan kişi olduğunu yazdılar. Merak edip sözlüklere yöneldim, gavatn tam anlamını bulamadım. Anlaşılan argo sözcük olduğunu düşünmüşler! Bu kez Mehmet Arslan’ın “Argo Kitabı”na baktım orada da bulamadım. TDK sözlüğünde Arapça Kavvâd’dan türemiş olup godoş, muhabbet tellalı olarak tanımlaması yapılmış. Halk arasında ise “kendi karısını satan adam” olarak kullanılmış. En doğrusunu da Can Ataklı Ulusal TV’deki programında açıkladı; karısının başka erkeklerle cinsel ilişkiye girmesinden zevk alan kişi olarak açıkladı.

Böylece gavatın tam anlamını da Vali Bey’in sayesinde bütün Türkiye öğrenmiş oldu. Gavatın yanlış söylendiği, aslının Kavat olacağı da anlaşıldı. Bu arada çoğu kişi de kavası öğrendi. Adana’da ise gavat yerine dümbük deniliyormuş… Gazetenin biri de “Türk Dil Kurumu bu yüzden ödül verse yeridir” diye yazmış.

Adana Valisinin vatandaşa söylediği sözler hem Adana’da hem de medyada yer alınca “Ben gavat kelimesini kullanmam. Kavas demiş olabilirim. Bu kelimeyi yürüyen gezinen adam anlamında söyledim” diye inkâr yoluna kaçması da beni şaşırttı. Bir vali bir sözü söylediyse arkasında durmalıdır.

Ancak ortada yine bir garabet var; kavas dediyse, kavas yürüyen gezinen adam anlamında bir sözcük olmayıp elçilik veya konsolosluklarda çalışan hizmetlerle verilen bir sözcüktür. Eskiden banka, patrikhane gibi yerlerde görevlendirilen silahlı koruyucuya da bu isim yakıştırılmıştır. Önemli makamdaki kişiyi koruyan silahlı kişi de bu isimle tanınmıştır.

Hadi gavatı anlarım da bir valinin kavas sözcüğünün anlamını bilmemesi biraz acayip değil mi?

Bence en doğrusu bana bağıran adam uzun boyluydu da onun için şu kavağı getirin dedim deseydi daha doğru olmaz mıydı? Belki de kavak demiştir de o protestolar arasında yanlış anlaşılmıştır! Çevir kazı yanmasın…

Gavat ayyuka çıkınca, İçişleri Bakanı bile şık olmadı demekten kendisini alamayarak; “Devletin valisi konumundaki bir kişi vatandaşa, her ne kadar rahatsız edici bir diyalog yaşarsa da bu şekilde cevap vermesi doğru olmadı.”

Bu olayda gariplikler birbirini izliyor demiştim. Daha önce telefonlarının dinletildiğinden şikâyetçi olan AKP Adana milletvekillerinden birinin gavat sözcüğü onuruna dokunmuş olacak ki; “Eğer bir kişi bunun yaptığının yüzde birini yapsaydı şimdiye kadar çoktan görevden alınır, meslekten bile çıkarılırdı. Ama ben onu artık suçlamaz oldum. O valinin suçu yok bana göre. Eğer bir suç, kusur arayacaksak, onu orada tutanlarda, koruyanlarda arayacağız” demiş.

İçişleri Bakanlığı müfettişleri olayı incelemeye başlamışlar. Müfettişlerin vereceği rapor göstermelik mi yoksa gerçekçi mi olacak onu bilemeyiz. Bizim memleketimizde usulen teftişler, incelemeler yapılır, sonunda sırtını iktidara dayayan bürokratlar kolayca işin içerisinden sıyrılır. Ancak bazıları kusuru bakmasınlar (!) böyle bir sözü batı ülkelerinden bir vali söylemiş olsa (o ülkelerin valileri böyle bir söz söylemez, bulundukları görevin saygınlığını bilirler) halk protestosunu yapar ve bir gün bile görevinde kalamazlar.

Batı ve doğu ülkeleri arasındaki fark…

Türkiye’de vatandaşına gavat diyen valiye ne yapılır? Arkasındaki koruyucu kalkanı ve zırhı güçlüyse hiçbir şey…

Ola ki kimsenin bilmediği özel bir durumu (!) varsa o zaman işler değişir diye düşünürken, Yılmaz Özdil köşesinde Vali Bey’in bu özel durumuna açıklık getirmiş:

Başbakanın belediye başkanlığı dönemine ait yolsuzluk iddiasını araştırmış, yolsuzluk falan yok deyip aklama raporu yazmış. AKP iktidara gelir gelmez de kararnameyle mülkiye müfettişliğinden Bingöl Valisi olmuş. 2003 yılındaki Bingöl depreminde yardım malzemelerinin yağmalanmasından ötürü halkın tepkisi üzerine Aksaray valisi yapılmış. Bunu Kırklareli, Aydın ve sonra da Adana valiliği izlemiş. Bu arada yılın valisi bile seçilmiş!..”

Bundan sonra ne olur diye hiç kafa yormayın; belki İstanbul, Ankara veya İzmir valiliğine getirilir, sonunda İçişleri Bakanı bile olur… Böyle bir atama olursa hiç şaşırmayın…

Başbakan bu olaya son noktayı koyarak; “Kusura da bakmasınlar, valilerimizi de böyle provokatif eylemlere kolay kolay yetirmeyiz. İçişleri Bakanıma “Bakan Başbakanın mı, yoksa devletin bakanı mı?) talimat derdim. Usulen gerekli incelemeyi yapacaklar” demiş.

Başbakan böyle deyince de gavat resmen onaylanarak siyaset literatürümüze girmiş oldu.

Sonunda suçlu olarak Valinin talimatıyla gözaltına alınan, protestocu on kişiden dokuzuna, Kabahatler Kanununa göre 186’şar lira ceza kesilmiş… Böylece valileri protesto etmenin parasal yanını da vatandaş öğrenmiş oldu.

Ne denir her musibette bir yarar vardır…

Tekrar yineliyorum; kimse kusura bakmasın!..

erdemyucel2002@hotmail.com

Erdem Yücel/Kenthaber
Yayın Tarihi : 16 Kasım 2013 Cumartesi 12:27:30
Güncelleme :16 Kasım 2013 Cumartesi 12:36:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 88.241.1.xxx Tarih : 17.11.2013 11:41:14

 hala görevde kalması bile adanalılara hakaretin siddetle devam ettiğini gösterir hala yarabbi şükür diyorlarsa söyleyecek söz yok


sedat kazancı IP: 94.121.173.xxx Tarih : 16.11.2013 14:09:53

yorum yazmaya değmez koco adanayı böyle vali yönetecekse vay halimize