3
Haziran
2024
Pazertesi
ANASAYFA

İMRALI GÖRÜŞMELERİ HALKIN UMURUNDA MI?

İmralı görüşmeleri başta olmak üzere son haftalarda gelişen olaylarla toplum ne kadar ilgileniyor ve daha doğrusu bu konulara ne derece duyarlı?

Yazılı, görsel ve internet yoluyla olup bitenleri ne kadar izliyor ve ne düşünüyor?

Türkiye zikzaklı bir yolda ilerliyor. Geçtiğimiz yıllarda başlayan, ancak sonuç vermeyen “açılım” politikasından sonra şimdi İmralı’daki adamla pazarlık yapılıyor. Onun yol haritası veya istekleri basına sızdırılmış, ardından Kandil’deki adamdan ses geliyor; bu işte ben de varım diyor!..

Gazetelerden biri her şeyi açıklayan başlık atmış: Öcalan kızgın, Kandil kaygılı!..

BDP’li birkaç milletvekili akıl ve emir almak için devletin imkânlarından yararlanarak İmralı’ya gidip oradaki adamla görüştüler.

Ne görüşüldüğü, hangi konuda emir alındığını toplumun bazı kesimleri merak ederken, birden İmralı tutanakları ortaya çıktı. Onların da ne kadar gerçek oldukları tam olarak netlik kazanmadı. Ancak Başbakan tutanakların basına sızdırılmasına epey öfkelendi; danışmanı sabotaj diyor, kendisi de zabıtların ortaya çıkışından zarar gördüğüne inanıyor.

İmralı görüşmelerini üç BDP milletvekilinin yaptığı ve onların yanında da devlet görevlileri olduğuna göre, tutanakları basına kim sızdırdı?

İmralı görüşmeleri bir kenara bırakılmış basına kimin sızdırdığı araştırılıyor, tam olarak gazetecilik yaparak tutanakları yayınlayan gazeteye ateş püskürülüyor. Daha önce de bavulla bir gazeteye gelen belgeler vardı; onlara bu kadar kızılmamıştı!..

Sızdırılma olayı belki de yerinde oldu, toplumun belli bir kesimi duyarsız da olsa bir şeyleri öğrendiler.

Türk hükümeti ve toplum akan kanın durmasını istiyor ve bunun için de PKK’nın silah bırakmasını, sınır dışına çıkmalarını haklı olarak istiyor. İmralı görüşmelerinden, tutanak depremi olarak basına yansıyanlardan öğrenildiğine göre; İmralı’daki adam PKK’nın en geç Ağustos’ta Türkiye’den çekilmesini isterken Kandil tarafı çekilme için en az iki yıla ihtiyaç olduğunu söylüyor. Sanki Türkiye’de PKK’nın orduları (!) varmış gibi…

Bu koşulan şartlar bana “ipe un sermek” deyimini anımsattı.

Hükümet bu konuda ne düşünür bilinmez ama her şeyden önce şeffaf olup gerçekleri ve tarafların isteklerini topluma bildirmelidir. Karşılıklı yapılan diyaloğun ardından çözümlenmesi gerekenler de olmalı. Yeni anayasa çalışmaları, yerel seçimler, başkanlık mı parlamenter sistemi mi, son olarak da cumhurbaşkanı seçimi.

Bütün bunlar bir yana İmralı’ya Kandil’e odaklandık, gerisiyle şimdilik pek değil, hiç ilgilenilmiyor. Bizleri yönetenler şimdi bunları konuşacak zaman değil daha vakit var gibi sözlerle konuları geçiştiriyorlar.

Ne gariptir ki, bir zamanlar Siyasal Bilgiler Fakültesinde sınıf geçemeyerek fakülteden ayrılmak zorunda kalan adam şimdi umut olmuş (!). Çoğu siyasetçiye göre konulara biraz temkinli veya teenni ile yaklaşıyor. “Biz demokratik özerklikte ısrar edersek bu sabotaj olur” derken toplumda oluşan hava müspetken barış şansına zarar vermeyelim demek istiyor. Ardından da teslimiyet anlaşılmasın diye, teenni ile PKK’nın çekilmesini meclis kararına bağlıyor. Meclisten böyle bir karar çıkarsa PKK meşrulaşır mı diye düşünüyor? Tam olarak bilemeyiz… Bu arada halk savaşı gibisinden şantaj yapmaktan da geri durmuyor. Aldatılmışlar, beyinleri yıkanmışların dışında Kürt kökenli vatandaşlarımızın kendisinden yana olduğu hayalinden de bir türlü vazgeçemiyor. İmralı’dan Kandil’e gönderilen, yirmi sayfa olduğu söylenen mektup, taslak veya mesaja nasıl karşılık alacağı da merak konusu…Ne garip ki, mektubun bir örneğini BDP milletvekili Avrupa’ya, Brüksel’e ulaştırmış!..

Otuz yıldır süren, tarafların canının yandığı, öfke ve intikam duygularını yeşerten bu savaşın sona ermesini aklı başında insanlar istiyor. Bu anlamsız savaşı kimlerin hangi güçlerin başlattığı da bir türlü açıklık kazanmıyor veya açıkça söylenmiyor. Arkasında mafya bağlantıları, uyuşturucu gelirleri mi var o da tam netleşmiyor. Barışçı havarisi olarak ortaya çıkan BDP ise davranışlarıyla kışkırtıcılığını sürdürmekten de geri durmuyor. Bunun en tipik örneği ise Karadeniz’de yapmaya kalktıkları, halkın tepkisiyle hüsrana dönüşerek yarıda bıraktıkları toplumu aydınlatma gezisiydi.

Basına sızan notlara göre görünen odur ki, İmralı ile Kandil arasında görüş farklılıkları var. Çıkar ilişkilerinin zedelenmesi PKK içerisindeki olası bir tasfiye korkusunun buna etken olacağı da açıktır.

Her şeyden önce hükümetin terörü durdurmak konusundaki iyi niyetli girişimleri sabote edilmemeli, desteklenmelidir. Karşı taraf meğer biz neymişiz derse o zaman başka.

Ankara, İmralı, Kandil üçgeninde mektup, ziyaret olayları sürerken bakıyorum da bazıları da ezilmişlik edebiyatından vazgeçmiyor. Hala Kürtlerin ikinci sınıf insan muamelesine uğradıklarından nemalanmaya çalışıyor. Oysa Türk ve Kürt kökenli vatandaşlarımız aldıkları eğitimlerle devletin en üst noktalarında görev alırken, ticari alanda da çeşitli işler yaparlarken kimse onlara senin etnik kimliğin bu demiyor. Okursan, adam olursan bütün kapılar açık.

Yeri gelmişken aklıma takılan bir soruyu da sormadan geçemeyeceğim; memleketimizde yaşayan Yahudi ve Ermeni vatandaşlarımız neden devlet memuru olamıyorlar? Kendileri mi istemiyor, yoksa yasalarımızda onu engelleyecek hükümler mi var?

Ezilmişlik, ikinci sınıf vatandaşlık, alt kimlik, üst kimlik hepsi laf-ı güzaf… Bu memleketin her türlü olanaklarından yararlanarak, belirli yerlere gelenler, cukkasını dolduranlar, rahat ve lüks hayat sürerlerken hala ezilmişlik numarasına yatmıyorlar mı işte onlara akıl sır erdiremiyorum. Daha geçenlerde “Ben bilmem büyüklerim bilir” diyerek siyasetimize adım atan eski milli futbolcu yeni milletvekili “Ben Türk değil Arnavut’um” gibisinden acayip bir laf etmişti. Galatasaray ve Milli Takımdan tonla para götüren, gittiği Avrupa’dan ters yüz geri gelen bu futbolcu acaba neden Arnavut Milli Takımında değil de Türk Milli Takımında oynamıştı?

Şu ortamda çoğu okuyucumuz gibi yazılarını özlediğim Altemur Kılıç ağabeyi öylesine arıyorum ki…


erdemyucel2002@hotmail.com 

Erdem Yücel/Kenthaber
Yayın Tarihi : 5 Mart 2013 Salı 17:06:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 88.241.241.xxx Tarih : 5.03.2013 20:34:28

pkk bir kaç devletin türkiyeye karşı kullandığı kökü dışarda bir terör örgütü  osmanlı dağılmadan buna benzer 25 örgüt varmış hepsi kökü dışarda silahlanmış osmanlıya karşı savaşan örgütler onlarda osmanlıyı dağıtana kadar dağıldıktan sonra kendileride yok oldular bu gün yine aynı senaryolar bu dış ülkelerin piyonları ile türkiye hangi  görüşü paylaşacak hangi karara varacak bunlar bağımsız değilki bu gün dış destek bitsin pkk 1 ay dayanır belli ki dış ülkelerin isteklerini dayatacaklar pkk nın türkiyenin türk milletinin katilleri aracılığıyla  avrupa türkiyenin yok olmasını  türk adının bir daha anılmamasını istiyor bu topraklarda biz ne yapacağız biz hür bir ulusuz hür bir ulus eli kanlı başlkasının maşası olan bir kanlı terör örgütü ile kendi geleceklerinimi belirlicek tabi umrumuzda olmaz olmayacakta sayın başbakan ve kabinede başkanlık sistemi için  pkk ya yanaşıyorsa yazık derim değermi kurtuluş savaşında istenmeyen türk milletine yapılmayan şeyler 100 yıl sonra böylesine güçlüken bize dayatılsın başbakanımzı milliyetçilik ayaklarımın altındadır diyor biz ise bir türk evladı olarak türk milleti her ferdiyle kendini türk hisedenlerle başımızın üstündedir PKK ve yardakçıları ve onların görüşleri AYAKLARIMIZIN ALTINDADIR.


Hacı Mehmet BOZDAĞ IP: 46.197.162.xxx Tarih : 8.03.2013 09:04:28

Merhaba,

ben uzun uzun yazmayacağım. Bunun nedeni sanal dünya da bazen anlatmak istediğinizle anlaşılan çok farklı olabiliyor.

Yazıyı okuduğumda, iyiki bu halk yazarın ilerisinde diye düşündüm. Nacizane görüşüm "aydın", yazar bu toplumun sorunlarını çözen ve topluma yön verendir. Sürecin bir otuz yıl daha aynı şekilde devam etmesini savunmasını istemek, benim aklımın almayacağı bir şey.ondandır ki, bu sürecin başarıya ulaşması için başta dua daha sonrada gücümün yettiği bir çabayla çalışacağım.

Bu ülke, çağdaş demokratik ve tüm halkları içinde barındıran bir Türkiye olacak. Bende Demokratik Türkiyenin vatandaşı olmaktan mutlu olacağım...Saygılarımla


alperen ocaklı IP: 88.254.183.xxx Tarih : 5.03.2013 19:41:54

sayın erdem bey dün ki bebek katili vede 30 bin masumun canına kaste etmiş bir cani hz. isa ve havarileri   gibi gösterilmeye çalışılıyor  bizm millletimiz unutkandır ama bazı şeyleride hiç unutmazlar daha düne kadar gültan kışanak ve beraberindekiler  örğüt için gögüslerini geregere onlar bizim can çiger arkadaşlarımız diye meydanlara çıkmamışlarmıydı  ayrıca buğün sayın başkakan erdogan gazileri  azarlarcasına siz susun sizin sus payınız her ay yatıyor der gibi gazilerimizi susturmaya vede şehit ailelerini istismar etmeye başlamamışmıdır  kendisi kan üzerinden siyaset yapmaya başladı kendiside ...mi oldu sormak lazım ayrıca türk islam miliyetçiliği ve kafatasçılığı birbirinden ayırması gerekir  türk islam milliyetçiliği ayrıştırmak değil birleştirmektir bunları bilmeden milliyetçiliğe laf atar  hale geldi çünkü bu çözüm süreci dediği şey aslında çıkmaz sokaktır ve bununda kendisi farkına vardı yani kısaca eline gözüne bulaştırdılar ve halkımızda bunu açıkça gördü umut ediyoruzki türk milleti bu ayrılıkçılara gereken drsi en yakın zamanda verecektir.