3
Haziran
2024
Pazertesi
ANASAYFA

İnsana değer vermek

Birileri yine düğmeye bastı gibi…

Olay sadece Şemdinli,Şırnak Hakkari ücgeninde değil…

Öyle bir hava yaratılıyor ki, öyle şeyler kaşınıyor ki, anlamamak mümkün değil…

Ancak görünen, kimsenin anlamadığı…

Ya da anladığı halde anlamamış gibi görünmeleri…

Her şeyi masa başında yine kaybediyoruz…

Avrupa Birliği ile müzakereler başlamasına iki adım kala “Türk insanı vahşi yaratıktır” imajı verilmeye başlandı.

Halbuki vatandaşa sorsalar onlar zaten hayır diyecek…

Ama olmaz…İlla ki, Türk insananı aşağılayacak ve sınırları içine kapatacak, izole edecek…

Öyle bir anda düğmeye basılıyor ki; önce Kopenhag’da tuzak kuruluyor… Sonra aynı saatlerde Şemdinli’de düğmeye basılıyor…

İki gün sonrada Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda en ilkel tahrik başlıyor…

Dünyanın neresinde olursa olsun, konuk takımın futbolcusu, ev sahibi takımın antrenörüne tekme atarsa, o saha içinde dayak yer…

Ben Türk insanın olgunluğuna hayaran kaldım… 50 bin kişinin önünde yapmadıkları rezillikleri bırakmadılar, sonra da günahı bu ülkenin üzerine attılar…

Seyirci bu tahrikleri kapılıp sahaya inmedi yoksa ortalık iyice karışacaktı...

Stadın koridorlarında, çıkış tünelinin içinde olup bitenler iki takımın futbolcuların arasında geçen olaylardır…

Bu kavgaya, tarafların korumaları katıldı mı…

Şimdi soru bu…

Neden soru bu…

Onlar değimliydi İsviçre’den 6 tane çok yakın koruma getiren…

Neredeydiler?

Doğrudur iki takmımın futbolcuları kavga etti…

Kavgayı başlatan da Mehmet Özdilek’e tekme atandı.

Beyzade, “Bana da ceza verebilirler” demiş lütfetmiş…

Şimdi konu bu da değil..

Konu, düğmeye basıldığı andan itibaren tüm Avrupa basının bir ağızdan koro halinde Türkiye’ye küfretmeleri ve ipi çekmeleri…

Tüm kurumlar ve kişilerle top yekün bir saldırı…

Şöyle bir düşünün…

Kopenhag’da kurulan tezgah…

PKK’lı iki-üç zıpırın Başbakan Erdoğan’ı basın toplantısı adı altında sorguya çekme hazırlığı ve bununla ilgili kurulan tezgah…

Buna alet olan –ki bilerek yaptığından adım gibi eminim- bir dost! ülke başbakanı…

Aynı saatlerde başlayan Şemdinli olaylarını o PKK yayın organının sadece iki dakika sonra duyurması ve yayına geçmesi…

Olay daha başlamadan olay olacağını bilen vatandaşa ne demeli?

Yoksa birileri bunu tezgahladı ve önceden fısılıtı postasıyla Şemdinli halkına mı dağıttı…

Sizce bunlar tesadüf mü?

Şimdi gelelim bir başka boyutuna… Şemdinli olayını “derin devlet yaptı”

Peki bu derin devlet kim?

Kimilerine göre JİTEM, Ecevit’e göre gladyö…bir sürü ismi var…

İyide bunların ismi var, cismi yok…

Diyelim ki var…

Bunca yıldır kendini kamufle etmeyi başarmış ve iddiaya göre Türkiye’yi yöneten bu kurum eğer bu kadar organize ve komplike bir yapıya sahipse Şemdinli’de aptallık kokan o eylemi niye yapsın?

Bu soruyu sormak ve cevabını bulmak zorundasınız…

Bu eylemi ister derin devlet yapsın, ister çukur, ister düz devlet…Hatta tepe devlet bile yapabilir…

Bu sözü edilen örgütler çokta milliyetçi, hatta ırkçılık boyutları var ise, Türkiye’yi böyle tuzağa düşürecek açmaza sürükleyecek bir işe niye imza atar ki…

Bu örgütler, varsa çok detaylı çalışırlar gibi geliyor bana… Eylem koyan terörist bile bir plan yapıyor ve sonuçlarını almaya çalışıyor…

Şimdi düşünün bir gizli örgüt eylem yapıyor…Eylemin sonucunun Türkiye’nin aleyhine olacağını biliyor.. Önce kent içinde dolaşıyor, tüm şüpheleri üzerine topluyor…

Sonra bombayı koyuyor ve tüm suç delilerini ortada bırakıyor…

Nüfus cüzdanları dahil…

Ben aynı salaklığı, 11 eylül’ün faillerinin de yaptığını hatırlıyorum..

Yani orada da ikiz kuleleri vuracak kadar organize olmuş bir örgütün elemanları her nedense tüm evraklarını bir araçta bırakmışlar ve yakalanmışlardı…

Bizim “ziyaları kendilerinden menkul iki ayaklı lambalarımız, şimdi bir de aralarına topçu dantellerimiz girdi” ise “öz eleştiri yapıyorum” cehaletinin arkasına gizlenerek, bu ülkenin insanın aşağılıyor…

Bu ülke insanı zaten ekonomik bunalım içinde…

Toplum her cepheden yara almış durumda…

İki üç yıl arayla böylesine bir aşağılama kampanyasına maruz kalıyor ve kendini giderek daha içe kapatıyor. Giderek agresifleşiyor…

Birileri düğmeye başladı, bizim zevat yangına körükle gidiyor…

Oysa entelektüel olmanın ön şartı toplumun moral değerlerini yüksek tutmaktır.

Elbette yanlışlar tartışılacaktır.. Ancak bizim gördüğümüz tartışma değil “lafla adam dövmek”tir.

Hem de ağır tahrike rağmen yerinden kalkmayan o seyirciye rağmen...

Dış güçler ve işbirlikçileri tanımı bu anlam mı geliyor acaba?

Ben 'ne mi' diyorum…

Aslında herkes anladı…Ama oyun bir kere sahneye kondu…Devam ediyor…

Ama bu insanlara yazık…

Birileri çıkıp bu durumun böyle olmadığını anlatmalı…

Ama hamasi milliyetçilik söylemiyle değil… İslami değerleri de alet etmeyin...

Vatandaşı aşağılayan “bilmiş” bir tavırla hiç değil..

Gelin adam gibi adam olalım ve insan gibi bu konuları tartışalım..

Bu insanlar yarın size lazım olacak…

Bunu unutmayın…

Mehmet Aycan
Yayın Tarihi : 19 Kasım 2005 Cumartesi 21:09:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?