19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Irak'ta savaş suçları - Derya Sazak

Irak'ta savaş suçları

'Kaybedilmiş bir savaş için mücadele ediyoruz!' Bu sözler Iraklı esirlere yönelik işkence fotoğraflarını medyaya yansıtan bir İngiliz askerine ait. Daily Mirror gazetesi Basra'daki insanlık dışı görüntüleri kapak yapmış.
Amerikan medyasında da başkanlık seçimi yaklaştıkça Pentagon sansürü kırılıyor. Bağdat'taki bir cezaevinde Iraklı tutsaklara yönelik aşağılayıcı muamelenin fotoğrafları CBS televizyonunda yayımlandı.
Irak'a özgürlük hareketi, giderek 'Vietnam utancı'na benzemeye başladı.
Kitle imha silahları yalanıyla başlayan Irak işgali, Felluce kuşatması boyunca misket bombaları dahil sivil hedeflere yönelen gelişigüzel saldırılarla çığırından çıktı. Savaşın resmen sona erdiği tarihten bu yana geçen bir yılda 500'ü aşkın Amerikalı askerin yanı sıra, 3 bini aşkın Iraklı sivilin öldüğü bildiriliyor.
ABD ve İngiliz işgal güçleri, Irak direnişini tutsaklara işkence yaparak kırmaya yöneldiler.
Saddam'ı kendi halkına 'acımasız bir diktatör' olarak göstermeye çalışan savaş lobisinin gerçek yüzü şimdi daha iyi anlaşılıyor. Irak halkı bu kadar eziyet gördükten sonra ABD ve İngilizlerin kurduğu rejimi nasıl onaylayacak? Felluce'nin güvenliğinin Saddam'ın generallerinden birine devredilmesi bile çaresizliğinin sonucu değil mi? Ancak Iraklı generale kendi halkını kırdırma görevi verilmesi, geçmişte Vietnam'da kukla yönetime destek sonucu ülkeyi iç savaşa sürükleyen hatalar zincirinin tekrarı da olabilir.
Bush yönetimi Irak'ta felaket bir sınav verdi.
Saddam Hüseyin'in onca yıl ABD'ye niye direndiği şimdi daha iyi anlaşılıyor. Batı dünyası da Birinci Körfez Savaşı'nın aksine bu defaki işgali onaylamadı. 'Bağdat canavarı' ya da 'terör imparatorluğu' diye anılan Saddam rejimi sonuçta Batı'nın yarattığı bir 'düşmandı!'
Medya Saddam'ı 'kötülüğün simgesi' olarak gösterdikçe Irak'taki 'şok ve dehşet' harekâtının da meşruiyeti doğuyordu. Oysa Saddam bir aynaydı ve Batı'nın 'öteki' olarak tahayyül edip 'canavarlaştırdığı' Irak'ın devrik liderini yaratanlar da bugün onu yok etmeye çalışanlardan başkası değildi:
'Batı, kendi modernliğinin canavar yüzünü, kendi projesinin dayanılmazlığını görmüştü, hem rasyonalite hem de şiddete dayalı bir projeydi bu. Saddam, yabancı bir canavar, modernliğe karşı olan bir canavar değildi, modernliğin doğurduğu bir canavardı.'
Saddam artık sahneden çekildi.
Amerikan ve İngiliz işgal güçleri direnişi kıramıyorlar.
İşkence, kan ve gözyaşı ile 'barış' sağlanabilir mi?
İngiliz asker doğru söylemiş, kaybedilmiş bir savaşın içindeler.
Bush ve Blair'in Irak'ta sergiledikleri görüntü, 'aynadaki canavar'dan çok daha ürkütücü değil mi?

dsazak@milliyet.com.tr

DERYA SAZAK - MİLLİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 4 Mayıs 2004 Salı 00:33:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?