19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

İşler daha çok karışacak - Serdar Turgut (Akşam Gazetesi)

İşler daha çok karışacak

Irak'taki işkence fotoğraflarının nasıl çekildiği ve nasıl açığa çıkabildiği doğal olarak bir tartışma yarattı.

Çoğunluk bunun Amerika'daki basının özgürlüğünün bir göstergesi olduğu kanısında.

Ben bu kanıda değilim.

Keşke hayat bu kadar basit olsaydı, ben de bu işe basının bir zaferi olarak bakıp sevinir, işi kapardım.

Ancak şunu biliniz ki Amerika'da basın o kadar da özgür değil, hele ulusal güvenlik söz konusu olduğunda o basın kendi özgürlüğünü ikinci plana atabileceğini de defalarca kanıtlamıştır.

Burada da bir psikolojik operasyon söz konusu olabilir.

Şimdi diyeceksiniz ki amma da abarttın, artık iyice uçmaya başladın.

Bu tür eleştirileri göze alıyorum. Bence bu tür konularda yanılmak, kandırılmaktan çok daha tercih edilecek bir yoldur.

Görüleni, gösterildiği gibi kabul etmeyi ret ediyorum, olan bitenin temelinde ne olabilir bunu düşünmeye çalışacağım, yanılırsam da olsun bu çok önemli değil.

En azından okuyucularımla olan bitenin farklı bir okunuşunun da olabileceği fikrini paylaşmış olurum ki bunun en azından uzun dönemde kolektif zekamızı daha da geliştireceğine şüphem yok.

* * *


Gelin şimdi gerçekleri alt alta yeniden yazalım.

1- Amerikalılar'ın yaptığı vahşet, onların gerçek yüzünü göstermiştir.

2- Bu işten Amerika çok büyük ölçüde zarar görecektir.

Bu ikisi, üzerinde tartışılması mümkün olmayan gerçeklerdir.

Tartışmamız bu iki gerçekten yola çıkıp doğal olarak akla gelen hemen bir sonraki yorum üzerine olacak.

Basına sızdırılan bu fotoğrafların savaşı yöneten insanların planlarını bozacağı, onları yenilgiye mahkum edeceği sonucudur bu. İşte ben buna katılmıyorum.

Çünkü bu savaşı çıkaranlar işe sadece ABD'nin çıkarları açısından bakmıyorlar.

Hedefleri tüm dünyayı yeniden düzenlemek, yeni bir sistem oluşturmaktır.

Bu hedef için gerekirse dünya savaşı çıkarmayı göze almışlardır ve daha da önemlisi gerekirse Amerika'nın yenildiği, zararla çıktığı bir savaştan da korkmamaktadırlar.

Yıllardır adı söylenen 'Yeni Dünya Düzeni' dünyada çıkarılacak çok büyük bir kaostan sonra şu anda biz sıradan insanların göremeyeceği, şu ana kadar da bilmediğimiz, görmediğimiz yeni bir dünyanın kurulması hedefidir aslında.

Savaşı çıkaranlar ve bunu perde arkasından destekleyenler, kendi inandıkları dini metinlerde böyle bir kutsal savaşın 21'inci Yüzyıl'ın başında çıkarılmasının emredildiğini düşünmektedirler. Buna inanmaktadırlar.

Bize belki bu mantıksız gelebilir, belki buna gülebiliriz de ama savaşı çıkaranların üye oldukları bilinen yarı gizli örgütlerin dünyanın geleceğiyle ilgili yazıya dökülmüş düşüncelerini okursanız, onlara böyle bir görevin katiyen mantıksız ve komik gelmediğini de görebilirsiniz.

Temeli binlerce yıl öncesine kadar uzanan bir hesaplaşma günü onlar için yaklaşmaktadır.

Bir dizi insanın yaratacağı afet ve doğal afetlerle başlayacak süreç sonucunda tüm dini inanışları sarsacak olaylar yaşanacağını, mesih geleceğini, yeni dünya sisteminin büyük acılar ve kayıplar sonucunda zorla da olsa kurulacağına inanıyor bu adamlar.

* * *


Böyle bir şey olur mu, sen bunlara inanıyor musun diye sorarsanız ben de size bunlara benim inanıp inanmamam önemli mi ki diye sormak zorunda kalırım.

Ben uzun zamandır zor bir işe giriştim. Yüzlerce kitap, metin okudum savaşı yöneten insanların üye oldukları bilinen, dünya sistemini perde arkasından yönetme iddiasında olan onlarca yarı gizli örgüt hakkında.

Bunların birçoğunun kökeni tek tanrılı dinlerin çıkışına kadar uzanıyor, pagan dinlerle bağlantıları var, çoğu birbirleriyle dost ilişkiler içindeler, birbirlerini kolluyorlar ve dahası birbirlerini anlıyorlar.

Hedefleri aynı: Dünyadaki bu yerleşik düzenin artık süremeyeceğini, yeni bir düzenin yaratılması gerektiğini düşünüyorlar.

Bu örgütlerin çok üst yöneticilerinin dünyanın gizli gerçeği konusunda tek bilgi sahibi insanlar olduğu belirtiliyor ve bu bilgi nedeniyle de dünyanın onların çizdiği rotada yeniden düzenlenmesinin kaçınılmaz olduğuna inanılıyor.

Dünya çapında kaosun en önemli unsuru kitlelerin kafalarının iyice karıştırılması ve kendi ülkelerine sitemlerine inançlarının zayıflatılmasıdır.

Bu Amerika'da da yapılmaktadır, Avrupa'da da.

Hiçbir, tekrar ediyorum hiçbir ülkenin bu operasyonun pençesinden kurtulması mümkün değildir.

Son sızdırılan işkence fotoğraflarının sıradan Amerika insanının bilincinde nasıl fırtınalar yarattığını tahmin edebildiğimden diyorum ki dediklerime inanmasanız da bunun bilinçli yapılmış bir operasyon olması ihtimalini kafanızın bir köşesinde bulundurun.

Lütfen bunu yapın çünkü dediğim gibi ben bu analizlerimde yanılabileceğimi baştan kabul ettim.

Kabul edemeyeceğim tek şey kaynağı nereden olursa olsun bize sunulan bilgiyi tartışmadan, kuşku duymadan kabul etmektir.

11 Eylül saldırısından bu yana ben son derece kuşkucu oldum. O tek günde Amerikan insanının nasıl da tamamen değiştiğini, gerekirse demokrasiden bile vazgeçmeye hazır hale geldiğini yaşadım.

Ve evet, Amerika'da bugün gerektiği zaman ülke yönetimini devralmaya hazır olan bir gizli kabine vardır. Onun yapacağı sıkıyönetim uygulamalarının yazılı emri de ellerindedir.

Bunu da nereden biliyorsun derseniz, haber olarak çıktı derim ve belki de şaşırırsınız ama şaşırmayın çünkü bazı haberler de sıradan insanları sonunda olacaklara hazırlamak için sızdırılıyor, çok orijinal bir iş değil yani.

* * *


Tekrar ediyorum ben bu işlere sadece Türkiye'nin çıkarı nerededir, nerede durmalıyız arayışına yardımcı olmak düşüncesiyle girdim.

Eğer benim dediklerim doğruysa, o zaman Türkiye'nin rahat bırakılması, yukarda anlatmış olduğum bazı süreçlerin dışında kalabilmesi mümkün değildir.

Dünya çok ama çok kritik bir sürece sokuldu ne yazık ki, umarım Türkiye en az zararla kurtulur bu süreçten.
SERDAR TURGUT - AKŞAM GAZETESİ
Yayın Tarihi : 6 Mayıs 2004 Perşembe 18:50:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?