“Büyükanıt’tan 30 Ağustos resepsiyonu” başlıklı haberi Kent Haber’den okumuşsunuzdur…

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla, Gazi Orduevi'nde dün resepsiyon verdi.

Burada, gazeteciler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’a da sorular yönelttiler.

Orgeneral Başbuğ, ABD'nin PKK Koordinatörü atamasının ardından Türkiye'nin atayacağı koordinatör ile ilgili soruları yanıtlarken, bu süreçte, 1’ici Ordu Komutanı olarak görev yaptığını ve ayrıntılı bilgisi olmadığını söyledi, ardından, “'Tam oluşmuş bir konu değil. Sabredin. Önümüzdeki günlerde netleşecek. Şu anda kesinleşmiş bir şey olduğunu sanmıyorum. Her adımı baştan öldürmemek, değerlendirmek lazım. Önümüzdeki süreçte netleşir” dedi.

Bunlar çok önemli sözler ve önümüzdeki günlerin ipuçlarını veriyorlar.

Komutanın vurguladığı gibi, sabredip tam oluşmamış konunun netleşmesini bekleyeceğiz ve göreceğiz; her adımı baştan öldürmemek, değerlendirmek gerekir…

Biz, bu tümceden; askerin, ABD’nin PKK Koordinatör atamasından rahatsız olmadığı ve Türkiye’nin de bir koordinatör atamasına sıcak baktığı anlamını çıkardık…

*

Bizim asıl ilgimizi çeken; 25 Ağustos 2006 Cuma günü Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki devir teslim töreninde yaptığı konuşmada altını çizdiği, “Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşu ve gelişimi bir devrimdir. Devrimin ana amacı, bir ulusun, Türk ulusunun yaratılmasıdır. Bu devrim ümmet toplumundan, laik ulus devletine dönüşümdür. Bu ulus anlayışı ırksal ve dinsel öğelere bağlı değildir, bağlanmaya da çalışılmamalıdır. TSK, ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf olmuştur ve olmaya devam edecektir” sözleri kulaklarımızda hala çınlayan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, gazetecileri soru sormasıdır ve sorduğu sorudur.

Orgeneral Başbuğ, gazetecilere, Kerkük konusunda ne düşündüklerini soruyor!

*

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla, Gazi Orduevi'nde verilen resepsiyonda gazetecilere soru sorma gereğini neden duydu ve “Kerkük konusunda ne düşünüyorsunuz?” diye sordu?

Bu bir, gazetecilerin sıyrılış değildi.

Bu, komutanın bilinçli bir davranışıydı. Unutulanlar arasına katılan Kerkük’ü böylesi bir günde gündeme getirmesinde elbette ki bir erek vardı.

O bilinç ve erek; komutanın, Kerkük konusunun çok önemli olduğunu söyleyip, konuya ilgi gösterilmesi gerektiğini açıklamasıyla daha bir anlam kazanıyor.

Anlam; Orgeneral Başbuğ’un, Irak Anayasası’na göre merkezi hükümetin güçlü olmadığını anımsattıktan sonra, “'Biz zamanında uyarılarımızı yapmıştık” demesiyle daha bir derinleşiyor.

“''Biz zamanında uyarılarımızı yapmıştık” sözüyle, Türkiye’nin azınlık AKP iktidarına ve siyasi, diplomatik kadrolara göndermede bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ, ‘2007 Aralık ayında Kerkük'te yapılması öngörülen referandumun bölgeye yayılması gibi bir durum olabileceği’ iletisini de en anlaşılır dille iletiliyor.

Orgeneral Başbuğ’un bir defa daha, “Biz zamanında uyarılarımızı yapmıştık” dememesi için iktidarın, siyasilerin, diplomatların ve herkesin çok duyarlı olmaktan/davranmaktan başka seçeneği yoktur.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, gazetecilere soru sorarak, gerek sorduğu soruyla, gerekse sorusuna getirdiği açıklıkla, Türkiye’nin yakın geleceğini görüntülemek, sorumluluk makamındakilerin sorumluluklarının bilinci ile hareket etmelerini tetiklemek istemiştir.

Gerçekçi bir düşüncedir, savsaklanmamalıdır.

Bu düşüncenin; demokratik kitle örgütleri aracılığıyla geniş kitleler tarafından çok iyi algılanması; o algılama ile de, iktidarların ve siyasilerin pek korktukları, toplumsal duyarlılığı/baskıyı yaşama geçirmesi gerekir.

“Türküm”, “Ne mutlu Türküm diyene” demekten yüksünmeyenler böyle bir süreci başlatacaklar ve amaç doğrultusunda sonuca götüreceklerdir. İnanıyorum.