27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

MEDYA SAVAŞLARI: NEREYE KADAR?

Aydın Doğan’ın Sirkeci esnaflığından Türkiye’nin hatta dünyanın sayılı zenginleri arasına girmesini sağlayan başarı hikâyesini hepimiz yakından biliyoruz.

Çeşitli fısıltılarla da renklenen bu maceralı çıkış grafiği arık zor bir döneme girmiş gibi görünüyor.

Bu dönemde dikkat çeken en önemli husus, diğer medya guruplarının bu zor döneminde Doğan’a sahip çıkmaması…

Aslında bunun nedenlerini biraz da geçmişte aramak gerekiyor:

Sadettin Tantan’ın İçişleri Bakanlığı döneminde, başını, bugün başka bir suç isnadı dolayısıyla tutuklu bulunan dönemin EGM Kaçakçılık Daire Başkanı Emin Aslan’ın çektiği birçok operasyonlar yapılıyordu.

Birçok iş adamı sudan bahanelerle gözaltına alınıyor, kelepçelenerek medya karşısına çıkarılıyor ve hatta tutuklanıyordu.

İşin ilginç yanı, o dönemde hırpalanan iş adamlarından yargılama sonucu ceza alan olduğunu bugüne kadar hiç duymadık.

O operasyonlar iş adamlarına, hırpalanmış, küstürülmüş ve şirketlerini çoğunlukla yabancı sermayeye kaptırmış olmanın dışında başka bir zarar vermedi.

O dönemde dikkat çeken iki husus vardı:

1- Aslında teşvik edilerek dünyayla rekabet etmesinin sağlanması gereken Türk sermayeli iş adamları teker teker örselenerek bezdirilmiş ve şirketleri daha sonradan başka sermaye guruplarına ya da yabancılara satılmıştı.


2- Doğan medyası bu insanların kamuoyu vicdanında linç edilmesinde çok önemli bir rol oynamıştı!

Yakın tarihi takip edenler hemen hatırlayacaklardır, Doğan medya gurubu, Uzan Gurubu AKP döneminde yok olurken de aynı stratejiyi izlemişti.

Devran döndü ve bugün aynı durum Doğan Gurubunun başına geldi.

Doğan Gurubuna kesilen vergi cezasının ardında başka sebepler aranması gerektiğini artık ilkokul çocukları bile ayırt edebilmektedir.

Hele ki vergi kaçırmak için yapılacak kayıt dışı işlemlerin bizzat Aydın Doğan’ın kesesinin aleyhine olduğu düşünülecek olursa, bu vergi cezasının haklılığı konusunda kafalarda soru işaretleri olması gayet doğaldır.

Çünkü böyle büyük şirketlerde kayıt dışı yapılan her işlem patronun değil, doğrudan o kayıt dışı işlemi yapanın kasasına gideceğinden; hiçbir patron şirketlerinde kayıt dışı işlem yapılıp da, tabiri caizse, kendisinden “çalınmasına” rıza göstermez!

Bu konudaki tartışmaları yargı sürecine ve zamana bırakıp, biz medyada alışıldık hale gelen (getirilen) kavgalara dönelim.

Bugün burada “oh olsun, ettiklerini buldular” diye sevinen ve “düşene vur” zihniyetine sahip olan guruba edecek bir çift lafımız var:

Bu “oh olsuncu” guruptan bazılarının Hürriyet gibi bir gazetede yer alamamaktan kaynaklanan kıskançlıkları olması çok doğal ama bu mazeretin makul bir insanın gözünü kör etmemesi gerekir.

Şu unutulmamalıdır ki, hiçbir patron batmayacağı gibi, Türkiye’de bir zamanlar iktidarları belirleyen, pijamayla Başbakan karşılayacak kadar rahat olan Aydın Doğan da batmaz!

Birikimleri kendisine ve sülalesine ömürleri boyunca yetecektir.

Burada batacak olan Doğan Gurubudur.

Zarar görecek olanlar da burada çalışanlardır.

Doğan Gurubu batınca işsiz kalacaklar, emeğiyle ailesini geçindirmeye çalışanlar olacaktır.

Doğan Gurubu, bugünkü iktidara muhalefet eden en önemli kitlesel medya gurubudur.

O da yok olursa muhalif sesler kendilerini nerede ifade edecekler?

Hükümetin uygulamaya koymaya çalıştığı “demokratik açılımın” bir gereği de muhalif seslere kulak vermek değil midir?

Önünüzde en güzel örnek olan Doğan Gurubunun geçmişteki ve bugünkü durumu varken, medyada çeşitli guruplarda çalışanların birbirine bu kadar kin gütmesi ise aklın alacağı bir şey değildir.

Ne demiş atalarımız:

Bugün banaysa yarın da sana!
 

Feramuz Erdin - Kenthaber
Yayın Tarihi : 9 Ekim 2009 Cuma 16:24:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
bertan yumuk IP: 78.186.138.xxx Tarih : 11.10.2009 13:42:22

iyi hoş da geç kalınmış bir yazı değil mi bu yazı. Uzan grubu, ciner grubu ve dinç Bilgin operasyonları yapılırken bu yazının yazılması gerekirdi. Şimdi operasyonun son halkası gelmiş, "batan doğan grubu olur, aydın doğan değil" demek geç kalınmış bir düşünce. Şimdi ciner, uzan ve dinç bilgin grubunda geçmişte çalışıp da mağdur olan, işsiz kalan hiç bir gazeteci bu yazıya inanmaz. Aksine 'Beter olsun' der.  


kuddusi kurt IP: 88.226.255.xxx Tarih : 11.10.2009 20:58:36

Biz burada "Banane'cilik" oyunu oynarken, iktidar yanlısı guruplar Atı aldı ve çoktan Üsküdarı geçti. Muhalefetin olmadığı bir Türkiye Demokrasisi yerin dibine batsın. Batılcılarla batıcılar aynı terazinin gözünde ağırlık oluşturdular. Ülkemdeki tüm Yurtsever, Aydın insanlar bölünüp parçalandı. Üstelik Yurtseverler biribirine düşer hale geldi. Ben gelecekten kaygılıyım. Ülkemdeki vatan haini sayısı günden güne artmakta. BİR ATATÜRK DAHA ÇIKARMI ACABA.?....


yusuf IP: 78.163.139.xxx Tarih : 11.10.2009 19:24:49

A.Doğan'ın avukatlığına soyunanlara şaşırmıyorum. zengin ve ünlülerden yana olmak bazı insanların karakteridir ve kârlıdır da. Ama garibanların yaşadığı mağduriyetler kimsenin umurunda olmaz. Ayrıca pijamayla başbakan karşılamak da zengin olunca normal görülebiliyor bazı aydınlar(!)için. Hem kimse sorgulamıyor  A.Doğan beş kuruşsuz geldiği İstanbul'dan bu güne çalışarak, helal kazançla mı geldi? 28 Şubat öncesi ve sırasında batan bankalar, peşkeş çekilen milletin KİT'leri kimleri abad etti, kimleri berbat etti. A.Doğan vergi kaçırmakla suçlanıyor ve eğer kaçırmışsa geri isteniyor. Olmuşsa da böyle bir durum helal ulsun diyenler kendileri ödesinler o parayı, ama benim bir kuruşum yenmişse ben HELAL ETMİYORUM. Devlet haklıyı korumakla görevlidir, birileri de imPARAtorlara şövalyelik yapmakla...