19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

MUHALEFET SEÇİMİ KAZANMAK İSTİYOR MU?

Türkiye’nin kaderini belirleyecek seçimler artık çok yakın…

Toplum bunun ne kadar bilincinde?

Acaba kaç kişi günlük olayları, gündemleri veya yanlı olmayan televizyonları, basını izliyor?

Hepsinden öte muhalefet partileri yerel seçimlere gereken önemi veriyorlar mı?

Yoksa böyle gelmiş böyle gider, biz muhalefette kalmaktan mutluyuz mu diyorlar?

Türkiye devrimlere bağlı, laik düzene mi geçecek; yoksa karanlığa bir adım daha mı yaklaşacak?

Önümüzdeki önce yerel, sonra da genel seçimler toplumun ne kadarının sağduyu sahibi olduğunu gösterecek. Araştırma şirketlerinin seçimlerle ilgili olarak yaptıkları anketlerin ne kadar sağlıklı olduklarını kestirebilmek güç. Bazı anketlerin seçmenlerin beynini yıkadıkları veya onları yanlış yönlendirdikleri açıktır. Geçmişte bunun pek çok örneği ile karşılaşmıştık.

İktidarın yerel seçimlerde toplumun sağduyusu ile karşılaşarak sert bir kayaya çarpacağını sanıyoruz. Miting meydanlarında görülen kalabalıklara da aldanmamalıdır. Başbakanın son Muğla konuşmasında çevre ilçelerden otobüslerle insanlar taşınmış, tüm kamu görevlileri meydana gelmişti. Görenlerin söylediğine göre koruma polisleri yine de gelenlerden fazlaymış!.. Bu nedenle meydanlardaki insan sayısına da aldanmamak gerekir diye düşünüyorum.

Beklenmedik bir tarih değişikliği olmazsa 30 Mart 2014’de yapılacak yerel seçimler iktidar partisi için bazılarının sandığı gibi kolay olmayacak, başka bir deyişle beklenen oylar çantada keklik hiç değildir. Bütün mesele muhalefet partilerinin birbirlerine düşerek oyları bölüp bölmeyeceklerine dayanır. Kuşkusuz, bunun yanı sıra seçmenler de memleketin geleceğini düşünerek bundan böyle artık bilinçli davranmak zorundadır.

Nedense muhalefet bazı istisnalar dışında bugüne kadar belediye başkan adaylarını tam olarak açıklamadılar. Belki de parti içerisinde herhangi bir iç çekişmenin çıkmasını önleyerek oy kaybına uğramaktan kaçınmış olabilirler. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana başta olmak üzere büyük şehirlerin seçim sonuçları daha sonraki genel seçimlerin mihenk taşı olacaktır. Büyük şehirleri muhalefet partisinin kazanması, büyük olasılıkla genel seçimleri de alacağını gösterecektir.

Muhalefet partileri, yerel seçim adaylarından kendilerininki kazanmasa bile kazanacak olanın yanında yer alarak onları desteklemelidir. Bunun aksi durumda AKP’nin kalelerini alabilmeleri çok zor olacaktır. Muhalefet partilerinden CHP, MHP ve büyük bir gelişme gösteren TİP’in anlaşarak tek bir adayı destekleme zorunluluğu artık doğmuştur. Kazanması hayal olan adaylarla seçime gitmeleri büyük olasılıkla AKP’nin etmeğine yağ sürecektir. Böyle yapacaklarına gidip iktidar partisine oy versinler, sonra da sonuca katlansınlar!..

Örneğin İstanbul’da CHP, AKP’nin arkasında geliyor. CHP, MHP, BDP ve TİP’in toplam oyları önceki seçimde iktidar partisini aşmıştı. Bu durumda dört partiden en az üçü tek aday üzerinde anlaşmış olsalar iktidarın önemli kalesi İstanbul’un düşmesi işten bile değildir. Bunun dışında Erzurum’da MHP AKP’nin gerisinden geliyor. Orada da diğer muhalefet partileri MHP’yi desteklemiş olsa bir kale daha düşer.

Muhalefet partilerinin liderleri bir araya gelerek gerçekçi bir plan üzerinde anlaşabilmiş olsalar, iktidar partisinde büyük bir yara açabilirler.

Böyle yapacaklarına inanıyor musunuz?

Doğrusunu söylemek gerekirse ben de inanmıyorum. Ancak yine de yazmaktan kendimi alamıyorum. Bazılarınızın da düşündüğü gibi bu bir hayal, onlar anlaşamazlar, kazanamayacaklarını bile bile seçime girerler ve daha önce olduğu gibi yine yenik düşerler…

Belli mi olur; bakarsınız halkın sağduyusu liderlerin anlaşmazlıklarını aşar ve ona göre oylarını kullanırlar. Seçmen bulunduğu il veya ilçede kimin güçlü, kimin güçsüz olduğunu anlayarak ona göre oyunu kullanırsa, iktidarın elindeki birçok kaleyi muhalefet partilerinden birinin ele geçirmesi işten bile olmaz. Bunun için de seçmenin çok daha bilinçli, sağduyulu ve gündemi akılcı olarak takip etmesi ve geleceği görebilmesi önem kazanmaktadır.

Bir kez daha hatırlatmakta yarar var; önümüzdeki yerel seçimler öncekilerden çok farklı olarak ülke geleceği açısından son derece önemlidir. Muhalefetteki parti liderleri birbirlerini rakip görüp iktidar partisini bir yana bırakıp söz düellosuna girecek olurlarsa seçmenin aklını karıştırırlar ve kendileri dışındaki partinin ekmeğine yağ sürmüş olurlar.

Muhalefet partileri birbirlerinin rakibi olmamalıdır. Seçmen de balık hafızalı olmamalı, son yıllarda yaşanan iç ve dış olayları görerek durumu değerlendirmeli ve oyunu da ona göre kullanmalıdır.

Belediye hizmetlerinin sosyal yaşamda önemi çok fazladır. Büyük şehirler dışında gençlerin sohbet edebilecekleri mekânlar var mı, sevgilisiyle, nişanlısıyla bir parkta rahatça oturup sohbet edebiliyor mu, kültürel, sanatsal etkinliklerden yararlanabiliyor mu?

Kısacası insan haklarına saygılı bir toplum olmak istiyorsak şapkamızı önümüze koyup düşünmek zorundayız. İş işten geçtikten sonra dövünmenin hiçbir işe yaramayacağının bilincine bundan böyle varmak zorundayız.

Demokrasiyi özümsemiş ülkelere baktığımızda toplumun yaşam ve kültürel yönden büyük bir gelişim gösterdiğini, baskılara boyun eğmediğini hep birlikte görüyoruz.

Konumuzla pek ilgisi yoksa da (!) yine de Kenya Devlet Başkanlarından birinin bir sözünü hatırlatmakta yarar var sanırım:

Afrika’ya batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim ise elimizde topraklarımız vardı.

Bize gözlerimizi kapayarak dua etmemizi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı.”

Kıssadan hisse…
 

erdemyucel2002@hotmail.com

Erdem Yücel/Kenthaber
Yayın Tarihi : 4 Aralık 2013 Çarşamba 12:19:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?