18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

NATO´da El ve Onur Kontrolu - Varlık Özmenek


Varlık ÖZMENEK / ANKARA
E Posta: ozmenek@ada.net.tr


Sansursuz.com'daki 13 Temmuz 2003 günlü ve "Türkiye'de Gündem Şok'ta, Kamuoyu Elektroşok'ta" başlıklı yazımız şöyle başlıyordu:

"Türkiye'nin gündemi; ekonomik, politik, diplomatik ve medyatik...Kelimenin tam anlamıyla şok yaşıyor. Şok! Yani 'beklenmedik bir olay, bir kazanın yarattığı fiziksel ve coşkusal nitelikte, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü', diye tanımlanıyor. 4 Temmuz günü Kuzey Irak'ta Süleymaniye kentindeki Türk Özel Harekat Timi'ne yönelik Amerikan baskını!..

100 kadar Amerikan askerinin, 3 subay ile 8 astsubay..11 Türk askerini -deyim yerindeyse ki daha ağır biçimde- karga tulumba ederek Bağdat'a götürmesi ve 55 saat göz altında tutması olayı!..

Olayın, Irak Savaşı'ndan sonraki süreçte ABD'nin Ankara'ya 'göz göre göre' yani biraz da beklenir bir eylem niteliğinin yanısıra, Kore Savaşı'ndan bu yana elli yılı aşkın 'stratejik dost ve müttefiklik' hattında bir 'grizu patlaması' ölçeğindeki derin gurur kırıklığı yaşanıyor..."

Biz neler yazıyoruz, bakın neler oluyor...

Hemen hemen tam bir yıl sonra Milliyet'in 30 Haziran günlü, "Önce Elini Göster, Sonra Tokalaş!" başlıklı haberinin başlangıç bölümünü okuyalım ve de haberden bazı alıntıların altını çizelim:

"ABD Başkanı George Bush'un İstanbul'da konuşma yaptığı Galatasaray Üniversitesi'nde güvenliği üstlenen Amerikan güvenlik görevlileri, Türk bakanları bile kontrollü olarak içeri aldı. Bush ile el sıkışmak için bekleyen Türk konukların bazılarının elleri de ajanlarca kontrol edildi. Basın mensupları, tüm eşyaları ABD'den getirilen K-9 köpeklerinin bomba taramasından geçirildikten sonra bahçeye alındı.(...) İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Devlet Bakanları Beşir Atalay ve Ali Babacan, çok sayıda milletvekili, işadamı ve medya yöneticisinin de aralarında bulunduğu 200 konuk saat 12.00'den itibaren ABD'li yöneticilerce kontrollü içeri alındı.(...) Kontrolü tamamlayan Bush'un koruması ilerlemeye devam ederken, Akalay ile Aksu şaşkınlıkla birbirine baktı. Konuşma sonrası yaklaşık yarım saat boyunca Bush'un çıkışı için konukların çıkmasına izin verilmedi, çıkanların da arabaları gönderilmedi. Ancak bunun tek istisnası, yaklaşık 5 dakika bekledikten sonra makam aracı gelen 1.Ordu Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt oldu." (sf.16, NATO)

Evet bir yıl sonra ne gündem şok'ta, ne de kamuoyu elektroşok'ta... Feci biçimde izliyor olup bitenleri...

Adamlar önce ellere bakacak tabii; İkili Anlaşmalar... Borç... Kredi... Hibe... Hepsi o 'ellerle' alındı. O ellerle yapıldı darbeler.

Medya köşeleri, müthiş! Neredeyse 'Devlet adamlığı' ile 'Devlet gazeteciliği' hülasası bir eda okunuyor;

- Ağırdan al, molla desinler!

Fonda Ortaköy Camii, Boğaz Köprüsü...Önde W.Bush... O'nun da önünde 'kontrollü' 200!... Önümüz kasım... Bush, başkanlık seçimleri için kampanyasını başlatıyor...

Daha dünkü, önceki günkü yazılarımızda, "Geçer de, deler geçer" demiştik...

Demiştik de ben kimim?

12 Mart (1971) Muhtırası'ndan sonra TRT Ankara Televizyonu'ndaki programcılık işine, ABD ile Türkiye arasındaki 'İkili Anlaşmalar' muvacehesinde son verilen ve bir daha da döndürülmeyen, 12 Eylül sonrasının da 'Andıçlı' gazetecisi... Bendeniz. Sansürsüz!

Biz andıçlıyız!

Bu mesleğin 'olmazsa olmaz' onur emekçileri muhabirler yazmasa, köşelerde şenlik okuyacağız...

Neyse bu da geçer!

Gelelim bizim bir dilekçeye...

*** *** ***

TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz'ün 12 Ocak 2004 günü göreve başlarken 'Devir-Teslim' töreninde yaptığı konuşmadan bazı bölümler okuyalım:

"Demiröz, bütün amaçlarının TRT'nin kuruluş yıllarındaki zirve noktasını yakalamak ve TRT'ye eski onurunu iade etmek olduğunu belirterek, 'Bu, şu demektir: TRT'yi yayıncılık alanında lider yapmak, öncü yapmak bununla da kalmayıp, Türkiye'yi küresel platforma taşımaktır' diye konuştu. Demirez, bunun için TRT'nin gerekli teknik olanaklara ve yetişmiş insan gücüne sahip olduğuna işaret etti...(Buraya dikkatinizi çekmek isterim)...TRT'nin yetiştirdiği eğitimli, birikimli, kendini ispat etmiş eski kadroları tekrar göreve getireceklerini bildirerek, sözlerini, 'Bu arkadaşlarımız, genç yayıncı kuşaklara öncülük edecektir ve TRT, Türk dünyasının birikimini, potansiyelini değerlendirecektir..." (Ankara, A.A. 12.01.2004, HLD-MY-MES)

Anadolu Ajansı'nın bu haberini iyice okuyarak, kendime 'çağrı' çıkarttım.

11 Mart 2004 günlü şu dilekçeyi kendilerine 'İadeli Taahhütlü' postayla ilettim:

"Sayın Şenol Demiröz
TRT Genel Müdürü-Ankara

Sayın Demiröz, öncelikle, iki ay gecikmeli de olsa yeni görevinizde başarılar diliyorum. Sonra, Genel Müdürlüğü görevini devraldığınız gün yaptığınız konuşmadan dolayı size teşekkür etmek istiyorum. Değerbilirlik, çalışmalarınıza güç versin. Daha sonra da, doğrusunu isterseniz sizden sizin deyiminizle, 'tekrar göreve' çağrı bekliyorum. TRT Televizyonu'nun 'kuruluş yıllarında' TRT Ankara Televizyonu'nda prodüktör kadrosunda 4 yıl süreyle görev yaptıktan sonra, 12 Mart Muhtırası'nın yönetim hukuku anlayışıyla ve işleyişiyle kurum dışı bırakıldım. (14 Şubat 1972) O günden bu yana 32 yıldır gazetecilik mesleğimi sürdürüyorum. İçtenlikli açıklamanıza dayanarak 'tekrar göreve' çağrınızı içtenlikle beklediğimi bilginize sunmak istiyorum. Varlık Özmenek gazeteci..."


*** *** ***

Bugünkü tarih itibariyle aradan 3,5 ay geçti.

Ne bir cevap, ne bir ses... Ve de "TRT'nin kuruluş yıllarındaki...eski onuru"nun... O'su?

Bilmiyorum, NATO toplantıları vesilesiyle bu konu gündeme gelmiş midir?

Başkan Bush'a sorulmuş mudur? İkili Anlaşmalar'ın basın-yayın organlarında çalışanlarla ilgili maddesi yürürlükte mi?

Bendeniz belki Bush'tan sonra bir cevap gelir, diye beklerken, neler neler geldi gündeme baksanıza:

"Bush'la el sıkışmak isteyen Türk bakanlara ABD ajanlarından el kontrolü"...Ve de:

"Basın mensupları, tüm eşyaları ABD'den getirilen K-9 köpeklerinin bomba taramasından geçirildikten sonra bahçeye alındı..."

Eee şimdi farz oldu TRT Genel Müdürü'nün şahsında tüm 'medya mensupluğu' alemine bir çift laf etmek:

- Sakın ha! Dilekçe hak'tır! Cevap vermek yasaldır! falan filan... Gazeteciliktir, yayıncılıktır onur-monur falan... Demiyorum. Beklemiyorum. Onur o kadar çok lazımsa; "ABD'den getirilen K-9 köpeklerine" koklatılır; hayvan belli eder hemen...

Bush'lu NATO'dan el ve onur kontrolu...

Toplantılarından çıkartılacak ilk sonuç alınmış görünüyor.
VARLIK ÖZMENEK
Yayın Tarihi : 2 Temmuz 2004 Cuma 17:04:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?