25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

NEBÛN AN ÇENEBÛN!..

“Nebûn an Çenebûn” meclis kürsüsünde bir milletvekilinin söylediği, anlamını sonradan öğrendiğim bir sözcük… W.Shakespeare’nin Hamlet oyununda söylediği, ünlü “To be or not to be” sözcüğünün Kürtçe çevirisiymiş!.. Kısacası olmak veya olmamak anlamında…

Bazıları açılım, açılım diye ortaya çıktılar, şimdi ne durumlara düştüğümüzü hep birlikte görüyoruz… Açılımı kendi çıkarlarınca yorumlayanlar işi meclis kürsüsünde Kürtçe konuşmaya kadar getirdiler… Oysa Anayasamızın genel esaslarının değişmez 3. maddesi aynen şöyle diyor: “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.”

Anayasanın bu amir hükmüne ve milletvekillerinin ettikleri yemin bazılarının işine gelmiyor. Böyle olunca da BDP milletvekilleri meclis kürsüsünden Kürtçe cümleler kullanmayı marifet sayıyorlar… Yabancı ülkelerde, özellikle Türklerin çok sayıda yaşadığı Almanya’da Türk kökenli milletvekilleri var; ancak onların hiç birisi Alman parlamentosunda Türkçe konuşamaz… Bizim meclisimizdeki milletvekillerimiz de Türkçe konuşmak zorundadır.

KCK davasına Diyarbakır Mahkemesinde, Kürtçe savunma yapmaya kalkanları hâkimin bilinmeyen dilde savunma yapamazsınız kararını ile BDP milletvekilleri meclise taşınmıştı. BDP Eş Başkanı S. Demirtaş, mal bulmuş mağribi gibi kararı eleştirmek bir yana eteğindeki çakıl taşlarını dökmüştü; “ Herkes bunu bilmelidir ki, Kürt halkı mahkemelerde Kürtçe konuşacak, okullarda da konuşacak, vergi dairelerinde de konuşacak!...

Böylesine cüretkâr şekilde, bölücülükten yana konuşmanın icazetini kimden alıyorlar? İmralı’dan mı, yoksa başka bir yerden mi?

Şimdilik bilemiyoruz…

Meclis salonunda parmakla sayılacak kadar az milletvekilleri önünde 2011 Bütçe konuşmaları sırasında kürsüde Kürtçe sözcükler söyleyenlere pek az tepki gelmişti. Bardağı taşıran konuşmayı geçen yıl Silopi’de güvenlik güçleriyle çatışan, milli bütünlüğe karşı düzenlenen gösterilerde en ön safta yer alan milletvekili Sevahir Bayındır’ın yapması bir anda siyasi ortamı gerdi. Bununla da kalmayarak Türkiye’nin siyasi ortamına bomba gibi düştü… O gösteride milletvekili ön saflarda olduğundan tazyikli su nedeniyle yere düşmüş ve kalça kemiğini kırmıştı. Bütçe görüşmelerinde, ilk kez meclise gelerek kürsüde Hamlet oyununda geçen “olmak ya da olmamak” sözünü Kürtçe söyleyerek adeta bir gösteri yapmış, ardından da ” bu söz sizi yaraladı mı?” demiştir!... Sonrada koltuk değneğini sallayarak “İşte TC kimlik numaram” diyerek ucuz politikanın göstergesini ortaya koymuştur. Bunun nedenini de kendince şöyle açıkladı; “Yurt dışına çıkıyorum, bana TC kimlik numaramı sordular. Ben de işte kimlik numaram diye bu koltuk değneğini gösterdim!... TC. Devletinin vekiline, kadınına, bana öngördüğü reva gördüğü budur! Bacağımı kırdınız ama yüreğimi beynimi kıramadınız!...” Bayındır, koltuk desteğini salona sallayarak “bu sizi yaraladı mı” diyerek milletvekillerini kendince tahrik etmeye çalışmıştı!..

Bayındır’ın yaptığı bir gösteriydi ama ardındaki gerçek niyet hemen ardından ortaya çıkmakta gecikmedi. Büyük olasılıkla İmralı veya başkalarından aldığı emirlerin arasında meğer Güneydoğu’da yön gösteren tabelaların iki dilde yazılması varmış!.. BDP, mahkemelerde veya devlet dairelerinde Türkçe yerine Kürtçe konuşulmasını istiyorlarmış!...

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Bu Bölgede iki dilli hayat olacak. Esnaf alışveriş dili olarak anadilini kullanacak. Ticarethane isimleri Kürtçe olmalı. Markalar anadilde olmalı, mönülere kadar iki dil olmalı!” sözünün hemen ardından güneydoğu’da da BDP’li belediye başkanları hazırladıkları iki dilli tabelaları şehirlerin girişlerine dikmişler… Basından öğrendiğim kadarıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi 97 yerleşim birimlerinde iki dilli tabela konulması kararını almış... Valilik bunu veto etmiş ancak sözünü geçirememiş ve tabelalar dikilmiş…

Günün ihtiyacı bunu gerektiriyor derlerse de bu söz safsatadan da öte…

Toplumu bölmek için şimdiye kadar sinsi sinsi sürdürülen bölücü politikalarını artık açıktan açığa ortaya koyuyorlar ve bunu tehditler savurarak pekiştiriyorlar. BDP milletvekillerinin daha önceden de çeşitli vesilelerle yaptıkları mitinglerde ayrımcılığa yol açan sözleriyle halkı tahrik ettikleri de unutulmamalıdır. Açılım adına kendilerine yasal bir uygulama yapılmayınca, son olayda olduğu gibi ipleri daha da germiye başladılar.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin herkesi sağduyulu olmaya davet ederken, BDP’nin iki dil açıklamasına yerinde bir yanıt verdi; “Türkiye çok dilli bir ülkedir, fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçedir. Bir parti tersine hareket ediyorsa Cumhuriyet Savcıları üzerine düşeni yapmalıdır.”

BDP’ye muhalefetten de tepkiler geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli; “Bunlar çok talihsiz değerlendirmeler 1 Ağustos 2009’da başlatılmış olan demokratik açılım veya PKK açılımının ülkeyi nereye getirdiğinin bir işaretidir. Türkiye’nin bölünmesine müsaade edilemez… Nitekim Kültür ve Turizm Bakanı da “Resmi ortamda başka bir dilin kullanılmasına dönük yasaların verdiği imkânları zorlamak hiçbirimizin hakkı değil…” demekten kendisini alamadı.

Uzun süredir sessizliğini sürdüren Genelkurmay, nihayet konuşarak olanları endişeyle izliyoruz, iki dilin ülke bütünlüğünü bozacağı uyarısı yapıldı. Bu uyarıda, kısaca Büyük Önder Atatürk’ün Türk ulusuna armağan ettiği en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, halk egemenliğine dayalı kuruluş felsefesinin temelinde üniter devlet, ulus devlet olgusunun yer aldığı belirtilmiştir.

Genelkurmay’ın yerinde uyarısına her zaman olduğu gibi yine AKP’den “asker kendi işini yapsın, Genelkurmay’ın siyaseti denetlemek gibi bir görevi yoktur” tepkisi geldi. BDP ise “TSK, siyasi partilere karşı açıklama yapamaz” diyerek planlarına taş koyanlara karşı çıktı… Oysa Genelkurmay açıklamasıyla toplumun büyük bir bölümünün ortak düşüncesini ortaya koymuştur. Sözlerinde de yerden göğe kadar haklıdır. Burada bir sorumlu aranacaksa üniter yapıyı bozmak isteyenlere ortam sağlayanlardır.

Bu konuda herkes sorumlu davranmalı, ortamı germemeli, bazı insanları kışkırtmamalıdır…

Mecliste olur olmaz yerde Kürtçe konuşmak, iki dilli sistem istemek, iki dilli tabelalar dikmek, halkı bu yönde kışkırtmak, esnafın alışverişlerini ana diliyle yapmasını önermek, Kürtçe eğitimi savunmak, hatta mönülerin bile iki dilde yazılmasından yana olmak, bir partinin kapatılmasına neden olur mu?

Siyasi partiler Kanunu böyle girişimlere cevaz veriyor mu? Verse bile, iktidarın seçim havasına girdiğini 2011’de bunu beklemek olanaksız… Türkiye’nin bütünlüğünden çok her şey oya endeksli!...

BDP’nin Güneydoğu’da iki dilli bir yaşam için düğmeye bastığını basından öğreniyoruz.

Türkçe ile Kürtçenin birlikte kullanılmasına en başta yargı karşıdır. Danıştay’ın daha önce verdiği kararlarda Kürtçe hizmet verilmesini Anayasaya aykırı bularak iptal etmişti. Danıştay daha önce belediyelerin hizmetleriyle ilişkin kararlarından biriside Batman Belediyesinin bazı sokak ve caddelere verilen isimleri iptal etmişti AİHM’nin Diyarbakır Sur Belediyesine ilişkin kararı da böyle bir uygulamanın kolay olamayacağını gösteriyor.

Yönetimin açılım diye tavizler vermesi bizleri nereden nereye getirdi?

Bunlar bölünme yönünde atılan ilk adımlar değil mi? Çok dilli, çok milletli yapıya müsaade edilemez… Ancak terör örgütleriyle, referandum öncesinde eylemsizlik yönünde pazarlık yapılıp yapılmadığı bilinmiyor… İktidar ise böyle bir görüşme olduğunu kabul etmiyor… Muhalefet ise aksini iddia ediyor!..

Rüzgâr eken fırtına biçer sözü ile yapılanlar ne kadar uyuşuyor…

Fırsat bu fırsat, herkes altı ay sonrasının seçim derdinde, ne yaparsak yapalım yanımıza kar kalır düşüncesinin tipik örneği.

Ancak Türk milleti bu oyunlara, gösteriye yönelik zorlamalara yağma yok der.

erdemyucel2002@hotmail.com  

Erdem Yücel
Yayın Tarihi : 22 Aralık 2010 Çarşamba 12:10:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mahmut kılıç IP: 78.187.237.xxx Tarih : 22.12.2010 12:44:04

bence eniyisi devleti islam devletine dönüştürmeliyiz


nur IP: 188.56.240.xxx Tarih : 24.12.2010 20:24:24

akp doğru demiş asker siyasete karışamaz .. her defasında yorum yapıyorlar ben guney dogudayım kurtler bölunmek istemiyor cogunlugu bırkac karga öttu diye de bölunmez  bdp nin tek amacı böyle yaparak kapatılmayı saglamak şimdiye kadar yaptığı gıbı madur zavallı rolune burunup oy kazanmak .. cunku her kapatılmalarında oylarını artırdılar...


İLHAN UZAL IP: 95.9.62.xxx Tarih : 24.12.2010 15:55:49

Bu arkadaşlar kürtlerin tümünün sözcüsü olarak gösteriyorlar kendilerini ama gerçekte kürtlerin yüzde 50.si bunlara güvenmiyor.Bu ülkede kürtler başbakanlık görevinde Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmuş ve TBMM.nin 5/1.ini temsil ediyorlar.Siz Kürtsünüz Başbakan olamazsınız demedi hiç kimse veya siz kürtsünüz milletvekili olamazsınız demedi hiç kimse veya siz kürtsünüz bu ülkede iş yapamazsınız veya çalışamazsınız demedi hiç kimse hatta kürt yüzlerce işadamı ver ülkemizde.Oysa Suriyede kürt isen muhtar bile olamıyorsun böyle bir yasaları var.en özgür yaşadığınız ülke Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.Rahatça görüşlerinizi ifade edebiliyorsunuz ülkeyi bölmeyi bile teklif edebiliyorsunuz daha ne özgürlüğü arıyorsunuz.eylemler yapıyorsunuz polise molotof atıyorsunuz heryeri savaş alanına çeviriyorsunuz daha bundan öte bir özgürlükmü var.Bence Bdp.lilere rahatlık batıyor.Gelelim İmralı canisine.Bdp.liler Caniden alıyor emri ya İmralı Canisi emri kimden alıyor..benim diyeceğim bu ülkede Amerikan İsrail uşağı olacağınıza Türkiye Cumhuriyetinin Neferi olun benden size tavsiye.


kazım IP: 78.164.101.xxx Tarih : 25.12.2010 16:16:10

Elazığlı kürt  MHP vatanın vatandaşın birliğine uğraşıyor bdp gibi bölücülük yapmıyor bu kafayla bu devlette daha çok rahat ederiz  lütfen senin beynin boşalmışda doldurmaya bak  gidişin pek hoşuma gitmedi


Dr. S. IP: 95.7.59.xxx Tarih : 23.12.2010 00:54:12

Bu gelişmeler, 100 yıl öncelerine dayanan Batılı emperyalistlerin Türkiye üzerine oynadıkları oyunların bir parçasıdır.Türk Ulusu olarak bu oyunlara gelmeyelim ve Anadolu'nun bütünlüğü konusunda -batı emperyalistlerine karşı- kardeşçe yaşamaya devam edelim.


kazım IP: 85.104.77.xxx Tarih : 22.12.2010 15:12:47

ADAM GİBİ YAŞARLAR KARDEŞLİĞİ KORURLARSA NE ALA ÖBÜR TÜRLÜ HAİN TERÖRİSTLERLE TÜRKİYE VE TÜRKİYE İNSANINA ZARAR VEREN DEVLETİ DIŞ GÜÇLERE KARŞI ZAYIF DÜŞÜREN BÖLÜCÜLER OLMASA DAHA İYİ   BU DEVLETİN EKMEĞİNİ YİYOR BU DEVLETE ASİLİK YAPIYOR  ONLARIN ACİL MECLİSDEN AÇIĞA ALINMASI LAZIM TÜRKİYE HALKINI KAOSA SÜRÜKLEMEK İSTEDİĞİ İÇİN.HAYIRSIZ  ASİLER KÜRT TÜRK FARKETMEZ HEP AYNI ÜLKENİN İNSANLARIYIZ ONLAR UYANIKLIK YAPIYOR BÖLGESEL YÖNETİM YAPALIM DOĞU TEK BAŞIMIZA TÜKETELİM  BATIYADA ORTAKOLALIM İLERDE BATIDADA KÜRT NÜFUS ÇOĞALINCA   HEP TCYİ KÜRDİSTAN YAPARIZ HAYALİ EN İYİSİ AYRILMAK İSTİYORLARSA NE BİR TÜRK ORDA KALSIN NE BİR KÜRT BURDA ONUDA İSTEMİYORSUNUZ  O ZAMAN   VAY YAVRUM VAY DÜŞÜNMEK BİLE TEHLİKELİ.


ali IP: 95.70.165.xxx Tarih : 27.12.2010 19:18:50

elazığlı kürt diye yazan kardeşim..nick ini kullanırken bile fitnevari seçiyorsun..dtp ile mhp nin karşılaştırılması sapla samanın karşılaştırılması gibidir..birisi hatalarıyla bereber ülkenin selameti için ve anadolunun bağrından çıkarken,diğeri haçlı ve siyonozim tarafından sevk ve idare edilen taşeron bir yapılanmadır.halk desteği aldığıda yalandır..vatandaşın evine tehdit telefonu açarak,kapıların altından tehdit mektupları göndererek 13-14 yaşındaki çocukları ellerine moloktof kokteyl verip(referandumda) evden çıkanın evini ateşe verin diyerek,okul önleri ve çevresinde 30-40 kişilik guruplarla dolaşarak oy kullanmaya gelenleri tehdit ederek geri çevirerek alınan oylarmı halk desteği..dtp demek zavallı kızı ateşe verip yakacak kadar zalim bir hareket demektir..Allah herkese basiret versin..


ali IP: 212.154.5.xxx Tarih : 22.12.2010 15:09:04

dtp denilen parti bir projedir...lütfen önyargısız eylemlerine bakın hep karanlık mihrakların istediği zamanda onların menfaatine göre hareket ediyorlar.. misal...kurtlar vadisi 6-7 yıldır var ama daha 2 ay önce bu diziyi eleştirdiler.. niye..dizi israilin şapkasını düşürünce israilin kullandığı bu zihniyetin g.başkanı demirtaş efendi viyaklamaya başladı...bunun gibi sayısız örnekleri var..basiretli olanlar bunu rahatlıkla görebilirler..ilgililer 22.12.2010 tarihli akit gazetesindeki bu dtp nin kirli yüzünü gösteren yazıyı okusunlar...


elazığlı_kürt IP: 83.66.175.xxx Tarih : 24.12.2010 20:35:47

KAZIM BDP Yİ ELEŞTİRNCE ACABA MHP YE DEĞİNMEYİŞ DÜŞÜNDÜNMÜ BİLMEM FİKİRLER DAİMA KARŞILIKLI OLMALI BİRİNİ ELEŞTİRİ HA BAN BELKİ BDPLİMSN DİYECEKSİN AMA DEĞİLİM BDP Yİ LEYLEKLER GETİRMEDİ ONLARIDA SEÇENLER SAYGI DUYMAK LAZIM